Erişilebilirlik

Aşırı Sağcı Parti Tarafından Desteklenen Adaydan İstifa


Almanya’nın doğusundaki eyaletlerden Thüringen’de yaşanan siyasi gelişmeler başkent Berlin’de de siyasi kaosa neden oldu. Dün Thomas Kemmerich’in kendi partisi liberal FDP’nin yanısıra Hristiyan Demokrat CDU ve aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin desteğiyle Thüringen Eyalet Başbakanı seçilmesine verilen tepkiler sonrasında, Kemmerich daha 24 saat geçmeden istifa etti ve eyalet seçimlerinin tekrarlanması için meclise başvurdu.

FDP’nin Genel Başkanı Christian Lindner ise, parti genel kurulunda güven isteyeceğini, destek bulamazsa istifa edeceğini açıkladı. Kemmerich’in seçiminin Lindner’in bilgisi dahilinde kapalı kapılar ardında yapılan gizli pazarlıklarla hazırlandığı ortaya çıkmıştı. Irkçı ve aşırı sağcı söylemleriyle tanınan Thüringen AfD örgütünün başkanı Björn Höcke‘nin, Kemmerich ve CDU Thüringen örgütü şefi Mike Mohring’e geçen hafta bir mektup yazarak, seçilmisine destek sağlayacaklarını ifade ettiği, FDP lideri Lindner’in ise geçen Pazartesi akşamı aşırı sağcı Höcke’nin önerisine onay verdiği belirlendi.

Yaşananlara en sert tepkilerden biri Güney Afrika’ya resmi bir ziyarette bulunan Başbakan Angela Merkel’den geldi. Merkel oradan yaptığı açıklamada, Kemmerich’in AfD’nin, FDP ve CDU eyalet örgütlerinin desteğiyle seçiminin ‘affedilemez bir olay’ olduğunu belirterek, "Hem benim şahsi hem de CDU’nun temel değerleni sarsan bir durum. AfD’nin yardımıyla siyasi bir çoğunluğun oluşmaması konusunda alınan bir prensip kararımız var. Thüringen’de yaşanan olayın bir an önce iptal edilmesi gerekiyor. Demokrasi adına kara bir gün yaşadık" şeklinde konuştu. Merkel’in sert çıkışı, CDU’nun Genel Başkanı ve Savunma Bakanı Annegret Kramp-Karrenbauer’i zor durumda bıraktı. Berlin’deki siyasi kulislerde, Thüringen’deki oylama öncesinde CDU eyalet örgütünden kaynakların Kramp-Karrenbauer’i bilgilendirdiği yönünde haberler konuşuluyor. CDU lideri, dünkü seçimden sonra, Kemmerich’in seçilmesini eleştiren açıklamalar yapmıştı. Bu arada Başbakan Merkel’in önümüzdeki Cumartesi Güney Afrika’dan döner dönmez, sosyal demokrat SPD, Hristiyan Sosyal Birlik CSU ve kendi CDU partisinin liderlerinin katılımıyla bir kriz toplantısı düzenleyeceği ve koalisyonun parçalanmasını engelleyecek adımları konuşacağı öğrenildi. SPD Eş Genel Başkanı Saskia Esken, dünkü seçim sonrasında Merkel’in Thüringen’de yaşananlara yeterli tepki vermemesi durumunda, hükümetin geleceğinin tartışmaya açılacağını söylemişti.

FDP adayının, CDU’lu ve FDP’li milletvekilleriyle birlikte, AfD'nin en radikal kanadının bulunduğu Thüringen'deki vekilleri tarafından seçilmiş olması, "Almanya'da bir tabunun yıkılması" şeklinde niteleniyor. 2013 yılında kurulan, o zamandan bu yana tüm eyalet meclislerine ve Federal Meclis’e oylarını sürekli artırarak girmeyi başaran AfD, şimdiye dek diğer partiler tarafından siyasi olarak izole ediliyordu. CDU, CSU, SPD, Yeşiller, Sol Parti ve FDP hem federal hem de eyaletler düzeyinde AfD’yle ortak çalışmama ve doğrudan yada dolaylı koalisyona gitmeme kararı almışlardı. Thüringen’de yaşananlar ve liberal parti adayının aşırı sağcı partinin desteğiyle seçilmesi bu konudaki genel görüş birliğinin sonu anlamına geliyor. Siyasi yorumcular AfD’nin giderek büyüdüğünü ve her geçen gün Almanya’daki demokrasiyi ve çok kültürlü yaşamı tehdit eden bir güç haline dönüştüğünü savunuyor. AfD‘nin siyasete yön vermesinin doğallaşması ve diğer eyaletlere ve federal düzeydeki politikalara sıçraması beklenirken, Alman Yahudiler Konseyi ve Almanya Türk Toplumu gibi çatı örgütleri de gidişattan çok tedirgin oldukları yönünde açıklamalar yaptılar.

Thüringen'de Ekim 2019'da yapılan eyalet seçimlerinde Sol Parti birinci güç olmuş, onu AfD izlemiş, Merkel’in partisi CDU ve koalisyon ortağı SPD hezimete uğramıştı. Beş yıldır eyaleti yöneten Sol Partili Bodo Ramelow, sosyal demokrat SPD ve Yeşiller’in desteğiyle azınlık hükümeti oluşturmak için başbakanlığa yeniden aday olduğunu açıkladı. 90 milletvekilinin bulunduğu eyalet parlamentosunda Ramelow’un yanısıra, FDP’li Thomas Kemmerich ve AfD’nin aday gösterdiği Christoph Kindervater hükümet başkanlığı için aday oldu. Hristiyan Birlik Partisi (CDU) ise aday göstermedi. Yeniden başbakan olmasına kesin gözüyle bakılan Ramelow ve diğer adaylar ilk iki turda salt çoğunluğa ulaşamadı. Bunun üzerine,bazı yorumcular tarafından Adolf Hitler’in yardımcısı Josef Goebels’e benzetilen AfD şefi Höcke’nin planı devreye girdi. Üçüncü turda yapılan seçimde Höcke’nin "bizans oyunları" taktiğine uyan AfD milletvekilleri kendi adayı yerine FDP’li Kemmerich’e oy verdi ve Alman siyasetinde depreme yol açtı. AfD uzmanları ve Höcke’yi yakından izleyen analizciler, Kemmerich’in istifası ve erken seçim kararının ırkçı partinin daha da büyümesine ve Thüringen’de en güçlü parti haline dönüşmesine yol açacağını savunuyor.

XS
SM
MD
LG