Erişilebilirlik

Almanya’da Sığınmacı Saldırıları Aşırı Sağcı AfD’ye Desteği Arttırdı


Almanya son on günde yaşanan iki korkunç şiddet olayını tartışıyor. Önce sığınmacı statüsüyle yaşayan 40 yaşındaki bir Eritreli’nin, Frankfurt’ta bir anneyle 8 yaşındaki oğlunu trenin önüne itmesi, ardından Stuttgart’ta 28 yaşındaki bir Suriyeli’nin, 36 yaşındaki Kazakistan kökenli Alman vatandaşını sokakta kılıçla öldürmesi “Almanya artık güvensiz bir ülke mi oldu?” sorusunu gündeme getirdi.

Sağ popülist ve göçmen karşıtı parti Almanya için Alternatif (AfD), sığınmacıların karıştığı suç olaylarını, “Almanların can güvenliği tehlikede” şeklindeki politik söylemlerine daha da yoğun şekilde taşımaya başladı.

Federal İçişleri Bakanı Horst Seehofer ise, Frankfurt’taki tren önüne anne ve oğlu iten Eritreli’nin İsviçre’de sığınmacı statüsüyle yaşadığının anlaşılmasından sonra, Almanya ile İsviçre arasındaki sınırlarda kontrol için gerekli düzenlemeleri uygulamaya alacağını söyledi.

Seehofer, kaçak girişlerin önlenmesi için sadece şüpheli durumlarla sınırlı olmayan genişletilmiş kontrollar yapılmasını istedi. İçişleri Bakanı, taslağı Eylül ayına kadar hazırlayacağını açıkladı. Almanya’ya geçen yıl sınırlardan 43 bin kişinin kaçak giriş yaptığı kaydedildi.

Frankfurt’taki olayda Eritreli sığınmacı tarafından gara giriş yapan trenin önüne itilen anne kendisini kurtarırken sekiz yaşındaki çocuğu hızlı trenin altında kalarak can verdi. Olay yerinden kaçarken garda bekleyen yolcular tarafından yakalanıp polise teslim edilen ve sonradan adının Habte A. olduğu, 2006 yılından beri de İsviçre’de yaşadığı belirlenen Eritreli’nin gibi şiddet olaylarını önlemek için peronlarda yolcularla tren arasında cam duvar talebleri gündeme geldi.

Paris’te bazı metro hatlarında ve birçok Asya ülkesinde olduğu gibi tren perona girip durduktan sonra cam duvarın kapılarının açıldığı bir sistem getirilmesi isteniyor.

Eritreli sığınmacının olayı daha manşetlerden inmeden, Stuttgart kentinde İssa M. adlı bir kişi kılıçla Wilhelm L. adlı bir Almanyalıyı öldürdü.

Almanya'ya 2015'te gelen 28 yaşındaki Suriyeli İssa M., tartıştığı 36 yaşındaki Kazakistan kökenli Alman vatandaşını Japon Samurai savaşcılarının kullandığı tarzda bir kılıçla sokak ortasında ve çocukları taşıyan bir otobüsün hemen yanıbaşında öldürdü. Olay yerinden önce yaya ardından bisiklet ile kaçan katil zanlısı, kısa süre sonra yakalandı.

Her iki katilin en azından yakalanmış olmaları polis ve medya tarafından başarı olarak tanımlanırken, aşırı sağcılar ve sağ popülist AfD’liler ise sosyal medya üzerinden her iki olayı örnek göstererek, önyargıları, düşmanlığı ve ırkçılığı körüklemeyi hedefleyen bir kampanya başlattı.

AfD’nin Federal Meclis Grubu Eş Başkanı Alice Weidel, Başbakan Angela Merkel’e yönelik “Sınırsız hoş geldin kültürü yerine artık ülkemizin insanlarını koruyun” içerikli bir Twitter mesajı paylaşırken partinin önde gelen siyasetçilerinden Verena Hartmann, “Merkel’in dünyaya geldiği günü lanetliyorum” şeklinde bir Tweet yayınladı.

AfD ve diğer ırkçı çevreler, Merkel’i 2015 sonrasındaki liberal sığınmacı politikasından ötürü yıllardır ağır şekilde eleştiriyorlar.

Son yaşanan olayların ardından yapılan anketler, gelişmelerin AfD’nin ülkenin doğusundaki eyaletlerde birinci parti konumuna yükseldiğini gösteriyor.

Sonbaharda üç doğu eyaletinde yapılacak eyalet seçimi öncesi AfD, yüzde 22 oy oranı olan CDU'yu geride bırakıp yüzde 23 oy oranını yakaladı. Brandenburg ve Saksonya eyaletlerinde 1 Eylül’de, Thüringen’de ise 27 Ekim’de seçim var. AfD, batı eyaletlerinde ise yüzde 13'lük oy oranı ile sosyal demokrat SPD'yi geride bıraktı

XS
SM
MD
LG