Erişilebilirlik

Almanya'da Siyasi Tansiyon Yükseliyor


Almanya’da Thüringen eyaletinde iki hafta önce yapılan seçimlerde Hristiyan Demokrat Birlik Partisi’nin (CDU) bir önceki seçimlere göre yüzde 11,7 oranında oy kaybederek ilk sırayı Sol Parti’ye kaptırması ve sağcı Almanya için Alternatif Partisi’nden (AfD) daha az oy almasıyla başlayan siyasi kriz artarak sürüyor. Başbakan Angela Merkel ve CDU lideri Annegret Kramp-Karrenbauer’in parti içi rakipleri, seçim sonucundan söz konusu iki siyasetçinin sorumlu olduğunu belirterek atağa kalktı.

Merkel’in ‘eski düşmanları’ olarak bilinen CDU’nun eski Federal Meclis Grup Başkanı Friedrich Merz ve 1999-2010 yılları arasında Hessen Eyalet Başbakanı olarak görev alan Roland Koch yaptıkları açıklamalarda, Thüringen ve bu yıl içinde gerçekleşen diğer eyalet seçimlerini Merkel’in 2015’te göçmenlere kapıları açmasıyla başlayan yönetim şekli yüzünden kaybettiklerini ima ettiler.

Merkel’in liderlik vasfı kalmadığını iddia eden Merz, şu anki CDU/CSU ve Sosyal Demokrat Parti’den (SPD) oluşan koalisyon hükümetinin sergilediği görüntünün “tam bir felaket” olduğunu söyledi. Merz, “Bu hükümetle Almanya’da iki yıl daha idare edilemez” diyerek dolaylı bir biçimde Başbakan Merkel’i istifaya davet etti.

“Merkel cesaretsiz ve vizyonsuz”

2000’li yılların başında CDU’nun o zamanki başbakanı ve lideri Helmut Kohl’ün halefi olarak tanımlanan Merz, koyu muhafazakar söylemleriyle tanınıyor. O dönemde Merkel’in sürpriz bir şekilde partinin genel başkanı, ardından da başbakan olması üzerine devre dışı kalan Merz’le birlikte, son günlerde yeniden sahneye çıkan ve Merkel’e yüklenen bir diğer politikacı Roland Koch oldu. CDU’nun ‘en sağındaki siyasetçi’ olarak tanımlanan ve Merkel’in liberal çizgisine olan kızgınlığından 2010 yılında aktif politikaya veda ederek Almanya’nın önde gelen inşaat şirketinden birinin başına geçen Roland Koch da, Thüringen yenilgisinin tüm suçunu Merkel’e yükledi.

Merkel’i “cesaretsiz ve vizyonsuz” olmakla suçlayan Koch, 15 yıldır ülkeyi yöneten Merkel’in vatandaşların sorunlarından uzaklaştığını ve sadece dış politikayla ilgilendiğini öne sürerek, “Almanya’nın, ülkenin her yerini dolaşıp, politik hedeflerini anlatacak bir başbakana ihtiyacı var” dedi.

“Parti içi darbe”

Merz ve Koch’un çıkışları Alman basınında, “Dışlanan iki erkek siyasetçi Merkel’den intikam peşinde” şeklinde yorumlanırken, kulislerde Merkel ve CDU Genel Başkanı Kramp-Karrenbauer karşıtlarının bu ay sonunda yapılacak CDU kurultayında başa geçebilmek için ‘parti içi darbe’ denemesinde bulunabilecekleri dillendiriliyor.

Göçmen karşıtı parti Alman siyasetinde olağan bir aktör mü oluyor?

CDU’daki krizi derinleştiren bir diğer olay ise, CDU Thüringen Eyalet Meclis Grubu üyesi 17 milletvekilinin, sandıktan ikinci güç çıkan göçmen karşıtı AfD ile de görüşülmesini istemesi. Ortak açıklama yapan 17 CDU’lu, koalisyon hükümeti için AfD’yi kastederek “Seçilen tüm demokratik partilerle görüşülmeli” dedi ve Alman siyasetinde bir tabuyu yıktı.

Federal Meclis ve eyalet meclislerinde yer alan CDU, CSU, SPD, Yeşiller ve Sol Parti şimdiye dek ırkçı söylemleri olan AfD’yle görüşmeyi tümden reddediyordu. Thüringen’den gelen bu öneriyi kaleme alan CDU’lu siyasetçiler, seçimde yüzde 25 oy alan bir partinin ve seçmenlerinin göz ardı edilemeyeceğini savunarak büyük bir tartışma başlattı.

CDU’nun Berlin’deki merkezi, başta Merkel olmak üzere, henüz AfD’yle masaya oturmaya karşı çıkıyor, ancak bu konunun tartışmaya açılması bile AfD’nin Alman siyasetinde “normal bir aktör” olması sürecinin bir parçası şeklinde yorumlanıyor.

XS
SM
MD
LG