Amerika’da seçmen hakları yine gündemde. Cumhuriyetçi eyaletlerde kabul edilen ya da edilmek üzere olan seçimle ilgili yasa tasarıları Demokratlar üzerinde baskıyı arttırıyor.
2020 Kasım seçimlerinden bu yana ülke gündeminden düşmeyen demokrasi tartışmaları özellikle Cumhuriyetçi eyaletlerdeki seçimle ilgili yasa çalışmalarıyla yine gündemin üst sıralarında. Başkan Joe Biden geçen hafta bu konuda belki de en tekili konuşmasını yaptı.
Biden konuşmasının bir yerinde “Bunu sizi korkutmak için söylemiyorum, size söylüyorum çünkü korkmalısınız. Sadece sahip olmamız gereken istek, demokrasimizi kurtarma ve güçlendirme isteği. Bunu 2020’de yaptık, Amerika ruhunun savaşı. O savaşta insanlar oy kullandı. Demokrasi üstün geldi. Anayasamız üstün geldi. Bunu gene yapmalıyız” ifadelerini kullandı.
Biden’ın Philedelphia kentinde yaptığı bu konuşma seçmen haklarıyla ilgili şu ana kadar ki en etkili konuşmalarından biri olarak nitelendiriliyor.
Başkan’ın bu şekilde hararetli konuşmasına neden ise Cumhuriyetçi yönetimin bulunduğu birçok eyalette Demokratlar’ın seçmenlerin haklarını kısıtladığını iddia ettikleri yasa tasarılarının kabul edilmesi ya da kabul edilmek üzere olması.
Ancak Amerikan Başkanı bol bol alkış aldığı konuşmasında bu yasalara karşı nasıl harekete geçecekleri konusunda net bir açıklama yapmadı.
Amerika’da eyaletler Amerikalılar’ın nasıl oy kullanacaklarını ve bu oyların nasıl sayılacağını belirleme yetkisine sahip ancak son sözü Kongre söylüyor ama bu konuda kanun çıkartabilirse. Senato’daki 50 Cumhuriyetçi 50 Demokrat dağılımı, Temsilciler Meclisi’nde Demokratların çok az farkla üstünlüğü Kongre’nin bu konuda karar almasını zorlaştırıyor.
Haziran’da Senato’daki oturumda Cumhuriyetçi senatörlerden bir tanesi bile Temsilciler Meclisi’nde kabul edilen ve Demokratlar’ın destek verdiği seçmen haklarıyla ilgili yasa tasarısı için oy kullanmadı.
Yani gerekli 60 oy barajı aşılamadı. Demokratların 60 oy barajını aşmak için tam bir bütünlük içinde olup bunu Senato’nun gündemine getirmeleri gerekiyor ancak bazı Demokrat senatörler de barajın aşılmasına karşı.
Demokrat Parti’nin konuyla ilgili bugünlerde eli kolu bağlanmış gibi görünüyor.
Şu ana kadar Cumhuriyetçilerin kontrolündeki eyaletlerden en az 17’sinde Demokratların seçmen haklarını kısıtladığını belirttiği yasa tasarıları geçmiş durumda.
Daha fazlasını engellemek için şimdilik ellerinde fazla seçenek kalmayan Demokratlar daha önce pek de görülmemiş yöntemlere başvuruyor.
Texas eyaletindeki Temsilciler Meclisi’nin onlarca Demokrat üyesi söz konusu yasa tasarının yürürlüğe girmemesi için eyaletten ayrıldı, başkent Washinton’a geldi.
O üyelerden biri Teksas Chris Turner, “Teksas Temsilciler Meclisi’nin 50’den fazla Demokrat üyesi Texas, Austin’i terk etti. Bunu istediğimiz için yapmadık. Kalbimiz kırılarak bunu yapmak zorunda kaldık. Yaptık, çünkü demokrasimiz kurtarmak için bir savaştayız. Ülke genelinde Cumhuriyetçilerin oy kullanmayı sindirme çabaları, oy verme karşıtı çabalar Teksas eyaletinde şu anda kriz noktasına gelmiş durumda” sözleriyle durumu özetledi.
Demokrat üyeler Teksas eyalet Kongresine zorla götürülebileceklerini düşünerek eyalet dışına çıktılar ve oy kullanmakla ilgili oylamanın gerekli çoğunluk olmadığı için yapılmasını engellediler.
Teksaslı üyelerin amacı Washington’un dikkatini daha fazla bu konuya çekmek. Bunu da yaptıkları davranışla şimdilik başarmışa benziyorlar.
Senato Çoğunluk Lideri Chuck Schumer Teksaslı Kongre üyelerini kabulünde, “Bu Kongre üyeleri cesurlar ve her Teksaslı’nın oy vermesi için çabalıyorlar. Bir Amerikalı daha fazla ne ister? Bu arkadaşlar tarihin doğru tarafında olarak hatırlanacak, vali ve Cumhuriyetçi Kongre üyeleri ise tarihin karanlık ve yanlış sayfasında hatırlanacak” dedi.
Demokratlar’ın yasa tasarısında posta yoluyla oy kullanma hakkının garanti altına alınması, federal seçimlerde oy kullanmanın 15 gün önceden başlaması, oy kullanma makineleri için belli standartların oluşturulması, kara para olarak nitelenen siyasi katkıların sınırlandırılması, yaşı gelenlerin otomatik olarak sisteme kaydedilmesi gibi unsurlar yer alıyor.
Bazı uzmanlara göre bütün bu gelişmelerin nedeni eski Başkan Donald Trump’ın seçimlere hile karıştığı yönündeki kanıtlanmayan ve mahkemelerce reddedilen iddiaları..
Minnesota Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden David Schulz, “Bunu gerçekten devam ettiren Donald Trump. Donald Trump’ın iddiası, 2016’ya kadar geri gittiğinizde bile, o zamanda seçimi kazanamazsa bunun hile yüzünden olacağını söylemişti. Aynı argümanı 2020 seçiminden önce kullandı ve sonrasında da. Yani bunun büyük bölümü Donald Trump tarafından sürdürülüyor. Fakat tabanı, Cumhuriyetçi taban da bu aşamada bu argümanı beğeniyor” diyor.
Monmouth Üniversitesi’nin katılımcılarının yüzde 32’sine göre Biden kanıt olmamasına rağmen seçim hilesiyle kazandı.
Seçim üzerinden geçen aylara rağmen hala halkın önemli bir bölümü bu iddiaya inanıyor görünüyor.
Bu da gelecek yıl yapılacak ara seçimleri daha önemli hale getiriyor. Cumhuriyetçi eyaletlerin yeni yasalarla, özellikle siyah nüfusun sandıklara gitmesini engellemeye çalıştığı yorumları yapılıyor.
Siyah nüfusun çoğunlukla Demokrat Parti’ye oy verdiği, Kongre’deki dengelerinde ince bir ipte olduğu hesaba katılırsa Demokratlar Temsilciler Meclisi ve Senato’da kontrolü kaybedebilir. Bu da Başkan Biden’ın başkanlığının son iki yılının oldukça zorlu geçeceği anlamına gelir.
Özetle Demokratlar için durum oldukça ciddi ve bir çıkış yolu bulamazlarsa bunun bedelini sandıkta ağır ödeme ihtimalleri de oldukça yüksek.