Erişilebilirlik

Alman Parlamentosu'nda Özel 'Gezi Parkı' Oturumu


Gezi Parkı'ndaki olayların başlangıcından itibaren Türkiye'deki gelişmeleri yakın takibe alan Almanya’da konu bugün Federal Parlamento’da özel bir oturumda ele alındı.

Koalisyon ortakları Birlik Partileri ile liberal FDP’nin talebi üzerine yapılan oturumda Federal Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, AKP hükümetine bir çağrı yaparak, göstericilere karşı daha ılımlı davranılmasını istedi. ‘Türk hükümeti protestolara karşı şimdiye kadar gösterdiği tepkiler ile ülke içinde ve Avrupa’ya yönelik yanlış bir sinyal veriyor’ şeklinde konuşan Westerwelle, Almanya’nın beklentisinin Başbakan Erdoğan’ın ‘Avrupa değerlerini üstlenerek gerilimi yumuşatması ve yapıcı bir fikir alışverişine paralel, barış diyaloğunun önünü açması’ olduğunu açıkladı.

İstanbul’daki olaylardan yansıyan resimleri ‘rahatsız edici’ olarak tanımlayan Dışişleri Bakanı Westerwelle, gösteri ve ifade özgürlüklerinin her demokrasinin vazgeçilmezleri olduğunu, Ankara’nın da vatandaşlarının bu haklardan yararlanabilmesi için tüm olanakları seferber etmesi gerektiğini de söyledi ve 'Erdoğan, Türkiye'nin modernleşmesinin sadece ekonomi ile değil insan hakları ile de ilişkisi olduğunu kanıtlamalıdır' dedi.

Oturumda söz alan Birlik Partileri’nden Federal Meclis Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Ruprecht Polenz, Alman milletvekillerinin bir araya gelerek Türkiye’deki olayları ele almasını ülkenin iç işlerine karışmak olmadığını, insan haklarını korumanın tüm toplumların ortak değeri olatak algılanması gerektiğini savundu. Polenz, Gezi Parkı’nın yıkımına karşı başlayan protestoların tüm Türkiye’ye yayılmasına paralel yaşanan şiddet olaylarının ülkenin AB ile olan bağlantısının ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini savundu. Polenz, Türkiye ile AB’ye üyelik müzakerelerinin yeniden canlandırılmasının ve yeni fasılların açılmasının demokrasi hareketine destek vereceğini belirtti.

Alman–Türk Parlamenterler Dostluk Grubu Başkanı Sosyal Demokrat Parti SPD’li Johannes Kahrs, son yıllarda Başbakan Angela Merkel’in izlediği Türkiye’yi AB’den dışlayıcı politikalar sonrasında Başbakan Erdoğan’ın reform sürecini durdurduğunu, Gezi protestolarında sokağa çıkan göstericilerin Avrupa’nın değerlerini savunduğunu ve bu yüzden Türkiye ile olan üyelik görüşmelerinin bir an önce başlatılması gerektiğini söyledi.

Sol Parti’den federal milletvekili Sevim Dağdelen ise Türkiye ile üyelik görüşmelerinin dondurulmasını talep etti. Dağdelen, Almanya ve diğer AB ülkelerinin Gezi protestolarına paralel yeni fasıllar açılması önerisinin Başbakan Erdoğan’ın pozisyonunu güçlendireceğini savundu.

Yeşiller Eşbaşkanı Claudia Roth Başbakan Erdoğan’ın tüm Türkiye’yi temsil etmediğini ve Gezi protestocularının talep ve amaçlarına ve gösterilerin toplumsal boyutunu anlayamadığını söyledi. Roth da hükümete çağrı yaparak Türkiye’nin AB ile olan üyelik müzakerelerinin önemini vurguladı.

Federal Hükümet’in İnsan Hakları Sorumlusu Markus Löning’de konuyla ilgili bir açıklama yaptı ve Türkiye'nin Avrupa Konseyi üyesi olduğunu ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini imzaladığını, bunun ülkeye insan haklarına saygı gösterilmesi ve bu hakların korunması konularında yükümlülükler getirdiğini savundu. Löning, hükümete vatandaşlara karşı şiddet uygulamama çağrısında da bulundu.

Bu arada Federal Cumhurbaşkanlığı Dairesi Federal Cumhurbaşkanı Joachim Gauck'un Gezi Parkı olayları nedeniyle Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile telefonlaştığını ve Almanya'daki Türk toplumunun kaygılarını ilettiğini, Gül'e 'polisin göstericilere uyguladığı şiddetin endişe verici olduğunu' söylediğini açıkladı.

Dün de Almanya'nın çeşitli üniversitelerinden toplam 30 profesör Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan'a yönelik açık mektup yazarak polisin orantısız şiddetini kınamış ve hükümeti Gezi Parkı direnişçileriyle diyaloğa çağırmıştı.
XS
SM
MD
LG