Çin, yaklaşık 6,2 milyon ton pamuk üretimiyle Hindistan’ın ardından dünyanın en büyük pamuk üreticisi.
Tüm dünyada üretilen 26 milyon ton pamuğun yaklaşık yüzde 20’si Çin’in Şincan özerk bölgesinde toplanıyor.
Amerika Birleşik Devletleri Gümrük ve Sınır Muhafaza (USCSB), geçtiğimiz Haziran ayında Çin’in sistematik baskısına maruz kaldığı iddia edilen Uygurlar'ın yaşadığı Şincan Uygur Özerk Bölgesi’nden ithalatı yasaklayan yasayı (UFLPA) uygulamaya başladı. Yasa Çin hükümetinin Uygurlar'a yönelik baskı ve insan hakları ihlallerine misilleme amacıyla çıkarılmıştı.
Böylelikle dünyada ihraç edilen pamuğun yüzde 20’sinin ABD’ye girişi engellenmiş oluyor.
Ancak bu durum yalnız Çin’den yapılacak ihracatı değil, aynı zamanda Çin’den pamuk ihraç eden ülkelerin de Amerika Birleşik Devletleri’ne tekstil ve konfeksiyon ürünü ihracatını olumsuz etkileyebilir. Tüm bunlar tedarik zincirinde büyük bir kırılmaya neden olabilecek gibi görünüyor.
Türkiye dünyanın en büyük 7 tekstil ihracatçısından biri
Dünya tekstil ihracatında Çin, Vietnam, Bangladeş, Almanya, Hindistan ve İtalya’dan sonra altıncı sırada bulunan Türkiye, bu yasaklama sonrası 276 milyar dolarla dünyanın en büyük tekstil üreticisi ve ihracatçısının Amerika’da bırakacağı boşluğu doldurabilir mi?
28,5 milyar dolar dünya tekstil ihracatının yüzde 3,7’ini gerçekleştiren Türkiye, son yıllarda pamuk üretim miktarını yükseltiyor. 2016-2021 arasında ortalama 800 bin ton pamuk üreten dünyanın yedinci büyük pamuk üreticisi Türkiye’nin bu yılki pamuk üretiminin 1 milyon tonu aşması, ağırlıklı olarak ABD, Brezilya ve Yunanistan’dan yapılan pamuk ithalatının da 650-700 bin ton olması bekleniyor.
Bertan Balçık: ‘‘ABD hazırsa biz de hazırız’’
Ulusal Pamuk Konseyi Başkanı Bertan Balçık, Bangladeş ve Vietnam’ın da Çin pamuğu ithalatçısı olduğunun altını çizerek, Türkiye’nin ABD’deki pazar etkinliğinin artabileceğini söylüyor.
VOA Türkçe’nin konuştuğu Balçık, ‘‘ABD açıkladığı yaptırımlar konusunda hep hassas oldu. Uygur bölgesinin pamuğunu kullanan tekstil şirketleri Çin dışında Vietnam, Bangladeş hatta Pakistan menşeili şirketler de var. Bunlar tedarik zincirinde uluslararası markalara çeşitli tekstil ürünleri yapıyor. Çin pamuğunu hammadde olarak kullanıyorlar. Düzenleme sonrası şimdi dezavantajlı duruma düşmüş oldular. Bu durum tabii ki Türkiye için bir avantaj. Çünkü biz Çin pamuğu kullanmıyoruz. Üstelik de hem ekim alanlarımız hem elde ettiğimiz verim hem de bunların doğal sonucu olarak üretim miktarımız artıyor. Zaten Çin ile ABD ve Avrupa Birliği arasındaki sorunların geçmişi de var. Çin’le ticari ilişkilerin sıkıntılı hale gelmesiyle Avrupa’ya yakın ülkeler lojistik olarak daha avantajlı hale geldi. Biz de mevcut kapasitemizi arttırıyoruz, yatırım ve modernizasyonlar yapılıyor. Burada önemli olan ABD gerçekten Türkiye’den hazır giyim ve konfeksiyon almak istiyor mu? AB ve İngiltere’de dominant bir tekstil ihracatçısı bir ülke olarak onlar hazırsa biz hazırız’’ dedi.
Ahmet Öksüz: ‘‘Amerika’daki payımız daha önceki yıllarda yüzde 1,6 iken şimdi yüzde 2,7’lere çıktı’’
COVID-19 pandemisi tüm dünyada etkili olmaya başlamadan hemen önce 32 Türk firmasının katılımıyla ABD’nin New York kentinde ‘I of the world’’ adlı tekstil fuarının ilkini düzenleyen, geçen yıl da bu fuarı tekrarlayan İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçı Birliği (İHKİB) Başkanı Ahmet Öksüz, ABD tekstil pazarında Türkiye’nin payının artmaya başladığını söyledi.
