Erişilebilirlik

‘Bireysel Özgürlükler Savunuluyor’


Gözlemciler, Türkiye’deki gösterileri, bireysel özgürlükleri savunan gençlerin düzenlediğine dikkat çekiyor, kutuplaşmanın iktidarı çıkarları için kullananlarla toplumun geride kalanları arasında olduğunu söylüyor

Türkiye’deki gösteriler sonrasında yaptığı konuşmalarda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın protestocuları kınayan açıklamaları, ilk elde akla, orduyu destekleyen laik kesimin daha önce hükümet aleyhinde düzenlediği yürüyüşleri akıllara getirse de, siyasi gözlemciler arada önemli bir fark olduğu görüşünde. Bu da, son gösterilerin, bireysel özgürlükleri savunan gençlerin katılımıyla düzenlendiği.

Gezi Parkı, tüm ülkeyi saran siyasi krizin başlangıç noktası oldu. Gezi Parkı’nı koruma amacıyla başlayan protesto, kısa zamanda, Başbakan Erdoğan’ın, otoriter olarak nitelendirilen yönetim tarzına karşı bir itiraza dönüştü.

Göstericiler arasında yer alan kütüphaneci Ayşe Erdoğan, yönetim tarzına ilişkin rahatsızlığını şöyle özetliyor: “Önce, sokaklarda öpüşemezsiniz dediler. Sonra içemezsiniz denildi. Eğitim sistemi baştan aşağı değiştiriliyor. Bu yapılırken fikir de sorulmuyor. Ben çocuğumun mutluluğundan çok, imam hatip lisesine gitmek zorunda kalacak mı diye düşünüyorum. Ne isterlerse yapıyorlar. Ellerini çırpıp, ‘Şunu yapın, bunu yapmayın’ deniliyor.”

Siyasi gözlemciler, gösterilerin çoğunlukla aktif olarak siyasetle ilgilenmeyen gençler tarafından düzenlendiğine dikkati çekiyor.

Gezi Parkı’nda protestolar devam ederken, İhsan Eliaçık Cuma namazı kılıyor. Anti Kapitalist Müslümanlar olarak adlandırılan grubun lideri Eliaçık, gösterilerin yeni bir Türkiye’ye işaret ettiğini söylüyor. Eliaçık, Gezi Parkı’nda kandili de kutladıklarını ve kandil gecesi parktaki protestocuların içki içmediklerini kaydediyor. Anti Kapitalist Müslümanlar’ın lideri Eliaçık, Türkiye’deki bölünmenin iktidarı kendi çıkarlarına kullananlarla toplumun diğer kesimleri arasında olduğunu belirtiyor.

Son protestolar, Başbakan Erdoğan aleyhinde düzenlenen ilk gösteri değil. 10 yıl önce de, yüzbinlerce laik Türk, Atatürk posterleri ve Türk bayraklarıyla gösteriler düzenledi. Ordudan, İslamcı AKP hükümetine müdahale etmesi istendi. Ancak siyasi gözlemciler, son gösterilerin öncekilerden farklı olduğu görüşünde. Taksim’deki göstericiler askeri müdahale istemiyor.

Doğuş Üniversitesi profesörlerinden İştar Gözaydın, uzun yıllar boyunca laiklerle İslamcılar arasındaki gerilimi incelemiş bir akademisyen. Gözaydın, “Son göstericiler, asker vesayetindeki hükümetleri istemiyor. Göstericiler daha çok bireysel özgürlüklerin korunmasından, kişisel hayata müdahale edilmemesinden yana.

Hükümetin dayattığı tek tip yaşam tarzına tahammülleri yok. Bu dindar kesimle laikler arasındaki bir kutuplaşma değil,” diyor.

Başbakan Erdoğan, Pazar günü, farklı yerlerde yaptığı konuşmalarda protestocuları uyardı, bunun bedelini ödeyeceklerini söyledi. “Anlayacağınız dilden konuşuruz” diyen Erdoğan, hoşgörülü olacaklarını ama bunun da bir sınırı olduğunu söyledi ve darbe dönemlerinin geride kaldığının altını çizdi.

Profesör Gözaydın, gösterilerin aslında sosyal diyaloğu güçlendirme fırsatı verdiğini söylüyor: “Gösteriler, farklı yaşam biçimlerinin, farklı yaklaşımların birlikte varolabileceğine işaret ediyor. Eğer bu başarılırsa, demokratik toplum olma yolunda önemli bir mesafe kaydedilir.”

Ancak Pazartesi günü Ankara’da göstericilerle polis çatıştı. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da Erdoğan’dan milletle inatlaşmamasını istedi, “Gerginlikten beslenen bir siyaset toplumu ateşe atar” dedi.

Gözlemcilerin genel kanaati ise gerginliğin kısa zamanda sona ermeyeceği yolunda.
XS
SM
MD
LG