WASHINGTON —
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Hakimler ve Savcılar Yüksel Kurulu’nun yapısında değişiklik yapan ve Adalet Bakanı’nın kurul içindeki yetkilerini arttıran yasayı onaylaması sonrası yaşanan tartışmayı, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve Ak Parti milletvekili Burhan Kuzu Amerika’nın Sesi’ne değerlendirdi.
Anayasa Profesörü Burhan Kuzu iktidarın son üç döneminde Anayasa Komisyonu Başkanlığı koltuğunda oturuyor.
HSYK’nın Türkiye’de farklı algılandığını ve bir mahkeme sanıldığını, halbuki hakim ve savcılar hakkında karar veren bir kurul olduğunu ve Batı’daki örneklerde de bu kurullarda bir çeşitlilik olduğunu söylüyor. Kuzu, ancak Türkiye’de bu bilinmediği için, düzenlemenin HSYK’nın teminatı mı gidiyor algısının oluşmasına neden olduğunu söylüyor.
“Hükümet olarak anayasa hakkımızı kullandık”
“Düşünebiliyor musunuz 22 üyeli kurulun 10 üyesi aynı gün aynı anda hasta oluyor ve rapor alıyor kurul toplantısını engellemek için” sözleriyle HSYK üyelerini tarafsız olmamakla suçlayan TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, hükümetin bu düzenlemeye giderek anayasal hakkını kullandığını savundu. ”Biz o kanunu yaparken 2010’da (HSYK’yı) biraz kurul ağırlıklı olarak oluşturmuşuz, ama şimdi biraz bakan ağırlıklı gibi bazı konularda ama anayasaya aykırı olmayacak noktalarda. Bağımsızlığı ve tarafsızlığı yok edecek bir tablo asla söz konusu değildir.”
“Vatandaş yargı hesabını bizden soruyor”
Bakanlık olarak sahaya çıktıklarında, vatandaşların yargıdaki tıkanıklıklar, tutukluluk süresinin uzunluğu, hakimlerin verdiği kimi yanlış kararlar konusunda kendilerine hesap sorduğunu söylüyor. “Biz bunlara doğrudan müdahale edemiyoruz. Ama hesabı ben vermek zorunda kalıyorum. Hakimin sorumluluğu yok. Kararı verip çekilip oturuyor.” Kuzu, ayrıca Amerika ve Avrupa’da da siyasetçilerin benzer kurullarda mutlaka yer aldığını savundu.
“Savcının yaptığı militanca bir hareket”
Uluslararası Af Örgütü Türkiye araştırmacısı Andrew Gardner, HSYK’daki değişikliğin 17 Aralık sonrası yapılmasının, suçlamaların ört bas edilmeye çalışıldığı izlenimi oluşturduğunu söylemiş ve Türkiye’de yargı bağımsızlığına ciddi bir darbe indirdiği yorumu yapmıştı. Burhan Kuzu bu eleştiriyi şöyle yanıtladı: “Tablo onların yazdığı çerçevede değil. 17 Aralık operasyonunu bu kurul okuyamamış. Sanki 17 Aralık operasyonu yolsuzluk operasyonu da hükümet kapatıyor. Böyle bir tablo söz konusu değil. Varsa bir yolsuzluk, mahkeme devam ediyor. Kapatan yok. Ama mesele burada sağlıksız bir soruşturma yürütülmüş. Beş kişilik savcı komisyonu bunu yapsın diyorlar. Bir savcı ne hikmetse, o kadar vatanperver ki illa ben bakacağım diyor. Niye sen bakıyorsun kardeşim? Başka savcı yok mu? Bana sorarsanız, bu tamamen militanca bir harekettir. Af örgütü falan da bunu bilmez.”
“Davul bizim sırtımızda, tokmak başkasının elinde”
Yargı bağımsızlığıyla ilgili olarak kamuoyunda oluşan soru işaretlerini nasıl yok etmeyi planladıkları sorusuna ise, Kuzu, kamuoyunda böyle bir algının oluşmadığı yanıtı verdi: “Öyle bir algı oluşsa bizim anketlerde oylarımız yüzde 50’leri bulacak şekilde olmaz. Millet inanmıyor zaten. 8 seçim geçirmiş bir parti, sürekli oyunu arttırmış. Yargıyı bu kadar püskürten bir hükümete karşı, vatandaş basının güçlü olduğu bir yerde her türlü basın var. Taraftar olan var, olmayan var. Bunları rahatlıkla yazabilir.”
