Almanya'da geçen yıl 24 Eylül’de yapılan genel seçimde oyları dibe vuran Sosyal Demokrat Parti SPD'de genel başkanlık koltuğuna Andrea Nahles seçildi. 1863 yılında kurulan, dünyanın en köklü sosyal demokrat partisi tarihinde ilk kez bir kadını başkanlık koltuğuna oturttu.
47 yaşındaki bir çocuk annesi Andrea Nahles, yüzde 66 oy alarak başkan seçildi. 624 delegenin 414 oyunu alan Nahles’in tek rakibi Flensburg Belediye Başkanı Simone Lange ise 172 oyda kaldı. Eski başkan Martin Schulz’un Merkel’le koalisyon kurulması aşamasında dışişleri bakanlığına getirilmemesi sonrasında görevini bırakmasının ardından partinin genel başkanlığını geçici olarak Olaf Scholz yapıyordu. Schulz, Hristiyan Birlik partileri ile "Büyük Koalisyon" sözleşmesi üzerinde uzlaşmasının ardından parti genel başkanlığından çekileceğini ve bu görevi SPD Meclis Grup Başkanı Andrea Nahles'e devretmek istediğini söylemişti.
Delegelere yönelik konuşmasında 24 Eylül’de yapılan seçimde yaşanan hezimete rağmen SPD’nin "Büyük Koalisyon"da yer almasını savunan Nahles, sosyal demokratların toplum içindeki dayanışma ve adalet için mücadele vereceğini belirtti. Almanya ve diğer ülkelerde yükselen milleyetçi ve ırkçı akımları "demokrasi adına tehlike olarak" tanımlayan SPD’nin yeni başkanı, söz konusu siyasi gruplar için "Demokrasiyi kullanıyorlar ancak demokrasinin ve hukukun ilkelerine de saygı duymuyorlar" dedi.
Andrea Nahles’in, 2004 yılından buyana beş genel başkan gören ve düzenli olarak üye kaybeden, halihazırda yüzde 18'ler düzeyinde gezinen SPD'deki kan kaybını durdurup durdurmayacağı Berlin’de en çok tartışılan konulardan biri.
1990’lı yıllarda SPD’nin sol kanadını temsil eden gençlik kolları liderliğini, son Merkel hükümetinde ise Sosyal İşler Bakanlığı yapan Nahles, deneyimli bir siyasetçi olarak biliniyor. Nahles’in Angela Merkel ve Birlik Partileri ile son koalisyon görüşmelerinde SPD tabanının kaolisyon anlaşmasına destek verilmesi yönünde ikna ettiği ve bu yüzden de Hıristiyan Demokratlar nezdinde güvenilir bir siyasetçi olarak kabul gördüğü yorumu yapılıyor. Ancak Nahles kamuoyunda yüksek bir sempati oranını yakalayabilmiş değil. Konuşmalarındaki agresif ton nedeniyle sıksık eleştirilen Nahles, bu hitap şeklini "karşıtlıklardan çekinmeyen, tartışmayı seven" karakteriyle nedenlendiriyor.
Alman televizyonu ARD için yapılan bir ankete katılanların yüzde 47'si Nahles’in SPD’yi içinde bulunduğu krizden çıkarabileceğine inanmıyor. Ankete katılanların sadece yüzde 33‘ü Nahles'in SPD'yi güçlendirebileceği görüşünde.