Almanya’da dün akşam saatlerinde Bonn ve Münster kentlerinde düzenlenen Filistinliler‘le dayanışma gösterilerinden sonra çıkan olaylar Alman siyasetçilerin tepkilerine neden oldu. Güvenlik birimleri söz konusu iki kentte bulunan sinagogların önünde bir araya gelenlerin, İsrail bayraklarını yaktıklarını, Bonn’daki sinagogun giriş kapısının ise atılan taşlarla zarar gördüğünü, olaylarla bağlantılı toplam 16 kişinin gözaltına alındığını duyurdu.
Bir polis yetkilisi, taşkınlıkları Kudüs’te yaşananlarla ilişkilendirirken, çoğu Filistinli göstericinin güvenlik birimlerine karşı saldırgan bir tavır içinde olduklarının tespit edildiğini bildirdi.
Bonn ve Münster kentlerinin bulunduğu Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Başbakanı Armin Laschet, yaşananları "kabul edilemez" olarak tanımlarken, Alman topraklarında İsrail bayraklarının yakılmasına ve sinagogları saldırı düzenlenmesine seyirci kalamayacaklarını ve gereken tepkiyi göstereceklerini ifade etti.
Hristiyan Demokrat CDU Partisini lideri ve Eylül ayındaki genel seçimlerde başbakan adayı da olan Laschet, Kudüs’te yaşanan olaylardan Hamas’ın sorumlu olduğunu ve roket saldırılarının çatışmaların büyümesine yol açtığını söyledi.
Federal Hükümet adına bir açıklama yapan Federal Çalışma Bakanı Hubertus Heil, "Almanya’da İsrail karşıtı gösterilerde çıkan şiddeti kabul edemeyiz. Ülkemizde sinagoglara yönelik bir saldırı kırmızı çizgimizdir" derken, İsrail’in kendi savunma hakkını kullandığını, olayların daha da büyümemesi için uluslararası bir girişim başlatılması gerektiğini açıkladı. Heil, Ortadoğu’daki gerilimin Almanya ve diğer Avrupa ülkelerine taşınmasının engellenmesi gerektiğini de söyledi.
İsrail güvenlik güçlerinin Doğu Kudüs'te Mescid-i Aksa'daki Filistinlilere yönelik saldırıları ve radikal Filistin örgütlerin İsrail’e yönelik roket saldırıları sonrasında sosyal medya üzerinden açıklama yapan Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, "Sivil halka roket fırlatılmasını hiçbir şeyin haklı göstermeyeceğini, kesinlikle çatışmanın çözümünü sağlamayacağını, aksine çatışmada anlamsız bir artışa yol açacağını" söyledi.
Maas’ın Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi ve İsrailli meslektaşı Gabi Aşkinazi ile telefonlaştığı, başta Kudüs’te olmak üzere bölgede şiddetin tırmanışına ilişkin endişesini dile getirdiği, taraflara diyalog ve uzlaşı çağrısı yaptığı öğrenildi.
Almanya Katolik Kilisesi ve Almanya Yahudi Cemati ortak bir açıklama yaparak, "Dini fanatiklerin Ortadoğu’daki sorunları Almanya’ya taşıması kabul edilemez bir durum. Sinagoglara saldırılar tartışmasız Yahudi düşmanlığıdır" şeklinde görüş belirtti.
Almanya çapında İsrail’e ait temsilciliklerin önünde güvenlik önlemlerinin sıkılaştırıldığı haber verildi. Başkent Berlin’de İsrail Büyükelçiliği’nin bulunduğu cadde trafiğe kapatılırken, kentteki sinagogların ve Musevi okullarının önünde özel önlemler alındı.
Almanya’da siyaset geçmişte Filistin ve İsrail’de yaşanan benzer olaylarda da benzer tepki göstererek, İsrail’den yana tavır koydu. Almanya’nın İsrail ile özel ilişkileri Arap-İsrail sorununa nesnel yaklaşmasını engelliyor.
Berlin’in bu bağlamdaki ilişkin politikasını belirleyen Nazi döneminde yaşanan Yahudi soykırımı. 1949 yılında kurulan Almanya soykırımın sorumluluğunu üstlenerek 2013 yılı sonuna kadar İsrail‘e yaklaşık 71 milyar euro tazminat ödedi.
İsrail'in varolma hakkının korunması ve savunulması, Alman dış politikasının en temel unsurlarından birini oluşturuyor.
Başbakan Angela Merkel İsrail’le olan ilişkileri, "İsrail devletinin var olma hakkını ve vatandaşlarının haklarını kararlı bir biçimde savunmak, tüm Alman hükümetlerinin dış politikalarının değişmez bir parçasıdır" sözleriyle ülkesinin İsrail devletinin en önemli müttefiklerinden biri konumunda kalacağını bir kez daha vurguladı.
