Başkan Trump’ın askıya alınan göç ve seyahat yasağı kararnamesi, son derece tartışmalı bir temel üzerine oturuyor. Mevcut gevşek göçmenlik kurallarının binlerce teröristin Amerika’ya sızmasına neden olduğunu iddia eden Trump, kararnameyle Amerikan kamuoyunun güvenliğinin sağlanacağını savunuyor.
Geçen Haziran ayında Müslüman bir saldırganın Orlando’da bir gece kulübünde 49 kişiyi öldürmesinden sonra, başkanlık seçim kampanyasını sürdüren Donald Trump, ”Bu ülkede aynı aşırı görüşlere sahip binlerce nişancı dolaşıyor. Her yıl binlercesini daha ülkemize sokuyoruz” demişti.
Trump, federal bir yargıcın kararnameyi askıya alan kararını eleştiren Twitter mesajında, ”Yasak, bir yargıç tarafından kaldırıldığı için birçok kötü ve tehlikeli insan ülkemize akın edebilir” dedi.
Ancak uzmanlar, Trump’ın bu iddiasını haklı çıkaracak yeterli somut kanıt olmadığı görüşünde. Amerika’daki terör saldırılarının çoğu, bu ülkede radikalleşen teröristler tarafından düzenlenmiş, çok azı yabancı ülkelerle ilişkilendirilmişti. Uzmanlar aynı zamanda 15 yıl önce 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra Trump’ın kararnamesine benzer aşırı sıkı güvenlik önlemleri alınmadığını hatırlatıyor.
Uzmanlara göre Amerikan Hükümeti teröristlerin ülkeye sızmasını engellemede son derece etkili çalışıyor. Müslüman Amerikalılar’ın terörle ilişkisini inceleyen akademisyenler, hükümetin çabalarının, 11 Eylül sonrası dönemin en büyük başarı hikayelerinden biri olduğu görüşünde.
Kamuya açık kayıtları inceleyen terör uzmanları, 11 Eylül saldırılarından bu yana Amerika’da radikal dincilerin terör eylemi planlarına 414 Müslüman Amerikalı’nın karıştığını belirlemiş. Bunların 217’si Amerika’da doğup büyüyen, 60’ı ise yabancı ülkelerde doğup sonradan Amerikan vatandaşı olan Müslümanlar. Bu 414 Müslüman Amerikalı’dan 39’u yeşilkart sahibi, 38’i göçmen, 15’i ise kaçak.
11 Eylül 2001‘den beri Müslüman Amerikalı köktendincilerin düzenlediği saldırılarda 123 Amerikalı öldü.
Özellikle 2014‘ün sonu, 2015‘in başında, IŞİD’in popülaritesinin en üst seviyeye çıktığı dönemde yüzden fazla Müslüman Amerikalı, örgüte katılma girişiminde bulundu.
Amerika’da düzenlenen ve ölüme neden olan terör saldırılarının hiçbirinde Başkan Trump’ın seyahat ve göç yasağı getirdiği yedi ülke vatandaşlarının rol oynamadığı görülüyor. Bu ülkelerden gelen yaklaşık yüz kişininse şiddet içerikli köktendinci eylemlerle ilişkileri olduğu belirlenmiş.
”Amerika’da işlenen tüm cinayetler ve girişilen şiddet eylemleriyle karşılaştırıldığında, Müslüman Amerikalılar’ın karıştığı şiddet içerikli köktendinci eylemlerin sayısı çok daha az” diyen uzmanlar, aynı dönemde Amerika’da 240 bin cinayet işlendiğini hatırlatıyor.
Trump destekçileri yine de başkanlık kararnamesinin Amerika’ya girişe kısıtlama getirmesinin akılcı olduğu görüşünde.
Göç kısıtlamasını savunan Amerikan Göçmenlik Reformu Federasyonu, ”Bu uygulama, Amerika’nın gerekli güvenlik önlemlerini almasını sağlayacak geçici bir yasaktır” açıklamasında bulundu.
Federasyon’a göre mevcut taramalar, son derece yetersiz. Ulusal İstihbarat Dairesi’nin eski başkanı James Clapper da bu görüşü paylaşıyor.
Örgüt, göçmen almaya bir süreliğine ara vermenin amacının, tehlikeli kişilerin Amerika’ya giriş yapmadığını garanti altına alacak sistemi oturtmak olduğunu vurguluyor.
Washington’daki Cato Enstitüsü göçmenlik uzmanları, 1970‘lere kadar giden verileri inceledi. Yabancıların Amerikan topraklarında düzenledikleri saldırılara odaklanan uzmanlar, 1975-2015 yılları arasında 3 bin 24 Amerikalı’nın yabancı teröristlerce Amerika topraklarında öldürüldüğünü söylüyor. Bu 3 bin 24 kişinin sadece 41’i, 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra yaşamını yitirdi.
Amerika’da terör saldırısında ölme riski son derece düşük. Bir Amerikalı’nın bir yıl içinde yabancı bir terörist tarafından Amerikan topraklarında öldürülme riski 3 milyon 600 binde bir. Bir yıl içinde bir mülteci tarafından öldürülme riski ise 3 milyarda bir.
Trump, terör tehdidinin ciddi olduğunu kanıtlamak için, Federal Soruşturma Dairesi FBI’in 50 eyalette yaptığı araştırmada Müslüman Amerikalılar’ın karıştığı binden fazla şiddet içerikli eylem tespit ettiğini öne sürüyor. Adalet Bakanı Jeff Sessions ise geçen yıl 11 Eylül 2001‘den sonraki terör eylemi vakalarında suçlu bulunan 580 kişinin 380‘inin yabancı olduğunu iddia eden veriler olduğunu söylüyor.
Ancak uzmanlara göre, bu rakamlar yanıltıcı. Kurzman, yıllık davaların sadece birkaçının FBI’ın elindeki vakalara ait olduğunu söylüyor. Birçok dava, suçlama olmadan sonuçlanırken bazılarındaki suçlamalar terörle ilgili olmuyor. Örneğin New Jersey eyaletinde tanksavar silahı satın alma girişiminde bulunmakla suçlanan Hüseyin Abuali ve Rabi Ahmed, sonunda, iki kamyon dolusu mısır gevreği çalmak suçundan hüküm giydi.
Jeff Sessions’ın raporunda yer alan 580 terör vakasının 241‘i ‘terörle ilgili’ suçlar olarak tanımlanıyor ancak uzmanlara göre Amerikan yasalarında ‘terörle ilgili’ şeklinde herhangi bir ifade bulunmuyor.