2010 yılında çıkan Affordable Care Act, yani Hesaplı Sağlık Hizmetleri Yasası’nın en önemli bölümleri, 1 Ekim’de yürürlüğe girdi. Yasa, sağlık sigortası olmayan, nüfusun yüzde 15’ini oluşturan 50 milyona yakın Amerikalı’nın ucuz sağlık sigortası poliçesi almalarını sağlayacak. Halk arasında Obamacare olarak bilinen yasa, neden bu kadar tartışılıyor?
Amerikalılar’ın çoğunun özel sağlık sigortası var. Bu sigortanın ücreti, kısmen kişinin işvereni tarafından karşılanıyor. Yaşlı Amerikalılar ise hükümet fonlarıyla beslenen sağlık hizmetlerinden yararlanıyor. Nüfusun yüzde 15’ini oluşturan yaklaşık 50 milyon Amerikalı’nın ise sağlık sigortası yok. Bu kişiler çalışan yoksullar sayılıyor.
Sigortası olanların çoğu için sağlık harcamaları, ağır bir yük. Birçoğu sigorta kapsamına güvenemiyor. Birçok doktorsa sigorta şirketlerinin yaptığı ödemeleri yetersiz buluyor.
Obama: ”Sağlık hizmetlerinin maliyeti, ekonomimizin ve ülkemizin vicdanı üzerinde ağır bir yük. Şundan hiç şüpheniz olmasın: sağlık reformu daha fazla gecikemez.”
Sağlık reformu uyarınca sigorta şirketleri, daha önceden hastalığı olan kişileri sigorta kapsamına almayı reddedemeyecek.
Johns Hopkins Üniversitesi Kamu Sağlığı Fakültesi’nden Profesör Jonathan Weiner’a göre, en büyük zorluk, daha önceden hastalığı bulunan ya da düşük gelirli olan kişilerin kapsam dışı bırakılmamasını sağlamak: ”Herkesi sigorta kapsamına almak, bir numaralı öncelik. Sağlık sigortası kartı olmayanlara ne yazık ki yarım yamalak sağlık hizmeti sunuluyor.”
Küçük şirket sahipleri, elemanlarına sağlık sigortası almak istiyor, ancak artan maliyet yüzünden çaresiz kalıyorlar.
Amy Millstead Ellzey’in oto tamir atölyesi var: ”Sağlık sigortası aidatlarındaki yüzde 44‘lük artışı karşılamamız mümkün değil. Bu nedenle farklı planlar arıyoruz, ayrıca poliçe kapsamlarını daraltmamız gerekiyor.”
1 Ekim’de açılan sağlık hizmetleri pazarı, bu sorunlara çözüm bulmayı amaçlıyor. Bu pazar, özel sigortalara erişim sağlıyor. Sağlık sorunları yaşayan kişilere de sağlık sigortası alma garantisi veriliyor.
Jonathan Weiner, ”Bu sağlık reformu, sağlık hizmetleri alanında şimdiye kadar gördüğüm en olumlu değişikliklerden biri. Sigorta şirketlerinin daha önceden hastalığı bulunan kişileri geri çeviremeyecek olması herkesi memnun etmeli” diyor.
Aylık sigorta primlerini ödeyecek gücü olmayan birey ya da aileler, hükümetten destek alacak. Elemanlarına sağlık sigortası yaptıran küçük şirketlere vergi indirimi sağlanacak.
Reformu eleştirenlerse hükümetin sağlık hizmetlerini kontrol altına almaması gerektiğini, reformun sağlık hizmeti maliyetlerini yükselteceğini savunuyor: ”Sağlık reformu, mali bir enkazdır. Reform olduğu sürece bütçeyi dengelememiz mümkün olmayacak.”
Uzmanlar da yeni yasayı olumlu karşılamakla birlikte, Amerikan sağlık sisteminin her derdine deva olmayacağı uyarısında bulunuyor.
Amerikalılar’ın çoğunun özel sağlık sigortası var. Bu sigortanın ücreti, kısmen kişinin işvereni tarafından karşılanıyor. Yaşlı Amerikalılar ise hükümet fonlarıyla beslenen sağlık hizmetlerinden yararlanıyor. Nüfusun yüzde 15’ini oluşturan yaklaşık 50 milyon Amerikalı’nın ise sağlık sigortası yok. Bu kişiler çalışan yoksullar sayılıyor.
Sigortası olanların çoğu için sağlık harcamaları, ağır bir yük. Birçoğu sigorta kapsamına güvenemiyor. Birçok doktorsa sigorta şirketlerinin yaptığı ödemeleri yetersiz buluyor.
Obama: ”Sağlık hizmetlerinin maliyeti, ekonomimizin ve ülkemizin vicdanı üzerinde ağır bir yük. Şundan hiç şüpheniz olmasın: sağlık reformu daha fazla gecikemez.”
Sağlık reformu uyarınca sigorta şirketleri, daha önceden hastalığı olan kişileri sigorta kapsamına almayı reddedemeyecek.
Johns Hopkins Üniversitesi Kamu Sağlığı Fakültesi’nden Profesör Jonathan Weiner’a göre, en büyük zorluk, daha önceden hastalığı bulunan ya da düşük gelirli olan kişilerin kapsam dışı bırakılmamasını sağlamak: ”Herkesi sigorta kapsamına almak, bir numaralı öncelik. Sağlık sigortası kartı olmayanlara ne yazık ki yarım yamalak sağlık hizmeti sunuluyor.”
Küçük şirket sahipleri, elemanlarına sağlık sigortası almak istiyor, ancak artan maliyet yüzünden çaresiz kalıyorlar.
Amy Millstead Ellzey’in oto tamir atölyesi var: ”Sağlık sigortası aidatlarındaki yüzde 44‘lük artışı karşılamamız mümkün değil. Bu nedenle farklı planlar arıyoruz, ayrıca poliçe kapsamlarını daraltmamız gerekiyor.”
1 Ekim’de açılan sağlık hizmetleri pazarı, bu sorunlara çözüm bulmayı amaçlıyor. Bu pazar, özel sigortalara erişim sağlıyor. Sağlık sorunları yaşayan kişilere de sağlık sigortası alma garantisi veriliyor.
Jonathan Weiner, ”Bu sağlık reformu, sağlık hizmetleri alanında şimdiye kadar gördüğüm en olumlu değişikliklerden biri. Sigorta şirketlerinin daha önceden hastalığı bulunan kişileri geri çeviremeyecek olması herkesi memnun etmeli” diyor.
Aylık sigorta primlerini ödeyecek gücü olmayan birey ya da aileler, hükümetten destek alacak. Elemanlarına sağlık sigortası yaptıran küçük şirketlere vergi indirimi sağlanacak.
Reformu eleştirenlerse hükümetin sağlık hizmetlerini kontrol altına almaması gerektiğini, reformun sağlık hizmeti maliyetlerini yükselteceğini savunuyor: ”Sağlık reformu, mali bir enkazdır. Reform olduğu sürece bütçeyi dengelememiz mümkün olmayacak.”
Uzmanlar da yeni yasayı olumlu karşılamakla birlikte, Amerikan sağlık sisteminin her derdine deva olmayacağı uyarısında bulunuyor.