Corona virüsü ABD’de neredeyse 1 milyon, dünya genelinde de tahmini 15 milyon can kaybına yol açtı. Biden yönetimi hem ülke içinde hem uluslararası boyutta pandemiyle mücadelede fon yetersizliğine rağmen, COVID-19’un akut evresini sona erdirme amaçlı küresel bir girişimi seferber etmeye hazırlanıyor.
ABD bu adımı, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) 1 Ocak 2020’den 31 Aralık 2021’e kadar COVID-19 pandemisinin doğrudan ya da dolaylı olarak 14 milyon 900 bin ölüme neden olduğunu açıkladığı bir dönemde atıyor.
Geçen yıl Eylül ayında yapılan Küresel COVID-19 Zirvesi’nin ikincisi 12 Mayıs’ta düzenlenecek ve ABD de zirvenin evsahiplerinden biri olacak. Çevrimiçi düzenlenecek zirve, krizin idaresi stratejisinden, dirençli kamu sağlığı sistemlerinin inşası için daha sürdürülebilir yaklaşım benimsenmesine gecişi amaçlıyor.
ABD yönetiminden üst düzey bir yetkili Amerika’nın Sesi’ne (VOA) yaptığı açıklamada, “Özellikle Omicron’dan sonra virüs bize, stratejimizi geliştirmemiz gerektiğini gösterdi” dedi. Yetkili, hedefin virüsü ortadan kaldırmaktan ziyade, virüsün bulaşma oranını, ölümleri ve hastaneye kaldırılma vakalarını azaltmak olduğunu kaydetti.
Zirve, küresel hedefler doğrultusunda “yerel unsurların öncülük ettiği çözümleri desteklemeye” odaklanacak. Bunlar arasında, halka aşıları ulaştırmak, test ve tedavilere erişimi arttırmak ve gelecekteki pandemilere hazırlık için sürdürülebilir finansman oluşturmak yer alıyor.
WHO’nun Afrika bölge ofisinden Dr. Thierno Balde VOA’ya yaptığı açıklamada, “Tüm bu farklı durumlara uyacak tek bir çözüme sahip olamayız. Gerçek olan şu ki bunu anlamaya çalışmamız ve dolayısıyla farklı ülkelerle, farklı ortaklarla birlikte en uygun çözümü inşa etmemiz gerekiyor” dedi.
ABD, uluslararası desteği canlandırmak için Karayip Topluluğu (CARICOM) dönem başkanı Belize, G-7 dönem başkanı Almanya, G-20 dönem başkanı Endonezya ve Afrika Birliği dönem başkanı Senegal’la birlikte zirveyi düzenleyecek.
Pandemi için bütçeye Cumhuriyetçiler'den şart
ABD, zirve masasına getireceği herhangi bir yeni taahhüt konusunda henüz açıklama yapmadı. Biden yönetiminin COVID’le mücadele kapsamında 5 milyar dolarlık küresel pandemi fonu dahil toplamda 22,5 milyar dolarlık ilave fon talebi Kongre’de Cumhuriyetçiler’in getirdiği koşullar yüzünden haftalardır çıkmaza girmiş durumda.
Cumhuriyetçiler tasarıyı desteklemek için, eski Başkan Donald Trump döneminde yürürlükte olan, pandemi kaynaklı acil durum sırasında Meksika sınırındaki yetkililere göçmenleri geri çevirme yetkisi veren ‘42. Madde’ düzenlemesinin tekrar uygulamaya girmesini şart koşuyor.
Bütçe eksikliği, Biden yönetiminin küresel ölçekte pandemiyle mücadelesini riske atabilir. Tehlikeye girebilecek adımlar arasında, 11 Afrika ülkesinde aşılama faaliyetlerini hızlandırmak için geçen Aralık ayında başlatılan ve Eylül’de bütçesi bitecek olan Global Vax adlı uluslararası bir girişim de yer alıyor. Bu durum ayrıca, yönetimin diğer ülkelerin COVID’le mücadele kapsamındaki taahhütlerini yerine getirme kabiliyetine zarar verebilir.
Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki VOA’ya yaptığı açıklamada, zirvenin, ABD’nin “dünya için aşı deposu olmaya devam edebilmesi için” daha fazla bütçeye ihtiyacı olduğu yönünde Kongre’ye bir mesaj vereceğini söyledi. Psaki, ilave bütçe olmadan dahi ABD’nin pandemiye karşı küresel mücadeleye en fazla katkı sağlayan ülke olmayı sürdürdüğünü kaydetti.
