BANGKOK —
Burma’daki gelişmeler ülke dışındaki Budist liderlerin ve Tibet’in ruhani lideri Dalay Lama’nın da dikkatini çekti.
Burma’nın yüzde 90’ı Budist ve yüzde 4’ü de Müslüman. Hristiyanlık ise nüfusun yüzde 5’ini oluşturuyor.
Ancak köktendinci Budist keşiş U Wi Sate Ta, ya da diğer ismiyle U Wirathu herkesi Müslümanlar’ın Burma’ya ve Budizm’e tehdit oluşturduğuna inandırmaya çalışıyor.
Amerika’nın Sesi’ne telefonda demeç veren U Wirathu Ta Müslüman azınlığın yasadışı göç ve Budistler’in zorla Müslümanlaştırılmasıyla büyüdüğünü söyledi.
U Wirathu Müslümanlar’ın asla diğer etnik grupların için çalışmadığını iddia etti. Keşiş Müslümanlar’ın güçlenmesi ve bir gün cumhurbaşkanı çıkarmaları durumunda Burma’nın dininin Hindistan’da olduğu gibi yok olacağını söyledi ve bu konuda endişelendiklerini belirtti.
U Wirathu 2001’den beri hayali İslami tehdidine karşı “969 Kampanyası” adında gösteriler düzenliyor. 2003’de ölümlere neden olan ayaklanmaları kışkırtma suçundan hapse atılan U Wirathu 2012’deki genel aftan yararlanarak serbest kaldı.
Geçen yıl Arakan bölgesinde Budistler ve Müslümanlar’ın karşılaştığı çatışmalarda 200 kişinin ölmesi ve 120 bin kişinin sürülmesi üzerine U Wirathu’nun ilk işi 969 Kampanyası’nı tekrar başlatmak olmuş.
İnsan hakları eylemcileri keşişlerin devlet görevlileri ve kolluk güçleri ile beraber Arakan’da etnik temizliği kışkırttıklarını söylüyor. Keşişler ise bu iddiayı reddediyor. Olaylar geçen yıldan beri Burma’nın iç bölgelerine yayıldı. Budist kalabalıkların Müslümanlar’a saldırması nedeniyle bazıları çocuk 44 kişi öldü.
Dalay Lama Salı günü yaptığı konuşmasında Budistler’in ülkede yarattığı şiddeti kınadı. Maryland Üniversitesi’nde konuşan ruhani lider olayların çok üzücü olduğunu söyledi ve Müslümanlar’a karşı olumsuz düşüncüleri olan insanların Buddha’yı düşünmeleri için dua ettiğini belirtti. Dalay Lama tüm dinlere inananların ve de inançsızların saygı görmesi gerektiğini söyledi.
Dalay Lama uluslararası alanda saygı görmesine rağmen Tibet Budizmi’nin lideri olarak Burma’nın Theravada okulu üzerinde otoriteye sahip değil.
U Wirathu ve benzer görüşleri savunan keşişler ise 969 etiketleriyle Budist dükkanları belirleyerek, Müslümanlar’ın işlettiği işyerlerine karşı boykot çağrısında bulunuyor. Keşiş bu yöntemin dinsel gerilimi artırdığı iddiasını da reddediyor.
U Wirathu 969 kampanyasının her yerde barış çağrısında bulunduğunu ve kampanyanın yalnızca Budistler’e kendilerini yasal sınırları içerisinde diğer dinlerden gelen tacizlere karşı korumayı öğrettiğini söylüyor.
U Wirathu kendisine “Burma’nın Bin Ladin’i” diyor ve nefret dolu vaazlarına ve internete de koyulan yazılı metinlere rağmen devlet, kampanyasına karşı bir eyleme geçmek konusunda çekingen davranıyor.
