Türkiye’deki darbe girişimi kadar darbe girişimi sonrasında yaşanan gelişmeler de Avrupa Birliği’nde yakından takip ediliyor. Avrupa Birliği’nin gelişmelere büyük ölçüde endişe dozu yüksek bir şekilde baktığını söylemek mümkün. Normal şartlarda gündemde olmamasına rağmen darbe girişimi Türkiye’yi Avrupa Birliği Dışişleri Konseyi’nin gündem maddeleri arasında ilk sıraya yerleştirdi.
Darbe girişimi konusunda Avrupa Birliği’nde ilk tepki veren isimlerden biri Yüksek Temsilci Federica Mogherini olmuştu. Mogherini, daha ilk açıklamadan itibaren Türkiye’de demokratik korunması gereğine dikkat çekerek seçilmiş hükümetin yanında yer almıştı. Gelinen aşamada ne Mogherini’nin ne da Avrupa Birliği’nin bu yaklaşımında herhangi bir değişiklik yok. Ancak verilen mesajlarda odak giderek Türkiye’de hukukun üstünlüğünün hakim kılınması ve anayasal düzene tam uyulmasına kaymaya başladı.
Mogherini, darbe girişimiyle ilgili olarak, “Ülkeyi temel haklardan ve hukuk devletinden uzaklaştırmak için bir bahane değil ve bu konuda çok dikkatli olacağız” dedi. Mogherini, hukukun üstünlüğünün korunması gerektiğini ve ülkeyi bundan uzaklaştıracak adımların özrü olamayacağını vurguladı. Olayların yaşandığı ilk andan itibaren darbe girişimini kınamayı sürdürdüklerini belirten Mogherini, “Aynı zamanda Türk anayasal düzenine tam uyulması ve ülkede hukuk devletinin üstün kılınması çağrısında bulunuyoruz” dedi. Demokrasi, insan hakları ve temel özgürlüklere saygı duyan bir Türkiye’ye ihtiyaç duyduklarını belirten Mogherini, son gelişmeler konusunda Avrupa Birliği ile ABD’nin aynı çizgide olmasının çok önemli olduğunu vurguladı.
Türkiye’deki idam cezasına ilişkin açıklamaları da değerlendiren Mogherini, “İdam cezası bulunan bir ülke Avrupa Birliği üyesi olamaz. Birlik müktesebatı bu konuda gayet açık” dedi.
Türkiye’deki gelişmeler konusunda en ilginç çıkışlardan biri Avrupa Birliği Komisyonu’nun Avrupa Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn’dan geldi. Hahn darbe girişimi sonrası yaşananlardan son derece endişeli olduğunu belirterek, “Korktuğumuz tam da buydu” dedi. Darbe girişimi sonrasında yaptıkları açıklamada sürecin uluslararası hukuk devleti standartlarında devam etmesi gerektiğine dikkat çeken Hahn, “Gördüğümüz bunun karşılanmadığı yönünde” diye konuştu.
Tutuklamalar konusunda en azından önceden bir hazırlığın söz konusu olduğunu söyleyen Hahn, “Olayın hemen sonrasında listeler mevcut. Bu da belli bir aşamada kullanılmak üzere önceden hazırlandığına işaret ediyor” ifadelerini kullandı. Hahn'ın açıklamalarına Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu sert tepki gösterdi.
Avrupa Birliği Dışişleri Konseyi’nde alınan kararlar da Mogherini’nin altını çizdiği unsurları birebir yansıtıyor.
Avrupa Birliği’nin Türkiye’deki darbe girişimini güçlü şekilde kınadığının ve ülkenin meşru kurumlarına olan tam desteğini yinelendiğinin belirtildiği bildiride, Türk yetkililere itidal çağrısı yapılarak, “anayasal düzene tam riayet edilmesi ve hukuk devletinin egemen kılınmasının önemi vurgulandı. Avrupa Birliği açıklamasında, “Avrupa Birliği’nin ortak sınamalara karşı demokratik, kapsayıcı ve istikrarlı bir Türkiye ile çalışma taahhüdünü sürdürüyor” denildi. İdam cezasına yönelik ortak tutum da sonuç bildirisine yansıtıldı.