ABD Savunma Bakanı Jim Mattis’in, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık'a gönderdiği mektupta, YPG'ye verilen malzeme ve teçhizata ilişkin bilgi verdiği belirtildi.
Ayrıca mektupta YPG’ye sağlanan bütün teçhizatın fotoğraflı kanıt ve görsel envanterinin tutulduğu, terör örgütü DEAŞ'ın yenilmesinin ardından silahların geri alınacağının altı çizildi.
Peki Amerika’nın YPG ile ilgili Ankara’ya gönderdiği mektup ne anlama geliyor?
Kültür Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve Gazeteci Yrd. Doç. Dr. Bora Bayraktar'a göre, bu mektupta ilginç olan Amerika'nın operasyon sonrasında bu silahları toplayacağını ifade ediyor olması ancak bunun uygulanması söylendiği kadar kolay değil. Amerika bu konuda bir vaatte bulunuyor ama Bayraktar'a göre sahada bunun yansıması %100 gerçekleşmeyebilir. Bu açıdan da Türkiye olaya temkinli yaklaşıyor.
Bayraktar’a göre, mektup Amerika’nın Türkiye'yi kaybetmek istemediğini gösteriyor.
Bayraktar, “Şu anda Rakka'da yürütülen operasyonda, Türkiye için terör örgütü sayılan YPG ve PYD ile yürütülen operasyon, Ankara’yı rahatsız ediyor. Bunun uzun vadeli sonuçları olabilir. Özellikle Suriye sahasında Türkiye'nin Rusya-İran çizgisine daha yakın hareket ettiğini görüyoruz. İdlib'de Türkiye’yle Rusya'nın ortak bir operasyon düzenleyebileceği, bir ateşkes misyonunu gerçekleştirebileceği söyleniyor. Zannediyorum bunlardan dolayı Amerika Türkiye'yi biraz daha yanında tutabilmek için böyle bir vaatte bulundu” dedi.
Bora Bayraktar’a göre Amerika'nın vaat ettiği silahları toplama olayını uygulaması çok zor çünkü Amerika'nın Suriye'de PYD ile yürütmüş olduğu ortaklık sadece Rakka ile sınırlı değil.
“Amerikan yönetimi Suriye'nin kuzeyinde otonom bir Kürt bölgesi kurulmasından yana açık bir şekilde tavır koydu”
Kültür Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Bayraktar, elde tutulan bölgenin nüfusunun sadece Kürtlerden oluşmadığını, bölgede çok ciddi bir Arap nüfusunun, Türkmenlerin ve Asurilerin varlığının söz konusu olduğunu belirtti. Bayraktar, burada PYD’nin son bir yılda etnik temelli bazı nüfus hareketleri yaptığını, insanları göçe zorladığını, eğitimde Kürtçe dilinin birinci dil olarak ortaya konulduğunu kaydetti. Bu durumun bölgede yaşayan Arapları rahatsız ettiğini, hatta göçe zorladığını anlatan Bayraktar’a göre, eğer Amerika'nın desteğiyle PYD burada bir özerk bölge kuracaksa, bunu belli yerlerde zorla gerçekleştirmek zorunda ve bunun için de PYD’nin bu silahlara ihtiyacı var, bu yüzden bu operasyonun sonunda bu silahların toplanması zor.
Bayraktar, “Türkiye'nin Amerika'nın ne dediğine değil ne yaptığına bakması lazım. O yüzden de şu an için silahların toplanacağını düşünmek çok fazla iyimser bir yaklaşım olur” dedi.
Rakka meselesinin çözümünün çok kolay olmadığına değinen Yrd. Doç. Dr. Bayraktar, burada meselenin sadece kentin IŞİD’den temizlenmesi meselesi olmadığını, daha çok jeopolitik bir mücadelenin devam ettiğini belirtti.
Bayraktar, “Özellikle İran-İsrail ekseninde, Amerika-Rusya ekseninde sürekli bir gerilim hattı var ve Rakka da bunun merkezinde yer alıyor. Yani Suriye'yi önümüzdeki dönemde kim kontrol edecek, nasıl bir siyasi bir çözüm olacak? Bu noktada Rakka operasyonu çok önemli. Bu yüzden Suriye Ordusu’nun Rusya destekli olarak Rakka’ya yöneldiğini, Rakka’nın güneyine ulaşmaya çalıştığını görüyoruz. Hatta bu yüzden Amerika operasyonu öne aldı ve hızlandırdı. Bu yüzden şu anda aşırı güç kullanılıyor. Burada amaç operasyon hızla devam etsin ve IŞİD bir an önce bölgeden çıkarılsın. Dolayısıyla buraya gelecek güç, Esat rejimiyle nasıl bir ilişki içerisinde olacak, rejim buna razı gelecek mi, Rusya, İran buna razı gelecek mi? Belki IŞİD bitecek başka bir şey başlayacak” dedi.
Kültür Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Bora Bayraktar, Rakka IŞİD’den temizlense bile işin tamamen biteceğini düşünmediğini de sözlerine ekledi.
