Erişilebilirlik

5 Soruda Afganistan Sorunu


Kemal Kirişci Brookings Enstitüsü
Kemal Kirişci Brookings Enstitüsü

Afganistan’da bir dönem kapandı ve 20 yıllık savaş sona erdi. Bu sürede, yüzbinlerce Afgan, en az 2,400 ABD’li öldü. Uluslararası güçlere maliyeti 1 trilyon dolara ulaştı. Peki son ABD askerinin ülkeyi terk etmesinin ardından Afganistan’ı nasıl bir gelecek bekliyor? ABD’nin çekilmesinin çok öncesinde başlayan Afganistan’dan mülteci akınının Türkiye ve dünyaya olası etkileri ne olur? Bu soruları Washington’daki Brookings Enstitüsü uzmanlarından Prof. Dr. Kemal Kirişci yanıtladı.

5 Soruda Afgan Sorunu
lütfen bekleyin
Embed

No media source currently available

0:00 0:21:48 0:00

ABD'nin resmen çekilmesinin ardından Taleban’dan korkan sivillerin geride kalacağına dikkat çeken Kirişci, gündeme gelmesi gereken sorulardan birinin de "Taleban'ın nasıl bir düzen kuracağı" sorusu olduğunu belirtiyor.

Türkiye Taleban’la doğrudan diyaloğu sürdürüp sahada aktif bir rol alır mı?

"Taleban’ın kuracağı yeni düzenle çalışabilme imkanı olacaksa bu havaalanının belli uluslararası standartlarda çalışması gerekecek. Tahmin ediyorum bu konuda iki taraf birbirleriyle görüşüyorlar. Türkiye’nin uluslararası camiada havaalanları işletme konusunda bayağı bir namı şanı var. Bir tek Türkiye’deki havaalanları değil komşu ülkelerdeki bazı alanları Türk şirketleri işletiyor. Türkiye’nin böyle bir birikimi var. Bu tecrübeyle beraber böyle bir konunun gündeme gelmesini tabii görüyorum."

Taleban'ın ılımlı mesajları ne anlama geliyor?

"Taleban’ın üst yönetimi 90’lardaki gelişmelerden derslerini almış görünüyorlar. Bir ülkeyi yönetmenin, düzen kurmanın uluslararası camianın desteğini almadan zor olacağını düşündüklerini görüyorum. Kabil havaalanının Türkiye tarafından işletilmesi de bu paketin, tablonun parçası. Ama Taleban bir tek üst yönetim değil. Bunun alt kolları da var. Üst yönetim alt kollarına söz geçirebilecek mi? Ayrıca Taleban IŞİD’le olan ilişkisini nasıl yürütecek? Taleban’ın alt kollarıyla IŞİD arasında bir örtüşme var mı yok mu? Bu da önemli bir konu."

Avrupa’nın yeni mülteci akınına karşı tutumu ne olacak?

"Zaten Afganistan şu anda Suriye ve Venezuela'dan sonra en çok mülteci veren ülk konumunda. Bunun üzerine bir de Afganistan'da kendi içinde bulunan yerlerinden olmuş kişiler var. En az dışarıdakiler kadar, hatta daha fazla. Bu kitlenin üzerine yeni mülteci akımlarını beklememek bence pek gerçekçi olmaz. Afganistan'da eğer bu insanların yaşayabileceği, kabul edebilecekleri insani bir düzen kurulmadığı takdirde bütün doğrulara rağmen bir şekilde başka ülkelere sığınmaya çalışacaklardır. Bunun maliyetinin de kendilerine ve insanlığa yüksek olacağını tahmin ediyorum. Bunu zaten Akdeniz'de yaşıyoruz."

Ülkeyi terketmek isteyen Afganlar'ın tamamı ABD'ye gelebilir mi?

"Amerika'nın üçüncü ülkelerden yerleştirmeye yönelik her zaman klasik bir programı vardı. Bu eskiden (Donald) Trump başa gelene kadar çok güçlü bir programdı. Her sene 80 binden 120-130 binlere kadar başka ülkelerden üçüncü ülkelere sığınmış olan mültecileri ABD'ye getirirlerdi. Ama bu sayılar Trump zamanında çok küçük, komik rakamlara düştü. Biden bu rakamları ciddi sayıda yükseltecekken çok daha mütevazı sayılara varabildi. İç politikadaki dirençten dolayı. Afgan mültecilerin Amerika'ya gelebilmesi için eğer çok taraflı bir girişim olursa belki bu sayıları yükseltilebilir. Vietnamlı, Kamboçyalı Laoslu mülteciler için yapıldığı gibi, 1975'te Amerika Vietnam'dan çekildikten sonraki süreç sırasında."

Mülteci yükü neden sadece Türkiye’de olmamalı?

"Türkiye şu anda uluslararası camiada en fazla sayıda mülteciyi barındıran bir ülke. Bundan dolayı Afganistan'dan yüksek sayılarda mülteci gelmesini kaldıramayacağı yönünde haklı sinyaller veriyor. Uluslararası hukuka göre mültecilerin korunması aslında bir uluslararası görev. Uluslararası camianın bir çaba göstermesi lazım. ABD bu konuda kendi açısından şu son günlerde gördüğümüz adımları attı. Avrupa Birliği'nin bazı ülkeleri de şu anda İspanya gibi mesela Portekiz gibi, Fransa gibi eski AB üyesi İngiltere gibi ülkeler Almanya da dahil olmak üzere şu noktadaki kriz çerçevesinde bazı Afgan mültecileri kendi ülkelerine tahliye ettiler. Burada altını çizmek istediğim önemli nokta yük paylaşımının sadece fon sağlamakla kalmaması gerekiyor. Mültecilerin bir kısmının bu ülkeler tarafından kendi ülkelerine transfer edilmeleri 'yerleştirme' denen süreç konusunda da yardımcı olmaları gerekir."

  • 16x9 Image

    Mehtap Çolak Yılmaz

    Mehtap Çolak Yılmaz, 1997 yılında Star Haber’de başladığı televizyon haberciliğine, 2000 yılında ATV Haber’le devam etti. Avrupa ve Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde haber takip etti, söyleşiler ve canlı yayınlar yaptı. 2003 yılında iki ay boyunca Irak’ın işgalini Bağdat ve Kuzey Irak’tan takip etti. 2005 yılında  ATV Haber Washington Temsilcisi olarak mesleğine Amerika’da devam eden Yılmaz, 2012 yılından bu yana da Amerika’nın Sesi’nde çalışıyor.

XS
SM
MD
LG