Erişilebilirlik

‘‘AKP Zihniyeti Yüzünden Türkiye Salgında Ağır Bedel Ödedi’’


İstanbul’da çalışan yüzlerce doktor, hemşire ve sağlık çalışanı Covid-19 pandemisinin birinci yıldönümünde salgında hayatını kaybeden Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu’nun adının verildiği Okmeydanı’ndaki şehir hastanesinin önünde buluştu.

Yağmur altındaki etkinlikte sağlık çalışanları, Feriha Öz, Yalçın Özdemir, Adnan Çetin, Ümit Erdem gibi COVİD-19 sonucu hayatını kaybeden doktorların fotoğraflarını taşıdılar.

‘‘AKP Zihniyeti Yüzünden Türkiye Salgında Ağır Bedel Ödedi’’
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:06:46 0:00

Türk Tabipleri Birliği, İstanbul Diş Hekimleri Odası, İstanbul Eczacı Odası, İstanbul Veteriner Hekimler Odası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Dev-Sağlık İş ve TÜM-RAD-DER tarafından hazırlanan metni İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Pınar Saip okudu.

Saip: ‘‘Gerçek ölüm sayısı açıklananın en az iki, üç katı’’

Sevgi, özlem, yas ve öfke taşıdıklarını söyleyen Profesör Saip, Türkiye’nin salgınla mücadelede yetersiz kaldığını ifade etti.

İstanbul Tabip Odası Başkanı, ‘‘Bu bir yıl içinde salgın mücadelesinin en ön safında yer alan dört yüze yakın sağlık çalışanı hayatını kaybetti. Toplam ölüm sayısı ise Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı resmi rakamlara göre bile 30 bine yaklaştı. Belediyelerin elinde bulunan ölüm sayıları gerçek rakamın en az iki, üç katı olduğunu gösteriyor. Türkiye gerek vaka gerekse de ölüm sayıları açısından salgının ‘bedelini' en ağır ödeyen ülkeler arasında’’ dedi.

‘‘Türkiye’nin ağır bedel ödemesinin nedeni AKP zihniyetidir’’

Sağlık alanında faaliyet gösteren demokratik kitle örgütleri ve sendikalara göre, bu tablonun sorumlusu iktidarın ‘‘başarı hikayesi’’ anlatmak için uyguladığı başarısız politikalar.

Ortak metinde bu eleştiri şu sözlerle ifade ediliyor: ‘Bizi yönetenler bütün bu yaşananlarda tek suçlunun SARS-CoV-2 isimli bir virüs olduğuna inanmamızı bekliyorlar. Peki ya; sağlık çalışanlarına maske ve eldiven bile temin edemeyenler? Aylarca vaka sayılarını bile açıklamayan, gerçek ölüm sayılarını gizleyenler? Hala daha yeterli miktarda aşı temin edemeyip yaygın ve etkili aşılama yapamayanlar? Salgını toplumsal muhalefetin sesini kısmak için bahane olarak kullanıp ‘lebaleb' dolu salonlarda parti kongrelerini yapanlar? Gerekli önlemleri almayıp ‘maske-mesafe-temizlik' tekerlemesiyle sorumluluğu vatandaşlara yıkanlar? Türkiye'nin bu süreçte bu kadar ağır bedel ödemesinin ve hala ödüyor olmasının sorumlusu Covid-19 pandemisinden ‘başarı hikayesi' çıkarmaya, salgından siyasi rant sağlamaya çalışan AKP zihniyetidir.’’

Prof. Fincancı: ‘‘Yine Kasım-Aralık tablosuyla karşı karşıya kalacağız’’

Ortak basın açıklamasına katılan Türk Tabipleri Birliği Başkanı Prof. Şebnem Korur Fincancı, mutasyonların hangi illerde görüldüğünün açıklanmadığına dikkat çekerek durumun yeniden endişe verici bir hal aldığını söyledi.

VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Profesör Fincancı, ‘‘Hep kötüydük, kötü durumda. Mutasyon denen o varyantların adı endişe verici zaten. Çünkü daha fazla yayılabilmek için kendilerini güçlendiriyorlar. Bu varyantlar daha dayanıklı, daha hızlı yayılan, bazıları daha ölümcül varyantlar. 76 ilde bu varyantlar görülüyor ama bunlar hangi iller bilmiyoruz. Ama 44 bin enfekte olan suş (alt tür) var. Dolayısıyla endişe etmeliyiz. Varyantlar olmadan da endişe etmeliydik. Toplumsal bağışıklık olmadan pandemi ile mücadelenin olanağı yok. Her yer açıkken insanlar birbiriyle temas ederken nasıl önleyeceğiz? Biz önlem almıyoruz o yüzden endişe etmeliyiz. Açıklanan rakamlar yukarıya doğru tırmanışı gösteriyor. Yine yitirdiğimiz insan sayımızın üçyüzlere ulaştığı Kasım-Aralık tablosu ile karşı karşıya kalacağız’’ dedi.

