Erişilebilirlik

Afganistan'a Yeniden Müdahale Gündeme Gelir mi?


30 Ağustos 2021 - ABD'nin Afganistan'dan asker çekme sürecinden bir kare
30 Ağustos 2021 - ABD'nin Afganistan'dan asker çekme sürecinden bir kare

NATO’nun 2003-2006 döneminde Kıdemli Afganistan Temsilciliği göreviyle, bu ülkedeki süreci yakından izleyen Hikmet Çetin, gelecekte NATO’nun Taleban’a müdahaleyi ancak ülkenin terör odağına dönüşmesi ve Batı ülkelerini hedef alan ciddi terör saldırıları düzenlenmesi halinde düşünebileceğini söyledi.

Afganistan'a Yeniden Askeri Müdahale Gündeme Gelir mi?
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:10:15 0:00

Eski Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, şeriat devleti ve emirlik olacağını ilan etmesiyle Taleban’ın kadınlara sosyal yaşam hakkı tanımayacağının işaretini verdiğini, bununla birlikte NATO’nun veya Batı’nın Afgan halkı için yakın gelecekte askeri müdahale seçeneğini düşünmeyeceği değerlendirmesinde bulundu.

Taleban’ın kontrolü ele geçirmesiyle yaşanan gelişmelere ilişkin VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Çetin, Afganistan’ın adeta kaderine terk edildiğini, başta kadınlar olmak üzere Afgan halkını sıkıntılı günlerin beklediği görüşünde.

Taleban’ın oluşturduğu hükümetle uluslararası kamuoyuna ülkeyi şeriat rejimiyle yönetmekte kararlı olduğu mesajını verdiğini belirten Çetin, 20 yılın sonunda kalkınma yolunda adımlar atılmamış ve sağlam bir merkezi hükümet kurulmamış olan Afganistan’da Taleban’ın yeniden kontrolü ele geçirmesini sürpriz olarak değerlendirmediğini vurguladı. Kabil yönetimine yıllardır halkın güven duymadığını ve hükümette yolsuzluklar yaşandığını kaydeden Çetin, ABD ve NATO’nun askeri alanda büyük harcamalar yapmaya devam ettiği yıllar boyunca halkın refahına yatırımlar yapılmamasını en önemli yanlış olarak işaret etti.

Eski Dışişleri Bakanı ve 2003-2006 dönemi NATO Kıdemli Afganistan Temsilcisi Hikmet Çetin, VOA Türkçe’nin sorularını şöyle yanıtladı:

“NATO ilk kez Afganistan’da kara savaşı yaptı ama halkın refahına yatırım olmadı”

VOA: Afganistan’daki 20 yıllık süreç sonunda NATO ve ABD’nin çekilmesini nasıl yorumluyorsunuz?

Hikmet Çetin: Aslında Afganistan bir anlamda Soğuk Savaş’ın bedelini ödeyen bir ülke. Çünkü 60’lı yıllarda ABD, Vietnam Savaşı’nda yenildi, yani başaramadı. Bir anlamda Batı; başta Amerika olmak üzere bunun rövanşını Afganistan üzerinden Sovyetler Birliği’nden almaya çalıştı. Çünkü Sovyetler Birliği, 1979’da çağrı üzerine Afganistan’ı işgal etti. 10 yıl kalmasına rağmen o da başaramadı yani tüm Afganistan’a hakim olamadı. Bu savaş sırasında özellikle Pakistan’ın kuzeyinde medreselerde bir sürü cihatçı yetiştirildi. O cihatçılar, Usame bin Ladin de dahil, Sovyetler Birliği’ne karşı savaşı sürdürdüler. Sovyetler Birliği, kendiliğinden 1989’da Afganlar ile yapmış olduğu bir anlaşmanın sonucunda Afganistan’ı terk etti. Afganistan’ı terk ettiği zaman mollalar, Pakistan’ın ve diğer bazı ülkelerin desteğiyle güneyden başlayarak adım adım tüm Afganistan’ın hakimi oldular. Dünya bunları seyretti. Dünya bunlarla hiçbir şekilde ilgilenmedi ve Afganistan’ı yalnız bıraktı. O dönemde de Afganistan’da bir anlamda iç savaş yaşandı ve Afganistan iç savaşını kimse fark etmedi. 11 Eylül 2001’de El Kaide Amerika’daki ikiz kulelere saldırdıktan sonra ancak dünya Afganistan ile ilgilenmeye çalıştı. İşte o ilgiyle Birleşmiş Milletler (BM), Güvenlik Konseyi kararıyla Amerika’ya yapılan saldırının dünya barış ve istikrarını tehlikeye atacağını düşünerek, Amerika’nın kuracağı askeri bir koalisyona bütün dünyanın destek olmasını istedi.

