CHP İstanbul il örgütü, İstanbul Sözleşmesi’nin feshinin geri alınması için Kadın Dayanışma Ağı kuruyor. İstanbul’daki bir otelde basın toplantısı düzenleyen CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, dayanışma ağının partiler üstü olacağını söyleyerek tüm kadın örgütleri ile hukukçuları bu yapıya davet etti.
CHP İstanbul İl Başkanı, ‘‘İstanbul Sözleşmesi kadınlar için bir İstanbul Birleşmesi olacak aslında. Var olan mücadeleyi daha da görünür kılmak, bütün çalışmaların eşgüdümlerini sağlamak, birbirinden haberdar olmak, ortak mücadeleyi yan yana koyarak mücadeleleri farklılaştırmadan daha hızlı sonuç alınmasını sağlamak için oluşturduğumuz bir üst yapılanma ya da koordinasyon gibi düşünebilirsiniz. Bu kadın dayanışma ağında bir kez daha bir araya geldiğimizde mücadelelerimizi eşgüdümlü birleştirdiğimizde yaşamın her alanında sorunlara mücadeleyi ortaklaşarak sürdürdüğümüzde iki şeyi göstereceğiz: Sorunlarda ortaklaşan kadınların çözümde de ortaklaşarak amasız fakatsız bir araya yan yana gelebildiğini, ikincisi de tek adamlara karşı örgütlü çok kadın diyerek haklarımızı almakla kalmayıp tek adamı çok kadınlar olarak gönderebileceğimizi’’ dedi.
Kadınların en çok karşı karşıya kaldıkları sorun şiddet
Kaftancıoğlu toplantıda ‘‘İstanbul’daki Kadınların Gözünden Türkiye’de Kadın Olmak’’ başlıklı araştırmanın sonuçlarını da açıkladı.
Araştırmaya göre, Türkiye’de kadınların en fazla karşı karşıya kaldığı üç sorun, yüzde 89,5 ile şiddet, yüzde 84 ile taciz, yüzde 72 ile aile baskısı. Bunları yüzde 69,2 ile ev işleri ve çocuk bakımında daha fazla yük, yüzde 67,7 ile mahalle yahut çevre baskısı ve yüzde 59,7 ile erken yaşta evlilik izliyor.
Bu konu, ‘‘Siz yaşamınız boyunca hangi sorunlarla daha çok karşılaştınız?" şeklinde özelleştirerek sorulduğunda ise şiddetle karşılaştıklarını söyleyenlerin oranı yüzde 89,5’ten yüzde 22,3'e, taciz diyenlerin oranı ise yüzde 84’ten yüzde 30,5'e düşüyor. Çevre baskısı yüzde 44,3 ile ilk sırada yer alıyor.
Kadınlar erkeklerle eşit haklara sahip olmamaktan ve yeterince özgür olmamaktan rahatsız
Araştırmaya katılanların yüzde 65,6’sı Türkiye’de kadınlar ve erkeklerin eşit haklara sahip olmadığına söylerken; bu oran Millet İttifakı’nı lehine oy kullandıklarını belirtenlerde yüzde 73,4’e çıkıyor, Cumhur İttifakı’na oy verdiğini söyleyenlerdeyse yüzde 56,5’e düşüyor.
“Siz Cumhurbaşkanı olsaydınız önce hangi sorunu çözerdiniz?” sorusuna ise katılımcıların yüzde 80,2’si şiddet, yüzde 53,2’si taciz, yüzde 52,3’ü ise iş bulmak zorluk yanıtını veriyor. Cumhur İttifakı’na oy veren kadınların yüzde 30,2’si kendisini özgür hissederken, bu oran Millet İttifakı’na oy verenlerde yüzde 14,2’ye geriliyor. Özgür hissetmeyenlerse Cumhur İttifakı’nda yüzde 34,5 iken, Millet İttifakı’nda yüzde 55,3’e tırmanıyor.
Kaftancıoğlu: ‘‘Tek adam İstanbul Sözleşmesi üzerinden parmağını sallayarak ‘ben istediğimi yaparım’ mesajını vermek istedi’’
VOA Türkçe, CHP İl Başkanı’na araştırma sonuçları kadınların şiddet ile ilgili rahatsızlıkları bu kadar belirginken cumhurbaşkanı kararıyla İstanbul Sözleşmesi’nin neden kaldırıldığını sordu.
Kaftancıoğlu bu soruya, ‘‘Aslında Türkiye’nin bu kadar sorunu varken, daha doğrusu Türkiye her sabah yeni bir soruna uyandırılıyorken bir de toplumu korkutma ve gözdağı verme ihtiyaçları vardı. İstanbul Sözleşmesi’ni sözde feshederek kadınlar üzerinden sınamaya ve bunun üzerinden topluma bir mesaj vermeye kalktılar. Memleketin bu derece sorunu varken, kadın sorunları da yaşadığımız bu sorunlar da diğer sorunlarla ilintili. İstanbul Sözleşmesi üzerinden tek adam parmağını sallayarak ben istediğimi yaparım mesajını vermek istedi. İktidar ya da saraydaki tek adam İstanbul Sözleşmesi’ni bu mücadeleyi gördükten sonra geri getirir mi? Saraydaki tek adam, sözünden dönen tek adamın nasıl feshetme yetkisi yoksa geri getirmesi de kadınların umurunda olmaz. Biz kadınların bildiği şey var. Bütün kadınlar olarak sorunlarda ve çözümlerde ortaklaşıp o mücadeleyi büyüttüğümüzde, kadınlar hakkında söz söyleme yetkisine sahip olmayan o tek adamı saraydan göndeririz’’ dedi.
