Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen yıl Mayıs ayındaki Washington ziyareti sırasında Büyükelçilik konutu önünde çıkan kavgaya karışan iki Türk hakkında mahkeme 12 ay 1 gün hapis cezasına hükmetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beyaz Saray’da Başkan Donald Trump ile görüşürken dışarıda bir grup kendisini protesto ediyordu. Beyaz Saray’daki görüşmenin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Büyükelçilik konutuna giderken kendisini protesto eden grup da elçilik konutu önündeki meydanda yerini almıştı. Erdoğan’ın geldiği dakikalarda Cumhurbaşkanını karşılamaya gelen grupla kendisini protesto edenler arasındaki gerginlik de had safhaya ulaştı. Polis ve gizli servis elemanlarının da gözü önünde bir anda iki grup birbirine girdi. Kavgaya Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın korumalarının da karışmasıyla Büyükelçilik konutunun önündeki meydan adeta savaş alanına döndü. Bu kavgaya karışan 15 Cumhurbaşkanlığı koruması hakkında da dava açılırken olayın ardından gözaltına alınan Türk kökenli Amerikan vatandaşı Sinan Narin ve Eyüp Yıldırım çıkarıldıkları mahkemece tutuklandılar.
Geçen yıl Haziran ayından bu yana tutuklu olarak yargılanan Narin ve Yıldırım hakkındaki karar duruşması bugün başkent Washington’daki Üst Mahkeme binasında yapıldı. Halen başkentteki hapishanede tutuklu bulunan Narin ve Yıldırım da duruşma sırasında mahkeme salonuna mahkumların giydikleri turuncu renkli tulumlarıyla, elleri ve ayakları kelepçeli ve zincirli olarak getirildi.
Mahkeme hakimi Marisa Demeo, olay günü büyükelçilik konutu önünde dayak yediklerini ve mağdur olduklarını söyleyen kişilerden üçüne söz hakkı tanıdı. Hakim Demeo, kendisine sunulan çok sayıda yazılı ifade ve başvuru olduğunu ancak Lusi Usuyan, Murat Yasa ve Aziz Azizi’nin bizzat Narin ve Yıldırım tarafından darp edildikleri gerekçesiyle bu üç kişiye söz hakkı verdiğini ama diğer yazılı ifade verenlerin de ifadelerini göz önünde bulunduracağını söyledi.
Olay günü büyükelçilik konutu önünde darp edildiğini, başına aldığı darbeler nedeniyle hafıza kaybı yaşadığını söyleyen Lusi Usuyan, halen nörolojik olarak tedavi gördüğünü söyledi. Olayın ardından büyük bir travma yaşadığını anlatan Usuyan, zaman zaman geçici hafıza kayıpları yaşamaya devam ettiğini anlattı. Usuyan sanıklara mahkeme tarafından olabilecek en üst sınırdan ceza verildiğini görmek istediğini söyledi. Bir diğer davacı Murat Yasa da Türkiye’nin Kürt vatandaşlarına baskı uyguladığı gerekçesiyle 1980’li yıllarda Amerika’ya geldiğini iddia etti ve o gün elçilik binası önünde yaşanan kavga nedeniyle artık protesto hakkını kullanmak konusunda endişeli olduğunu dile getirdi. Yasa ayrıca, hastane masraflarının sigortası tarafından karşılanmayan 1700 dolarlık kısmının da sanık Eyüp Yıldırım tarafından ödenmesini talep etti.
İran kökenli Kürt ve Amerikan vatandaşı olduğunu söyleyen Aziz Azizi de o gün Türkiye’nin Kürtlere yönelik politikalarını protesto etmek üzere elçilik binası önüne gittiğini ancak darp edildiğini anlatarak, kendisinin olay günü çekilmiş bir fotoğrafını mahkeme hakimine gösterdi.
Yargıç daha sonra sanık avukatlarına savunmaları için söz hakkı tanıdı. Sanık Sinan Narin’in avukatı, Narin’in eski bir özel kuvvetler askeri olduğunu ve çevresinde yardımsever biri olarak tanındığını anlattı. 11 Eylül 2001’de Pentagon’da yaşanan saldırıdan sonra da aldığı özel askeri eğitimden dolayı Narin’in olay yerine giderek yaralanan kişilere yardımcı olduğunu belirten avukat, benzer şekilde daha önce de şahit olduğu iki trafik kazasında insanlara yardımcı olarak hayat kurtardığını söyledi.
Avukat, Sinan Narin’in o gün oraya kavga etmek için gitmediğini, ancak olay yerinde karşısındaki kişilerin ellerinde Amerika ve Avrupa Birliği tarafından da terör örgütü olarak tanınan PKK örgütüne ait bayrak ve flamaları gördüğünü, kendisinin Türkiye’de asker olarak görev yaptığı zamanda şahit olduğu PKK saldırılarında onlarca arkadaşını kaybettiğini anlattı. Avukat, Narin'in, üzerine yabancı maddeler fırlatılması ve hakaretler edilmesi üzerine genelde askerlerde görülen bir psikolojik rahatsızlığı nedeniyle kontrolünü kaybettiğini kavgaya karıştığını söyledi. Avukat, Narin’in olaylar nedeniyle üzgün olduğu ancak tahrik edildiği savunmasını yaptı.
Eyüp Yıldırım’ın avukatı da benzer şekilde Yıldırım’ın da daha önce hiçbir sabıka kaydının bulunmadığını, Türk toplumu içerisinde yardımsever olarak bilinen ve sevilen biri olduğunu anlatarak tahrik unsuruna dikkat çekti.
Yargıç Marisa Demeo, savunmaları dinledikten sonra iki sanığın iyi hallerini ve hapiste kaldıkları süreyi de göz önünde bulundurarak savcılığın 12 ay 1 günlük hapis cezası istemine uydu. Mahkeme ayrıca iki sanığın da iyi hallerini ve söz konusu uygulamaları değerlendirmeye alarak iki sanık hakkında 2 ay ceza indirimine hükmetti. Buna göre iki sanık Sinan Narin ve Eyüp Yıldırım Nisan ayının ortalarında hapisten çıkacaklar.
Aynı kavgaya karışan 15 Cumhurbaşkanlığı korumasından 11’i hakkındaki suçlamalar daha önceki aylarda düşürülmüştü. Bunlardan 7'si hakkındaki suçlamaların düşürülmesi, eski ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'ın Şubat ayındaki Ankara ziyaretinin bir gün öncesine denk gelmişti. Amerikan basınında davanın bu şekilde siyasi pazarlık meselesi yapıldığı yorumlarına ABD Dışişleri Bakanlığı, “Söz konusu kararın ziyaretin öncesine denk gelmesi tamamen tesadüf” diyerek yanıt vermişti.
Amerika’nın Sesi’ne değerlendirmelerde bulunan avukat Günay Evinch de davanın siyasi yönünün ağır bastığını, Amerika’da her gün on binlerce kavgaya ilişkin davalar görüldüğünü ancak hiçbirinde bu şekilde bir tutukluluk ve hapis cezası olmadığını ifade etti.