Anayasa Profesörü Burhan Kuzu, hakimlerin verdiği kararların hesabını siyasetçi olarak kendilerinin verdiğini ise “davul bizim sırtımızda, tokmak başkasının elinde” sözleriyle ifade etti.
Anayasa Profesörü Burhan Kuzu iktidarın son üç döneminde Anayasa Komisyonu Başkanlığı koltuğunda oturuyor.
HSYK’nın Türkiye’de farklı algılandığını ve bir mahkeme sanıldığını, halbuki hakim ve savcılar hakkında karar veren bir kurul olduğunu ve Batı’daki örneklerde de bu kurullarda bir çeşitlilik olduğunu söylüyor. Kuzu, ancak Türkiye’de bu bilinmediği için, düzenlemenin HSYK’nın teminatı mı gidiyor algısının oluşmasına neden olduğunu söylüyor.
“Hükümet olarak anayasa hakkımızı kullandık”
“Düşünebiliyor musunuz 22 üyeli kurulun 10 üyesi aynı gün aynı anda hasta oluyor ve rapor alıyor kurul toplantısını engellemek için” sözleriyle HSYK üyelerini tarafsız olmamakla suçlayan TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, hükümetin bu düzenlemeye giderek anayasal hakkını kullandığını savundu. ”Biz o kanunu yaparken 2010’da (HSYK’yı) biraz kurul ağırlıklı olarak oluşturmuşuz, ama şimdi biraz bakan ağırlıklı gibi bazı konularda ama anayasaya aykırı olmayacak noktalarda. Bağımsızlığı ve tarafsızlığı yok edecek bir tablo asla söz konusu değildir.”
“Vatandaş yargı hesabını bizden soruyor”
Bakanlık olarak sahaya çıktıklarında, vatandaşların yargıdaki tıkanıklıklar, tutukluluk süresinin uzunluğu, hakimlerin verdiği kimi yanlış kararlar konusunda kendilerine hesap sorduğunu söylüyor. “Biz bunlara doğrudan müdahale edemiyoruz. Ama hesabı ben vermek zorunda kalıyorum. Hakimin sorumluluğu yok. Kararı verip çekilip oturuyor.” Kuzu, ayrıca Amerika ve Avrupa’da da siyasetçilerin benzer kurullarda mutlaka yer aldığını savundu.
“Savcının yaptığı militanca bir hareket”
Uluslararası Af Örgütü Türkiye araştırmacısı Andrew Gardner, HSYK’daki değişikliğin 17 Aralık sonrası yapılmasının, suçlamaların ört bas edilmeye çalışıldığı izlenimi oluşturduğunu söylemiş ve Türkiye’de yargı bağımsızlığına ciddi bir darbe indirdiği yorumu yapmıştı. Burhan Kuzu bu eleştiriyi şöyle yanıtladı: “Tablo onların yazdığı çerçevede değil. 17 Aralık operasyonunu bu kurul okuyamamış. Sanki 17 Aralık operasyonu yolsuzluk operasyonu da hükümet kapatıyor. Böyle bir tablo söz konusu değil. Varsa bir yolsuzluk, mahkeme devam ediyor. Kapatan yok. Ama mesele burada sağlıksız bir soruşturma yürütülmüş. Beş kişilik savcı komisyonu bunu yapsın diyorlar. Bir savcı ne hikmetse, o kadar vatanperver ki illa ben bakacağım diyor. Niye sen bakıyorsun kardeşim? Başka savcı yok mu? Bana sorarsanız, bu tamamen militanca bir harekettir. Af örgütü falan da bunu bilmez.”
“Davul bizim sırtımızda, tokmak başkasının elinde”
Yargı bağımsızlığıyla ilgili olarak kamuoyunda oluşan soru işaretlerini nasıl yok etmeyi planladıkları sorusuna ise, Kuzu, kamuoyunda böyle bir algının oluşmadığı yanıtı verdi: “Öyle bir algı oluşsa bizim anketlerde oylarımız yüzde 50’leri bulacak şekilde olmaz. Millet inanmıyor zaten. 8 seçim geçirmiş bir parti, sürekli oyunu arttırmış. Yargıyı bu kadar püskürten bir hükümete karşı, vatandaş basının güçlü olduğu bir yerde her türlü basın var. Taraftar olan var, olmayan var. Bunları rahatlıkla yazabilir.”
Anayasa Profesörü Burhan Kuzu, hakimlerin verdiği kararların hesabını siyasetçi olarak kendilerinin verdiğini ise “davul bizim sırtımızda, tokmak başkasının elinde” sözleriyle ifade etti.