Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping’le biraraya gelmek üzere yarın Çin’e gidiyor.
COVID-19 salgınının başlamasından bu yana ülkeyi ziyaret eden ilk G7 lideri olacak Scholz’a, Almanya’nın önde gelen şirketlerinin temsilcilerinin bulunduğu bir heyet eşlik edecek. Çin’de geçerli olan katı COVID kuralları nedeniyle sadece günübirlik olarak planlanan ziyaret kapsamında Alman Başbakanı'nın Xi ile olan görüşmesinin dışında Çin Başbakanı Li Kixiang'la da biraraya gelmesi planlanıyor.
Scholz, öte yandan Çin Komünist Partisi’nin geçen hafta yaptığı 20. Ulusal Kongresi'nin ardından ülkeyi ziyaret eden ilk Batılı siyasetçi olacak. Alman hükümeti tarafından yapılan bir açıklamada, görüşmelerde ikili ilişkiler, iklim değişikliği, Ukrayna’daki savaş ve Tayvan’daki durum gibi uluslararası konuların ele alınacağı kaydedildi.
Alman başbakan ise, geziye başlamadan yaptığı bir açıklamada, ziyarette ekonomik işbirliği konularının ağırlıklı olarak ele alınacağını ifade etti ve "Çelişkili ve aynı görüşte olmadığımız konuları da konuşacağız. İlişkilerimizde zor konuları kapının önünde bırakamayız" dedi.
Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşının da Pekin'deki görüşmelerde önemli bir rol oynaması bekleniyor. Scholz'a yakın kaynaklara göre, Moskova'dan gelen nükleer tehdit açıklamaları sonrasında, Başbakan'ın Xi’ye "Çin'in bu savaşa son verilmesine yardımcı olmak ve Putin'e nükleer söyleminin tüm dünyayı tehdit ettiği mesajını vermek konusunda özel bir sorumluluğu olduğunu düşünüyoruz" demesi bekleniyor.
Scholz’un ziyareti eleştiriliyor
Olaf Scholz’un ziyareti, Almanya’nın Hamburg Limanı’ndaki konteyner terminaline Çin devlet şirketi Cosco’ya yüzde 24.9 ortaklık verilmesiyle ilgili tartışmaların devam ettiği bir dönemde gerçekleşiyor.
Scholz, muhalefetin yanı sıra hükümet ortakları FDP ile Yeşiller’in de karşı çıkmasına rağmen, Cosco’nun ortaklığına onay vermişti. Çin, 213 milyar Euro değerinde yıllık ithalat ve ihracatla Almanya’nın en büyük ticaret ortağı. Volkswagen, BMW ve kimya devi BASF gibi Alman şirketleri, Çin’deki yatırımlarını büyütmeyi hedefliyor.
Başbakan Scholz’un, selefi Angela Merkel gibi Çin’le ekonomik ilişkileri ön planda tutan bir yaklaşım izlemesi dikkat çekiyor. Bu durumda Scholz’un, Çin'e siyasi eleştiriler yöneltmekten kaçınan bir tutum izleyeceğinden yola çıkılıyor.
Başbakan Scholz, Çin’e uçmadan önce insan hakları, Uygurlar'a yönelik baskı ve Tayvan’a yönelik tehditvari açıklamalar gibi konuları da konuşacağını söyledi. Ancak Almanya’daki insan hakları örgütleri, Scholz’un insan hakları ihlallerini açık bir şekilde dile getirmeyeceği yönünde açıklamalar yaptılar.
Scholz’un Çin gezisini onaylamadığını gizlemeyen Almanya Dışişleri Bakanı Annelana Baerbock ise Çin politikasının yeniden belirlenmesini istedi. Baerbock, Pekin hükümetine, adil rekabet şartlarına, insan haklarına ve uluslararası hukukun kabul edilmesine ilişkin konuların uluslararası işbirliğinin temeli olduğunun net bir şekilde aktarılmasını talep etti.
Baerbock, Çin’in kendileri için "sistemik rakip" olduğunu da kaydetti. Başbakan Scholz da bu yılın başında Japonya'ya yaptığı gezide Çin'i "sistemik rakip" olarak tanımlamıştı.