NATO ise meşhur 5. Madde’yi devreye soktu yani ortak savunma maddesi ve dolayısıyla Amerika’ya yapılmış saldırı tüm NATO’ya yapılmış olarak kabul edildi. Onun sonucu olarak da Türkiye dahil birçok NATO ülkesi Afganistan’a gittiler. Tabii, NATO için Afganistan yeni bir şeydi. Hem alan dışıydı hem de NATO ilk defa Afganistan’da kara savaşı yaptı. NATO’nun bütün eylemleri daha çok havadan bombardıman yaparak -- işte bunu Bosna’da öyle yaptı işte Karadağ’da öyle yaptı sonra Kosova’da öyle yaptı -- fakat Afganistan’da NATO aynı zamanda kara savaşına girdi. Tabii, 20 yıl çok uzun bir süre o yirmi yıl içerisinde bir kere kurulan sivil Afgan hükümeti aslında halkına güven vermedi. Yolsuzluk ve rüşvet son derece yoğundu ve Afgan halkı da bunu biliyordu. İkincisi ABD ve NATO askeri alanda çok büyük harcamalar yaptılar. Ama Afganistan’ın kalkınması ve refahı için gelecek yeterli kaynak ayrılmadı. Afganistan halkı yine yoksuldu, işsizdi sonunda ve dolayısıyla ABD-NATO başaramadı. Her geçen gün Taleban yine güç kazandı. Hükümet hem zayıf bir hükümetti hem de halk güveninden yoksun bir hükümetti. Şimdi Amerika başta olmak üzere aniden Afganistan’ı terk ettiler. Amerika, kendisi 29 Şubat 2020’de Doha’da günlerce süren görüşmeler sonucunda Afganistan’daki taraflar ile bir anlaşma imzaladı. Önemli bazı şartları şuydu; birincisi yani o zamanki tarihle 1 Mayıs’a kadar bütün yabancı güçler Afganistan’dan çekilecekti, ikincisi Taleban Afgan topraklarında herhangi bir terör örgütüne veya terör eylemlerine izin vermeyeceği taahhüdünde bulundu. Üçüncü önemli madde de Afgan hükümetiyle Taleban arasında anlaşma yapılacak ve bir koalisyon hükümeti kurulacaktı. Amerika terk edince Taleban bunlara uymadı. Dolayısıyla Kabil’deki mevcut sivil hükümet ile Taleban’ın ortak hükümeti kurulamadı. Afganistan böyle bir keşmekeş içinde kaldı. Dünya yeniden Afganistan’ı yalnız bıraktı. Yine Afganistan kaderiyle baş başa. Yine Taleban adım adım gelerek tüm Afganistan’a hakim oldu. Çok karanlık günler bekliyor Afganistan’ı. Özellikle kadın hakları konusunda son derece önemli tehditler olacaktır. Çünkü Taleban’a göre kadın bir eşya gibidir. Başlangıçta iş hayatında olmasına müsaade etseler bile katı kurallar koyacaklar, sonra belki hiç müsaade etmeyecekler. Yani bir şeriat devleti kuruyorlar. Bunu da açıkça söylüyorlar şimdi de isim değişikliğine başladılar. Afganistan değil Afganistan İslam Emirliği. Taleban’ın başındaki kişi de o emirin başı olacak duruyor. Kız çocuklarının okullara gitmesinde çok büyük zorluklar ortaya çıkacak. Afganistan özellikle kaynaklar bakımından, maddi kaynaklar bakımından çok büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalacak. Yani bekleyeceğiz nasıl gelişeceğini ama şu ana kadar olumlu bir gelişme görmüyorum.

“Diğer ülkelerce nasıl hareket edileceği görülmeden Taleban tanınmamalı”

VOA: Türkiye’nin Taleban yönetimiyle ilişki kurma yönündeki açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz, Türkiye sizce ne yapmalı?

Hikmet Çetin: Türkiye, Taleban’la görüşmeler yaptı. Ama tabii alt düzeylerde yaptı ve halen devam ediyor görüşmeler. Başından beri Türkiye, Taleban ile konuşarak Kabil Havalimanı’nın güvenliğini ve işletmesini almak istedi her seferinde Taleban ‘Hayır’ dedi.

Türkiye ile Taleban, Doha’da görüştüler ama tabii bu üst düzey değil daha çok alt düzeylerde Dışişleri Bakanlığı temsilcileriyle gerekse istihbarat örgütleriyle birlikte görüşmeler yapıldı ve yapılmaya da devam ediyor. Ama Türkiye Cumhuriyeti’nin Taleban’ı tanıma konusu çok erken. Ne olacağı belli değil bir istikrar yok. Kaldı ki Türkiye aynı zamanda bir NATO ülkesi. Acaba NATO’nun diğer üyeleri nasıl karar verecek? Dünya nasıl karar verecek? Onu görmeden tanıma konusunu gündeme getirmek yanlış, doğru olduğu kanısında değilim.

Afganistan’a yeniden askeri müdahale gündeme gelir mi?

VOA: Sizce NATO’nun yeniden Afganistan’a müdahalesi söz konusu olur mu, gelecek için öngörünüz nedir?

Hikmet Çetin: Öngörülecek bir gelecekte NATO’nun böyle bir şey yapacağını sanmıyorum. NATO açısından her şeyden önce Afganistan’dan kaynaklanan terör örgütleri tarafından Batı’nın ya da dünyanın başka yerlerinde yoğun saldırılar, eylemler yapılması lazım. O olmadığı sürece ben NATO’nun müdahale edeceğini sanmıyorum. Şimdi Afganistan’da sadece Taleban yok Afganistan’da IŞİD var, El kaide var, dünyanın bir çok yerinde irili ufaklı faaliyetleri olan İslamist terör örgütleri hepsi Afganistan’da. Afganistan şu andan itibaren giderek bir terör devleti haline dönüşebilir. Ama dünya ülkeleri kendilerine yönelik bir tehdit olmazsa bir müdahale yapacaklarını sanmıyorum. Sonuçta askeri müdahale yapıldığında da onun olumlu bir sonuç vermediğini de görmüş oldular. Ben şu an öyle kolay kolay NATO’nun yeniden Afganistan’a girebileceğini sanmıyorum. NATO Konseyi’nden öyle bir karar çıkabileceğini zor görüyorum. Tekrar ediyorum ancak beklenmedik bir şekilde dünyanın başka yerlerinde, Batı’nın değişik başka bir ülkelerinde öngörülmeyen herhangi bir terör eylemi olurda tabii ki dünya bir şekilde bunun çaresini bulmaya çalışacaktır. O nasıl olur, bugünden tahmin etmek çok zor.

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

XS
SM
MD
LG