Prof. Fincancı: ‘‘Yaygın taramalar ve hızla aşılama ile kapanmadan salgın önlenebilir’’

Aylardır tam kapanma çağrısı yapan Türk Tabipleri Birliği’nin başkanı, ancak nitelikli aşılama ve yaygın tarama ile tam kapanmadan pandemi ile mücadele edilmesinin mümkün olduğunu dile getirdi.

Profesör Fincancı, ‘‘11 Mart’ta ilk vakayı ilan ettiler, beş gün sonra 16 Mart’ta okulları kapattılar, bu ülkede. İlk vazgeçilen oldu okullar. Başta bilmiyorduk ama sonra öğrendik ki 12 yaş altı çocuklarda bulaştırıcılık çok düşük ve hastalanma çok düşük. Okul öncesi ve ilk öğretim çağının devam etmesini sağlayabilirdik. Derin bir eğitim eşitsizliği oldu, çocuk işçiler ve çocuk yaşta evlilikler oldu. Eve kapattılar, ‘Hayat Eve Sığar’ dediler. Eve sığar mı hayat? O evler tekinsiz. Kadınlar, çocuklar şiddete ve istismara uğradılar. Covid-19, ‘işçi sınıfı hastalığı’ dedik. Zorunlu üretim dışında, ‘Durdurun üretimi’ dedik. Yapmadılar. Kapanmadan da önlenebilir bu salgın. Eğer yaygın taramalar yapılırsa ve hızla aşılama da yaptığımızda kapanmadan çıkabiliriz bu işten’’ diye konuştu.

Çerkezoğlu: ‘‘Ekonomik ve toplumsal yıkım yaşıyoruz’’

DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, sağlık örgütlerinin üretimin tam olarak hiçbir zaman durdurulmaması nedeniyle ‘‘işçi sınıfı hastalığı’’ olarak nitelediği COVİD-19’un iktisadi ve sosyal tahribat yarattığını söyledi.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Arzu Çerkezoğlu, ‘‘Bir yıl boyunca aslında bir taraftan çok büyük bir sağlık krizi diğer taraftan da ekonomik ve toplumsal yıkım yaşıyoruz. İlk günden beri söylüyoruz; devleti yönetenlerin 3 görevi var. Birincisi bütün yurttaşların sağlığını korumak, ikincisi işçilerin çalışanların işini güvence altına almak, üçüncüsü de bütün yurttaşların geleceğini güvence altına almak. Ama politika bu şekilde şekillenmedi. İşçiyi, işsizi, emekliyi koruyan değil bir avuç sermayedarı koruyan politikalar hayata geçirildi bir yıl boyunca. Yaygın bir aşılama yapılmadı, pandemi kontrol altına alınmadı sağlık meslek örgütlerinin önerileri dikkate alınmadı ve pandemi devam ediyor Türkiye’de’’ dedi.

Çerkezoğlu: ‘‘En büyük gelir kaybını yaşıyoruz; kadın işsizliği yüzde 40’ın üstünde’’

Çerkezoğlu’na göre, pandemi en çok kadınları ve gençleri vurdu.

‘‘Türkiye tarihinin en büyük iş ve istihdam kaybını yaşıyoruz en büyük gelir kaybını yaşıyoruz. Özellikle gençler ve kadın işsizliği olağanüstü boyutta. Kadına yönelik ev içi şiddet arttı. Kadınlar istihdamdan çekildi, kadının üzerindeki iş yükü arttı. Kadın işsizliği yüzde 40’ların üzerine çıktı. Böyle bir tabloyu yaşıyoruz. Özellikle kayıt dışı çalışanlar hiçbir sosyal güvence mekanizmasından da yararlanamadıkları için resmen açlığa mahkum oldular. Ücretsiz izin dayatması gibi patronlara verilen ayrıcalıklarla işçiler gelir kaybına uğradı.’’

DİSK Genel Başkanı, bundan sonraki süreçte salgınla mücadelede sosyal destek ihmal edilmeden aklın ve bilimin rehber alınması gerektiğini söyledi.

XS
SM
MD
LG