Küresel koordinasyon eksikliği
Pandeminin ilk iki yılına, zengin ülkelerin güçlendirici aşılama ve yeni varyantlara karşı korunma için ihtiyaç duyduklarından daha fazla miktarda doz aşı stoklaması damga vurdu. Bu durum, aşılama oranlarının düşük olduğu az gelirli ülkelerin aşılara erişimine tehdit oluşturdu.
Şimdi her ay 2 milyon doz aşının üretilebilmesiyle birlikte sorun, artık malzeme eksikliğinden ziyade yavaşlayan talep ve aşıların dağıtımı kapasitesinin zayıf olması olarak görülüyor. Aktivistler bu sorunların da aslında koordinasyon eksikliğinden kaynaklandığını savunuyor.
Önlenebilir hastalıklarla mücadele için çalışmalar yürüten ONE Campaign adlı örgütün başkanı Tom Hart VOA’ya yaptığı açıklamada, “Pandemiyi sona erdirmek için küresel bir planı koordine etmiş olsaydık, şu anda çok sayıda aşı dozunun olması ama bunlara ihtiyaç duyan ülkelere aşıları ulaştıracak paranın olmaması gibi bir durum yaşamazdık” diye konuştu.
Zirve, aşıların yanısıra, test ve tedavilere erişimi güçlendirmeyi de amaçlayacak. Tasarlanan ya da üzerinde çalışılan adımlar arasında, yerel ve bölgesel üretim kapasitelerinin arttırılması ve çeşitlendirilmesi, teknoloji transferi anlaşmaları ve COVID-19 tedavisi ve teşhisi konusunda fikri mülkiyet muafiyetleri getirilmesi gibi hususlar yer alıyor.
“Tedavi için test”
Bu arada Biden yönetimi geçen haftalarda, kişileri COVID-19 testinden geçiren ve sonucun pozitif çıkması halinde de ertesinde Pfizer’ın Paxlovid adlı ilacıyla hemen tedavi eden “tedavi için test” başlıklı ülke çapında uygulanacak bir program açıkladı. Yönetim şimdi benzer pilot projeleri diğer ülkelere de tanıtmayı amaçlıyor.
Yönetim yetkilisi, sağlık sistemlerinin ülkeden ülkeye farklılık göstermesi nedeniyle modellerin birbiriyle tıpatıp aynı olmayabileceğini söyledi. Yetkili, düşük ve orta gelirli ülkeler için pahalı bir ilaç olan Paxlovid’i oluşturan nirmatrelvir ve ritonavir adlı muadil ilaçların sağlanması gibi ilave engellere de çözüm bulunması gerektiğine dikkat çekti.
Duke Küresel Sağlık İnovasyon Merkezi’nin kurucu direktörü Dr. Krishna Udayakumar VOA’ya yaptığı açıklamada, “tedavi için test” pilot projelerini hayata geçirmek için ülkelerle ve mevcut çok taraflı sistemlerle birlikte çalışmanın, piyasada antiviral ilaçlara sahip olan Pfizer, Merck ve diğer şirketlere bağlı olacağını, böylece fon ve arz arttıkça ülkelerin de projenin uygulanmasını hızlandırabileceğini söyledi.
BM’nin desteklediği bir örgüt olan İlaç Patent Havuzu (Medicines Patent Pool) nirmatrelvir ve ritonavir üretmek için geçen Mart ayında 35 üretici ve 12 ülkeyle anlaşma imzaladı ancak bu ilaçların 2023 yılına kadar piyasada olmasına pek ihtimal verilmiyor. Udayakumar, ABD’nin Paxlovid’in daha uygun fiyatlı bir versiyonunu birkaç ay içinde kullanıma sunabilmek için çalıştığını belirtti.
Küresel COVID-19 Zirvesi, WHO’nun dünyanın ihtiyaç duyduğunu söylediği 15 milyar dolar civarında fonu karşılamaya katkı sağlayacak taahhütler verilmesini amaçlıyor. Bununla birlikte, aktivistler pek iyimser değil.
ONE Campaign başkanı Hart, “Bunun koordine edilip edilmediği, bir ülkenin ya da bir bölgenin ihtiyaç duyduğundan daha fazlasını alıp, başka bir bölgenin hiçbir şey almaması gibi bir durumun yaşanıp yaşanmayacağı net değil. Hiçbir koordinasyon ve hiçbir küresel planın olmamasındaki sorun bu” dedi.