Almanya'nın iç güvenlik ve istihbarat kurumu Anayasayı Koruma Teşkilatı (BfV) Başkanı Hans-Georg Maassen’in aşırı sağcı parti AfD’nin eski lideri Frauke Petry ile biraraya geldiği ve partinin istihbarat tarafından izlenmemesi için neler yapmaları gerektiği konusunda tavsiyelerde bulunduğu yönündeki haberler Berlin’de “skandal” olarak tanımlandı.
Frauke Petry’nin yakın arkadaşı ve AfD’nin gençlik kollarının eski yöneticisi Franziska Schreiber’in yazdığı “Inside AfD - AfD’nin İçyüzü” adlı kitapta yer alan iddialarda, Maassen’in 2015 yılında AFD'nin o dönemdeki lideriyle “sık sık buluştuğu ve politik söylemleri nedeniyle takibe alınmalarını engellemek için ipucu verdiği” öne sürüldü.
Schreiber kitabında, “Petry, bana Maassen’in AfD’nin izlenmesini kişisel olarak istemediğini ve bu nedenle kendisine nasıl davranması ve konuşması konularında danışmanlık yaptığını anlattı” ifadelerini kullandı. Sosyal Demokrat Parti (SPD) İç Politikalar Sözcüsü Burkhard Lischka, “Bu haberin doğru olmadığına inanmak istiyorum. Eğer doğruysa çok büyük bir skandal” açıklaması yaptı ve olayın tüm yönleriyle açığa çıkarılmasını istedi.
Sol Parti ve Yeşiller de, iddiaların araştırılması için istihbarat servislerinin denetiminden sorumlu Parlamento Kontrol Komisyonu'nun devreye girmesi için meclise önerge verdi. Maassen ise yaptığı yazılı açıklamada, Petry’le görüşmesini doğrularken ‘tavsiyelerde bulunduğu’ iddiaları redetti.
Alman basınında Maasen’e yönelik iddialarla Petry’nin parti başkanlığından ayrılması arasında bağlantı kuran yorumlar dikkat çekti. 2015 sonrasında partisinin milliyetçi söylemlerini yumuşatması ve daha ılımlı bir çizgi izlemesini savunan Petry, 24 Eylül 2017’de yapılan genel seçimden bir gün sonra, yaşanan görüş ayrılıkları nedeniyle AfD'den ayrıldığını ve bağımsız milletvekili olarak görev yapacağını açıklamıştı.
Petry’nin bu kararı daha sonra parti başkanlığına gelen aşırı sağ kanadın temsilcisi Alexander Gauland ve ırkçı tezleriyle tanınan Björn Höcke'yi partiden dışlama çabalarının başarısız kalması sonrasında aldığı yorumları yapılmıştı.
Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı Hans-Georg Maassen ise aşırı sağcı terör örgütü NSU’nun hayattaki tek üyesi Beate Zschaepe’ye karşı yürütülen dava kapsamında aldığı kararlarla tepki çekmişti. Maassen istihbarat birimlerinin NSU’nun varlığından haberdar olduğu iddiaları üzerine, konuyla ilgili hassas dosyaları 120 yıl boyunca kilit altına aldığını duyurmuştu.
Fethullah Gülen yapılanmasının Almanya’da izlenmesine gerek görmediğini açıklayan Maassen, “Gülen hareketi Almanya’da gözlem altında değil çünkü gözlem altına alınması için yeterli delillere sahip değiliz” ifadelerini kullanmıştı.