Burmalı İslamcı lider Myo Win ise 969 kampanyasına cevap olarak hoşgörü mesajları yayan yapışkanlı etiketlerle bir kampanya başlattı. Dün Tayland Yabancı Muhabirler Kulübü’nde konuşan Myo Win, Burmalı Müslümanlar’ın korku içinde yaşadığını söyledi. Win 969 üyelerinin neden teşhis edilip tutuklanmadığını ve nasıl Budist çoğunluğa İslam ile ilgili yanlış bilgiler vermeye özgürce devam ettiklerini anlayamadığını belirtti.
Merkezi Bangkok’ta olan Uluslararası Etkin Budistler Ağı’nın kurucusu Ajarn Sivaraksa Budizm’in en önemli amacının korkuların yenilmesi olduğunu, ancak Burma’da Budistler’i şiddete itenin korku olduğunu söylüyor. Korkunun insanları şiddete, para hırsına ve yanılgıya sürüklediğini belirten Sivaraksa sorunun yalnızca Burma’da olmadığını, Tayland’da, Sri Lanka’da da insanların korktuğunu ve kendilerine ve diğer insanlara zarar verdiğine dikkat çekti.
Burma Devlet Başkanı, pazartesi yaptığı konuşmada ülkesinin Budistler ve Müslümanlar’ın barış içinde yaşaması için çalışması gerektiğini söyledi. Thein Sein Arakan’daki Müslümanlar’ın haklarını koruma sözünün yanında bölge Budistler’inin de gereksinimleri ve beklentilerini göz önünde bulunduracağını belirtti.
Cumhurbaşkanı insan hakları ihlallerinden kendinden önce gelen askeri yönetimleri sorumlu tuttu ve Arakan’daki olaylarla ilgili kurduğu komisyonun tavsiyelerini uygulamaya sokacağını söyledi.
Komisyon geçen hafta diğer önerilerin yanı sıra bölge Müslümanları’nın asimile olabilmesi için Arakan’daki güvenlik güçlerinin iki katına çıkarılması gerektiğini söyledi.
Ancak İnsan Hakları İzleme Örgütü, gerekli soruşturmalar yapılmadan güvenlik güçlerini artırmanın hata olacağı uyarısında bulundu. Çünkü Müslümanlar’a karşı yapılan eylemlerde güvenlik güçleri üyeleri de yer almıştı.
Burma’nın yüzde 90’ı Budist ve yüzde 4’ü de Müslüman. Hristiyanlık ise nüfusun yüzde 5’ini oluşturuyor.
Ancak köktendinci Budist keşiş U Wi Sate Ta, ya da diğer ismiyle U Wirathu herkesi Müslümanlar’ın Burma’ya ve Budizm’e tehdit oluşturduğuna inandırmaya çalışıyor.
Amerika’nın Sesi’ne telefonda demeç veren U Wirathu Ta Müslüman azınlığın yasadışı göç ve Budistler’in zorla Müslümanlaştırılmasıyla büyüdüğünü söyledi.
U Wirathu Müslümanlar’ın asla diğer etnik grupların için çalışmadığını iddia etti. Keşiş Müslümanlar’ın güçlenmesi ve bir gün cumhurbaşkanı çıkarmaları durumunda Burma’nın dininin Hindistan’da olduğu gibi yok olacağını söyledi ve bu konuda endişelendiklerini belirtti.
U Wirathu 2001’den beri hayali İslami tehdidine karşı “969 Kampanyası” adında gösteriler düzenliyor. 2003’de ölümlere neden olan ayaklanmaları kışkırtma suçundan hapse atılan U Wirathu 2012’deki genel aftan yararlanarak serbest kaldı.
Geçen yıl Arakan bölgesinde Budistler ve Müslümanlar’ın karşılaştığı çatışmalarda 200 kişinin ölmesi ve 120 bin kişinin sürülmesi üzerine U Wirathu’nun ilk işi 969 Kampanyası’nı tekrar başlatmak olmuş.
İnsan hakları eylemcileri keşişlerin devlet görevlileri ve kolluk güçleri ile beraber Arakan’da etnik temizliği kışkırttıklarını söylüyor. Keşişler ise bu iddiayı reddediyor. Olaylar geçen yıldan beri Burma’nın iç bölgelerine yayıldı. Budist kalabalıkların Müslümanlar’a saldırması nedeniyle bazıları çocuk 44 kişi öldü.
