Almanya’nın doğusunda bulunan Saksonya ve Brandenburg eyaletlerinde yapılan seçimlerde iktidar partileri CDU ve SPD hüsran yaşarken, ırkçı Almanya için Alternatif (AfD) partisi oylarını ciddi oranda artırarak her iki eyalette de ikinci parti oldu. Ancak partinin başarısı beklendiği kadar yüksek olmadı.
Seçimlerden önce yapılan kamuoyu araştırmalarında AfD'nin Saksonya'da birinci parti olması bekleniyordu. Saksonya'da Hırıstiyan Demokrat Birlik (CDU), Brandenburg'da ise Sosyal Demokrat Parti (SPD) seçimden birinci çıkmayı başardı.
Saksonya’da CDU yüzde 32,2 oyla sandıktan birinci parti çıkarken, AfD yüzde 27,5’le ikinci büyük parti konumuna yükseldi. AfD’nin 2014 seçimlerindeki oy oranı yüzde 9,7’ydi. Yüzde 8.6. oranında oy kaybeden Sol Parti’nin aldığı oy ise yüzde 10,8 oldu. Oylarını yüzde 2,9 artıran Yeşiller sandıktan yüzde 8,6 oy alırken, büyük bir hezimet yaşayan SPD’nin oy oranı yüzde 7,7’ye geriledi.
Sosyal demokratlar, Brandenburg’da ise yüzde 26,2 oyla birinci parti çıktı. Oyunu yüzde 10,5 oranında artıran AfD yüzde 23,5, CDU yüzde 15.6, Yeşiller yüzde 10,8, Sol Parti yüzde 10,7 ve Serbest Seçmenler yüzde 5 oranında oy alarak meclise milletvekili sokmayı başaran partiler oldu.
Alman basınında çıkan yorumlarda, son dört yılda sığınmacılar krizi üzerinden hızlı şekilde yükselen AfD'nin her iki eyalette birinci olmaması "korkulanın tam gerçekleşmediği" şeklinde tanımlandı. AfD yöneticileri ise sonuçları "zafer" olarak tanımladı. AfD Eş Genel Başkanı Alexander Gauland, Almanya’da siyasetin artık AfD’siz düşünülemeyeceğini söylerken, "başarılarının sırrının, insanları yakından ilgilendiren konuları kendilerinin gündeme taşıması" olduğunu iddia etti. Gauland, orta vadede hükümetlerde görev almak istediklerini ve CDU’yla koalisyon yapabileceklerini de açıkladı.
Euro para birimi karşıtı olarak 2013’de ilk kurulduğunda muhafazakar görüşleri savunan AfD, Suriye ve Iraklı göçmenlerin Almanya’ya gelişi sonrasında daha sert söylemlerle halkın önüne çıktı. Parti giderek aşırı sağa kayarken, demokratik kurumlar ve basının büyük tarafı tarafından yapılan tüm uyarılara rağmen, toplumunda genişleyen bir taban bulmayı sürdürüyor.
Yapılan analizlerde, Almanya için Alternatif’in Almanlar arasında artan korkuları kullanarak güç topladığı da vurgulanıyor. Son yıllardaki olumlu ekonomik verilere ve işsizliğin en düşük düzeye düşmesine rağmen, emekliler arasında yoksulluk, düşük ücretli işler, hayat pahalılığı, yüksek kiralar gibi konuları, yabancı düşmanlığı ile birleştiren ve sorunların nedeni olarak göçmenlere harcanan paraları gösteren AfD, Yeşiller dışında bütün partilerden ve seçmen kitlelerinden oy topluyor.
CDU ve SPD’nin yanı sıra, Sol Parti ve liberal FDP’nin seçimlerdeki oy kaybı bundan sonraki siyasi tablonun kalıcı bir şekilde değiştiğini ortaya koyuyor. Merkez partilerinin bundan sonra hükümet kurarken elinin güçlü olmadığı anlaşılırken, seçim sonuçlarının Alman siyasetinde yol açtığı sıkıntıların yoğun tartışmalara yol açabileceği tahmin ediliyor.