VOA Türkçe’nin ulaştığı Öksüz, ‘‘Çin’e uygulanan ambargo bize olumlu yansımakta. Türkiye dünyanın en büyük yedi tedarikçisinden biri. Hindistan ve İtalya’ya çok yakınız. Bizim kapasitemiz ABD pazarına hizmet etmekte hiçbir sorun yaşamaz. Walmart gibi yerlerde çok ucuz ürün gamında rekabet edemeyebiliriz. O tür ucuzluk marketlerinde adetler yüksek fiyatlar düşük. Ama genelde bir sorun olmaz. Şu anda Türkiye dünya tekstil ihracatında yüzde 3,5 pay alıyor, Amerika’daki payımız daha önceki yıllarda yüzde 1,6 iken şimdi yüzde 2,7’lere çıktı. Bugün Tokat kentindeyim. Burada bir firma GAP’e pantolon üretiyor. Ama bu talep Hollanda’dan gelmiş, ABD’den değil. Eskiden Amerikan markalarınım Türkiye’de ofisleri vardı. Burada alım yapan o ofislerin kimilerinde 300 kişi çalışıyordu. Bu gibi konularda adım atılsa çok hızlıca gelişme sağlanır. Bu sektör uzaktan çalışmaya müsait değil’’ diye konuştu.
‘‘ABD, Türkiye’yle daha güçlü çalışma iradesi gösterirse bizim kapasitemiz var’’
ABD'nin eski Ticaret Bakanı Wilbur Ross’la 2020 yılının sonbaharında yapılan toplantının çok verimli geçtiğini hatırlatan Ahmet Öksüz, Türkiye’nin yalnız tekstilde değil hazır giyimde de ABD için çözüm olabileceğini vurguladı.
İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçı Birliği Başkanı, ‘‘O dönem bakanla planlanan toplantı yarım saatti ama bir saatten fazla sürdü. ABD’nin bir önceki başkanı Donald Trump zamanında konan 100 milyar dolarlık Türkiye-ABD dış ticaret hedefi üzerinde de tartışıldı. Orada da söyledik bu artışta en önemli rol oynayacak sektörlerin başında tekstil ve hazır giyim geliyor. Biz orada da söyledik, ‘hazırız’ dedik. Ama henüz bir geri dönüş olmadı. Hazır giyim sektörü biraz daha dağınık. Ama birlikte hareket etmek mümkün. Hazır giyim sektörü halihazırda tek vardiya çalışıyor. Talep olursa ikinci vardiya çıkar üretim kapasitemizi iki katı kapasiteye de çıkarabiliriz. Ama burada en önemli mesele, irade. ABD, Türkiye’yle daha güçlü çalışma iradesi gösterirse bizim kapasitemiz var’’ dedi.
Eski Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Gülle: ‘‘Bu durum bize büyük bir fırsat sağlar’’
2003-2018 yılları arasında İHKİB Başkanlığı yaptıktan sonra son Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanlığı’na seçilen ve geçtiğimiz Haziran ayında bu görevi Mustafa Gültepe’ye devreden sanayici İsmail Gülle de Amerika'dan Türkiye’ye dönük siparişlerin arttığını vurguluyor.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Gülle, ‘‘Yıllarca ABD ile tekstilde ticari ilişkileri geliştirmek için uğraştık. Mesafe de aldık. Ama boykotlar bundan etkilenmeyen ülkelerin daha hızlı yol almasını sağlıyor. Biliyorsunuz Özbekistan pamuğu boykot edilmişti. Şimdi aynı şey Çin pamuğu için de uygulanıyor. Bu da Türkiye’yi olumlu etkiliyor. Amerika’dan siparişler geçtiğimiz yıldan bu yana artış gösteriyor. Bu daha da artarsa çok büyük dönüş olur. Türkiye kesinlikle bu talebe cevap verebilir. Biliyorsunuz resesyon söylentileri, Avrupa’nın talebini azaltacak, enerji kesintileri gündemde orası için. Bu durum bütçeleri de altüst edecek hiç şüphesiz. Türkiye üretimini Avrupa’dan ABD’ye daha rahat yönlendirebilir. Mevcut kapasitemiz gelişirken bu çok iyi bir imkan olur. Amerika bize dönerse biz de Amerika’ya döneriz. Bize bu durum büyük bir fırsat sağlar’’ dedi.