Dalay Lama Salı günü yaptığı konuşmasında Budistler’in ülkede yarattığı şiddeti kınadı. Maryland Üniversitesi’nde konuşan ruhani lider olayların çok üzücü olduğunu söyledi ve Müslümanlar’a karşı olumsuz düşüncüleri olan insanların Buddha’yı düşünmeleri için dua ettiğini belirtti. Dalay Lama tüm dinlere inananların ve de inançsızların saygı görmesi gerektiğini söyledi.
Dalay Lama uluslararası alanda saygı görmesine rağmen Tibet Budizmi’nin lideri olarak Burma’nın Theravada okulu üzerinde otoriteye sahip değil.
U Wirathu ve benzer görüşleri savunan keşişler ise 969 etiketleriyle Budist dükkanları belirleyerek, Müslümanlar’ın işlettiği işyerlerine karşı boykot çağrısında bulunuyor. Keşiş bu yöntemin dinsel gerilimi artırdığı iddiasını da reddediyor.
U Wirathu 969 kampanyasının her yerde barış çağrısında bulunduğunu ve kampanyanın yalnızca Budistler’e kendilerini yasal sınırları içerisinde diğer dinlerden gelen tacizlere karşı korumayı öğrettiğini söylüyor.
U Wirathu kendisine “Burma’nın Bin Ladin’i” diyor ve nefret dolu vaazlarına ve internete de koyulan yazılı metinlere rağmen devlet, kampanyasına karşı bir eyleme geçmek konusunda çekingen davranıyor.
Burmalı İslamcı lider Myo Win ise 969 kampanyasına cevap olarak hoşgörü mesajları yayan yapışkanlı etiketlerle bir kampanya başlattı. Dün Tayland Yabancı Muhabirler Kulübü’nde konuşan Myo Win, Burmalı Müslümanlar’ın korku içinde yaşadığını söyledi. Win 969 üyelerinin neden teşhis edilip tutuklanmadığını ve nasıl Budist çoğunluğa İslam ile ilgili yanlış bilgiler vermeye özgürce devam ettiklerini anlayamadığını belirtti.
Merkezi Bangkok’ta olan Uluslararası Etkin Budistler Ağı’nın kurucusu Ajarn Sivaraksa Budizm’in en önemli amacının korkuların yenilmesi olduğunu, ancak Burma’da Budistler’i şiddete itenin korku olduğunu söylüyor. Korkunun insanları şiddete, para hırsına ve yanılgıya sürüklediğini belirten Sivaraksa sorunun yalnızca Burma’da olmadığını, Tayland’da, Sri Lanka’da da insanların korktuğunu ve kendilerine ve diğer insanlara zarar verdiğine dikkat çekti.
Burma Devlet Başkanı, pazartesi yaptığı konuşmada ülkesinin Budistler ve Müslümanlar’ın barış içinde yaşaması için çalışması gerektiğini söyledi. Thein Sein Arakan’daki Müslümanlar’ın haklarını koruma sözünün yanında bölge Budistler’inin de gereksinimleri ve beklentilerini göz önünde bulunduracağını belirtti.
Cumhurbaşkanı insan hakları ihlallerinden kendinden önce gelen askeri yönetimleri sorumlu tuttu ve Arakan’daki olaylarla ilgili kurduğu komisyonun tavsiyelerini uygulamaya sokacağını söyledi.
Komisyon geçen hafta diğer önerilerin yanı sıra bölge Müslümanları’nın asimile olabilmesi için Arakan’daki güvenlik güçlerinin iki katına çıkarılması gerektiğini söyledi.
Ancak İnsan Hakları İzleme Örgütü, gerekli soruşturmalar yapılmadan güvenlik güçlerini artırmanın hata olacağı uyarısında bulundu. Çünkü Müslümanlar’a karşı yapılan eylemlerde güvenlik güçleri üyeleri de yer almıştı.