Erişilebilirlik

CIA Başkanı’ndan Senatörlere Kaşıkçı Brifingi


CIA Başkanı Gina Haspel İstanbul’daki Suudi Arabistan Konsolosluğu’nda öldürülen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı konusunda senatörleri bilgilendirdi.

Brifinge katılan iki Cumhuriyetçi Senatör, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın Kaşıkçı cinayetinde parmağı olduğundan emin olduklarını söyledi.

Geçtiğimiz hafta Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve Savunma Bakanı Jim Mattis Senato’da Kaşıkçı cinayeti ve Amerika’nın Suudi Arabistan’la ilişkileri konusunda senatörlerin sorularını cevaplamış ancak oturuma CIA Başkanı Gina Haspel’ın katılmamasına her iki partiden senatörler tepki göstermişti.

Senatörlere bu kez Kaşıkçı cinayeti sonrasında bizzat Türkiye’ye giderek temaslarda bulunan CIA Başkanı Gina Haspel brifing verdi.

Bu brifingin kapsamı oturuma ilişkin dışarı bir bilgi sızması ihtimaline karşı sınırlı tutuldu. CIA Başkanı Haspel Senato’nun Silahlı Hizmetler, Dış İlişkiler ve İstihbarat Komisyonu’ndaki Demokrat ve Cumhuriyetçi kıdemli üyelerle senato liderlerini bilgilendirdi.

Amerikan basınına yansıyan haberlerde CIA’in Kaşıkçı cinayetinin Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman’dan habersiz işlenemeyeceği sonucuna vardığı belirtilmiş ancak Trump yönetimi yetkilileri cinayetle Muhammed bin Selman’ı doğrudan bağlantılandıran somut bir delil olmadığını savunmuştu.

Son olarak Wall Street Journal, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın Kaşıkçı cinayeti öncesi ve sonrasında danışmanı Kahtani ile 11 kez mesajlaştığını yazmıştı.

Wall Street Journal’ın haberine göre, Muhammed bin Selman’ın Kaşıkçı’yı bizzat hedef aldığı kanısında orta-yüksek düzeyde emin olduğunu belirten CIA, “Açık olmak gerekirse Muhammed bin Selman’ın ölüm emrini verdiğine ilişkin doğrudan bir rapor elimizde yok” demişti.

“Dumanı tüten silah yok, testere var”

CIA Başkanı Gina Haspel’ın verdiği brifinge katılan senatörlerden olan deneyimli Cumhuriyetçi Senatör Lindsay Graham gazetecilere açıklama yaptı.

Graham “Bu cinayetin Muhammed bin Selman’ın komutası altındaki kişiler tarafından planlandığı ve işlendiği sonucuna varmamak için kör olmak gerekir” dedi.

Lindsay Graham, Cemal Kaşıkçı cinayeti konusunda Suudi Arabistan’ı en sert eleştiren isimlerden biriydi. Graham, Trump yönetimi yetkililerinin Muhammed bin Selman’ı Kaşıkçı cinayetiyle doğrudan ilişkilendiren somut ve açık bir kanıt olmadığını anlatmak için kullandığı “smoking gun” yani “dumanı tüten silah” ifadesine ve Cemal Kaşıkçı’nın öldürüldükten sonra vücudunun parçalara ayrıldığı iddialarına atıfta bulundu, “Dumanı tüten silah yok, dumanı tüten testere var” sözleriyle sert çıktı.

Senatör Lindsay Graham Wall Street Journal için kaleme aldığı makalede geçtiğimiz hafta Amerika’nın Yemen savaşına desteğin kesilmesini öngören tasarının Senato’da görüşülmesinin önünü açan oylamayı savunmuş, “Suudiler’in Amerika ile terörle mücadelede ya da İran konusunda işbirliğini sonlandıracağı korkusu mantıksız. Bu tehditler Amerika için olduğu kadar Suudiler için de tehlike. Müttefiklerden daha iyisini talep etmek ilişki düzeyini aşağı çekmek değil, Amerika’nın ilkelerini ciddiye aldığının ve Amerika’dan dost ya da düşman hiçbir ülkenin faydalanamayacağının göstergesidir” diye yazmıştı.

“Jüri önüne çıksa yarım saatte suçlu bulunur”

Senato Dış İlişkiler Komisyonu’nun Cumhuriyetçi Başkanı Bob Corker da CIA brifingi sonrasında gazetecilere konuştu, “Veliaht Prens jüri önüne çıksa 30 dakikada suçlu bulunurdu” dedi.

CIA Başkanı Gina Haspel’ın brifinginin komisyonlar ve bazı senatörlerle sınırlı tutulmasına da tepki geldi.

Senato Dış İlişkiler Komisyonu’nun Cumhuriyetçi Başkanı Bob Corker “Haspel keşke Senato’da belirli bir grup yerine bütün senatörlere brifing verseydi” dedi.

Amerika’nın Yemen savaşına desteğini kesmesi gerektiğini savunan isimlerden olan Cumhuriyetçi Kentucky Senatörü Rand Paul de “Derin devlet kimseye bilgi vermek istemiyor” mesajını paylaştı.

Senatörler CIA brifingi sonrası Yemen tasarısını oylama konusunda müzakereleri sürdürüyor.

Konunun Senato gündemine Perşembe günü gelmesi olasıydı ancak George H. Bush’un cenaze törenine ilişkin düzenlemeler Kongre programında bazı değişikliklere neden oldu. O nedenle Yemen tasarısında olası oylamanın gelecek haftaya kalması bekleniyor. Suudi Arabistan’a tepki olarak gündeme getirilen tasarının geçmesi için basit çoğunluk gerekiyor.

Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı, iki ay önce İstanbul’daki Suudi konsolosluğunda öldürülmüştü. Ölmeden önce Washington Post gazetesinde köşe yazarı olan ve bir süredir ABD’de yaşayan Kaşıkçı, Suudi rejimini eleştiren isimlerden biriydi.

Amerikalı istihbarat yetkilileri, Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın en azından cinayet planından haberdar olduğu sonucuna varmış ancak Başkan Donald Trump cinayetten kimin sorumlu olduğu konusunda belirsiz konuşmuştu.

Dışişleri Bakanı Pompeo da geçen hafta senatörlere verdiği brifingin ardından yaptığı açıklamada, veliaht prensi cinayetle ilişkilendiren “hiçbir doğrudan rapor” olmadığını söylemişti.

XS
SM
MD
LG