Aksoy: ‘‘Kara propagandaya rağmen kadınların ezici çoğunluğu İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasını istiyor’’
1067 kadınla görüşülerek hazırlanan araştırmanın sahibi Ertan Aksoy, bu anket çalışmasının en önemli çıktısının İstanbul Sözleşmesi’nin parti ayrımı gütmeden (Cumhur İttifakı’nda yüzde 60,9 Millet İttifakı’nda yüzde 96,4 olmak üzere) kadınların çoğunluğu tarafından sahiplenilmesi olduğunu söyledi.
VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Aksoy Araştırma’nın başkanı, ‘‘3 Mart’ta yapılan araştırmada İstanbul Sözleşmesi’nin bilinirliği yüzde 50 düzeyindeyken, sözleşme iptal olduktan hemen sonra yapılan araştırmada bu oran yüzde 75’e yaklaşıyor. İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesini talep eden siyaset, medya ve iletişim kanaları ile birçok propaganda aygıtına sahip. Buralarda İstanbul Sözleşmesine dair çok sayıda olumsuz içerik ürettiklerini görüyoruz. Ama toplum tarafına döndüğünde tam tersi bir durumla karşılaşıyorsunuz. Kadınların ezici çoğunluğunun, bu kara propagandaya rağmen İstanbul Sözleşmesi’nin ayakta kalmasına ve uygulanmasına dair bir talepleri söz konusu. Çünkü bu en temelinde vicdani bir sorun. Bu toplumun vicdanı olası kara propagandaların tamamından daha büyük’’ dedi.
Aksoy: ‘‘MHP’ye rağmen İstanbul Sözleşmesi iptal edilmiş durumda’’
Peki kurulduğu 2002 yılından beri seçmenin davranışını ve taleplerini kamuoyu yoklamalarıyla ölçen ve buna göre tutumunu şekillendiren Adalet ve Kalkınma Partisi, bu kez neden bu kadar zıt bir tutum alıyor?
Ertan Aksoy 2019 yerel seçimlerinde İstanbul seçimlerinin tekrar edilmesinden itibaren bu tutumun öne çıktığını savunuyor. ‘‘İktidar partisi kuruluşundan beri siyasetini büyük ölçüde kamuoyu araştırmalarına seçmenin nabzına bakarak karar verirdi. Ama son dönemde bu özelliğini büyük ölçüde yitirmiş durumda. Benzer bir durumu İstanbul ikinci seçimlerinde yaşamıştık. Anlaşılan o ki, AKP’nin karar süreçlerinde toplumdan alınan geri bildirim önemini yitiriyor. Onun yerine daha fazla merkezi karar süreci ortaya çıkıyor. Hükümetin bir ortağı söz konusu, onun da kararları etkileyici oluyor. Ama İstanbul Sözleşmesi bu kapsamda değil. İstanbul Sözleşmesi’nde MHP’nin geçmişte dikkatli olunmasına dair bir çağrısı var. İstanbul Sözleşmesi’nde MHP’ye rağmen sözleşmenin iptal kararı üretilmiş durumda.’’
Kaftancıoğlu: ‘‘Buyursun Kabaktepe bize gelsin, onun ikram edemediği kahveyi biz il başkanlığımızda edelim’’
Toplantıda Canan Kaftancıoğlu’na geçtiğimiz haftalarda kendisi gibi Ordulu olan AKP İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe’nin kahve daveti ile ilgili bir gelişme olup olmadığı da soruldu.
Kaftancıoğlu, ‘‘AKP İl Başkanı ‘CHP İl Başkanı’nı kahveye davet edecek misiniz?’ sorusuna ‘çok büyük memnuniyetle davet edeceğiz, gelsin hemşerime bir kahve ikram etmekten mutluluk duyarım’ demişti. Ama AKP’de kişiler kendi düşüncelerini ifade ederken tek adama sormadan ifade etmemesi gerektiğini bilmeli, henüz yeni il başkanı olduğu için o cümleleri kurarken öğrenmemiş diye tahmin ediyorum. Neden bu tahminde bulunuyorum? Özel kalemimle kutlama için kendileriyle iletişime geçtim ama herhangi bir geri dönüş olmadı. Şaşırtıcı değil. Benim siyasette bildiğim, ya inanmadığınız şeyi söylemeyeceksiniz ya da inanarak söylediğiniz şeyin gereğini yapacaksınız. Görünen o ki davet gelmeyecek. Bizim il başkanlığımız bütün partilere açıktır. Buyursun Kabaktepe bize gelsin. Onun ikram edemediği kahveyi biz il başkanlığında edelim’’ yanıtını verdi.
