ABD Başkanı Joe Biden, Çarşamba günü, demiryollarına olan kişisel sevgisi ile kıtada kendi yönetiminden daha uzun ömürlü bir miras bırakma arzusunu biraraya getiren, ABD tarafından finanse edilen bir Afrika kalkınma projesini ziyaret etmek için Lobito bölgesine gitti.
“Lobito Koridoru” adlı 1300 kilometrelik demiryolu hattı, bakır zengini Zambiya'dan güneybatı ülkesi Angola'daki Lobito limanına uzanıyor.
Ağ, Biden yönetiminin Küresel Altyapı ve Yatırım Ortaklığı kapsamında “stratejik bir ekonomik koridor” oluşturacak. Küresel Altyapı ve Yatırım Ortaklığı, Çin'in köklü ve genişleyen Kuşak ve Yol girişimine karşı koymayı amaçlayan bir girişim. Biden yönetimi şu ana kadar proje için yaklaşık 4 milyar dolar taahhüt ettiğini açıkladı.
Biden Salı günü Angola'nın başkentindeyken, projeyi yolcu demiryoluna olan sevgisi üzerinden değerlendirmiş, ABD senatörü olarak Wilmington, Delaware'den trenle Washington'a gidip geldiğini ve her yolculukta yaklaşık 340 kilometre yol katettiğini söylemişti.
Biden, ülkenin kölelik müzesinde yaptığı konuşmayı dinlemek üzere toplanan izleyicilerin kahkahaları arasında, “Amerikan basını buradayken size peşinen söylemeliyim ki, muhtemelen Amerika'daki en demiryolu yanlısı adam benim” demişti.
Biden ayrıca , Angola Cumhurbaşkanı João Lourenço, Kongo Demokratik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Félix Tshisekedi, Zambiya Cumhurbaşkanı Hakainde Hichilema ve Tanzanya Cumhurbaşkanı Yardımcısı Philip Mpango ile de biraraya geldi.
Aynı mı, farklı mı?
Üst düzey yönetim yetkilileri, bu demiryolu hattının 2030’a kadar Afrika'nın Hint Okyanusu kıyısından Atlas Okyanusu kıyısına kadar son halini alacağını söyledi. Başlangıçta, kıtanın derin iç bölgelerinden kıyıya kobalt ve bakır gibi kritik mineraller taşınacak. Koridor tamamlandığında, şu anda karayoluyla 40 günden fazla süren yolculuk kıta boyunca 40 saatte inecek.
Gazetecilere brifing verirken kimliğini açıklamayan üst düzey bir Biden yönetimi yetkilisi, “Koridorun arkasındaki dayanak, sınırlı olan Amerikan desteğini ve mali imkanlarını alabilmek ve bu mali desteği ve çabayı birçok ülkeye yaymak yerine tek bir alana daha derinlemesine odaklayabilmektir” dedi.
VOA, yetkiliye bunun kıtanın zengin ham kaynaklarını sömürürken değer katmayan ve yerel nüfusa düzenli iş sağlamayan eski sömürgeci anlatıyı tekrarlayıp tekrarlamadığını sordu. Kıtada genç nüfus artışı, acil iş yaratılması ihtiyacı konusunda pek çok Afrika hükümetini zorluyor.
Bunun ham ürünler için olduğu önermesine katılmıyorum,” diyen yetkili, şöyle devam etti:
“Şu anda sadece ham ürün çıkıyor. Ama bence bu demiryolunun yaptığı şey -daha yüksek değerli ürünlere ulaşmak için birkaç şeye ihtiyacınız var. Bunlardan biri de uygun fiyatlı, güvenilir ve bol miktarda enerji. Dolayısıyla enerji sisteminin kurulması, daha sonra katma değeri oluşturmanıza olanak tanır.”
Bazıları ise Çin'in iddialı Kuşak ve Yol girişimini başlatmasından on yıldan fazla bir süre sonra gelen bu ABD çabasının rekabet edip edemeyeceğini sorguluyor.
Afrika siyaseti, güvenliği ve uluslararası ilişkiler konularında editör, danışman ve analist olan Chris O. Ogunmo’dede, “Daha yakından incelendiğinde, Washington'un Afrika'daki yatırımları açısından Pekin'in gerisinde kaldığını zımnen kabul eden ancak Çin'in ayak izinde var olan boşluğu doldurmak için çok az şey yapan Çin taktiğinin bir taklidi gibi görünüyor” dedi.
Çin Renmin Üniversitesi'nde araştırmacı olan Wang Peng ise Çin devlet düşünce kuruluşu Uluslararası İşbirliği Merkezi'nde yayınlanan yazısında, Lobito Koridoru gibi Batılı uluslararası projelerin Çin'in girişimine karşı bir meydan okuma oluşturmadığını çünkü ABD'nin “iddialı küresel altyapı planını gerçekten uygulamak için yeterli fon ve maddi koşulları sağlayamadığını” belirtti.
Wang Peng, ayrıca ABD'nin ev sahibi ülkelere diplomatik baskı uygulayarak onları Çin ile işbirliği anlaşmalarını bozmaya zorlayabileceğini, “Kuşak ve Yol” projesinin yerel ekolojik çevre ve su kaynakları üzerindeki olumsuz etkisini abartabileceğini ve “sözde borç tuzağı” sorununu abartabileceğini belirtti.
Afrika ülkelerinin Çin'e olan borçlarının artması da Biden'ın Salı günkü konuşmasında ABD'yi güvenilir bir ortak olarak göstermeye çalışırken dolaylı olarak değindiği bir konuydu.
Biden, “Gelişmekte olan ülkelerin sürdürülemez borçlarını ödemek ile kendi halklarına yatırım yapabilmek arasında bir seçim yapmak zorunda kalmamalarını sağlamak için de çaba sarf ettik” diye konuştu.
Ancak Biden'ın ABD’de başkan seçilen Donald Trump’a görevi bırakmaya hazırlanırken zamanı azalıyor. Analistler, bu projenin Trump'ın kıtaya yönelik daha eylemci yaklaşımına uygun olması ve Trump'ın en büyük destekçilerinden biri olan milyarder Elon Musk'a hitap etmesi nedeniyle Trump tarafından iyi karşılanabileceğini savunuyor.
Massachusetts'teki Clark Üniversitesi'nden James Murphy, “Sonuçta para zaten ayrılmış durumda. Lobito projesini devam ettirmek akıllıca bir fikir. Trump'ın bu projeyi sahiplenmesine gerek yok, sadece ona Afrika'daki stratejik/kaynak odaklı çıkarlarımız hakkında, özellikle de Elon Musk’ın Tesla'ları için gerekli olan madenleri elde etme stratejisi hakkında bir konuşma noktası sağlıyor” dedi.
Forum