Başkan Barack Obama’nın yakında imzalaması beklenen yeni yasa uyarınca Amerikan hükümetine bağlı uluslararası yayıncılığın yönetimi, güçlü bir yönetim kurulu başkanının elinde toplanacak.
Yeni getirilen değişiklikler, Savunma Bakanlığı’nın bütçe yasa tasarısına eklenen bir madde ile kabul edildi. Yasa tasarısı, geçtiğimiz hafta Kongre’nin her iki kanadında da onaylandı.
Yeni yasa, Amerika’nın Sesi’nin ve hükümet fonlarıyla finanse edilen yayın kuruluşlarının da bağlı olduğu Yayın Yönetim Kurulu’nun yapısını yeniden şekillendiriyor.
Yayın Yönetim Kurulu’nu denetleyen partilerüstü dokuz üyeli kurulun yerini, daha küçük bir danışma kurulu alacak. Bu danışma kurulunun karar alma yetkisi olmayacak. Tüm güç, yönetim kurulu başkanının elinde toplanacak. Yönetim kurulu başkanlığı, 2015 Eylül ayında oluşturulan yeni bir makam. Gelecekteki yönetim kurulu başkanları Amerikan başkanı tarafından atanacak, Senato tarafından ise onaylanacak.
Yasayı destekleyenler, bu değişikliklerin, yayın kuruluşlarının daha verimli çalışmasını sağlayacağını savunuyor. Yarı zamanlı görev yapan eski kurul, yeterince etkin olmadığı gerekçesiyle eleştirilerin hedefi oluyordu.
Ancak yasaya karşı çıkanlar, eski sistemin, Yayın Yönetim Kurulu’na bağlı gazetecilerle siyasi yapı arasında önemli bir yalıtım unsuru olduğunu, bu kurulu dağıtmanın, gazetecilerin bağımsızlığını ve saygınlığını zedeleyebileceğini iddia ediyor.
Yasanın en büyük destekçisi, Yayın Yönetim Kurulu’nda reform yapılmasının zamanının çoktan geldiğini öne süren Cumhuriyetçi Kongre Üyesi Ed Royce.
Royce, aybaşında yaptığı açıklamada, ”Demir Perde’yi, zamanlaması kusursuz, net ve açık yayıncılıkla yıkmayı başaran kuruluşlarımız, etkinliklerini kaybetti. Günümüzün bulaşıcı terör ve dijital propaganda çağında misyonlarını etkili bir biçimde yerine getirebilmeleri için yeniden yapılandırılmaları gerekiyor” şeklinde konuştu.
Başkanın atayacağı yeni yönetim kurulu başkanının Cumhuriyetçi Parti kontrolündeki Senato tarafından onaylanması gerekiyor.
Yeni yasa uyarınca yönetim kurulu başkanı, Yayın Yönetim Kurulu’na bağlı Hür Aysa Radyosu (Radio Free Asia), Hür Avrupa Radyosu (Radio Free Europe), Ortadoğu Yayın Ağı (Middle East Broadcasting Networks) gibi hükümet destekli özel yayın kuruluşları üzerinde yeni yetkilere sahip olacak. Yönetim kurulu başkanına tüm bu özel kuruluşları tek bir şirket altında birleştirme, yöneticilerini atama ve görevden alma, bütçeler arasında transferler yapma yetkisi de tanınıyor.
Yasa, Obama Yönetimi tarafından destekleniyor. Ancak Başkan Obama’nın atadığı Yayın Yönetim Kurulu üyesi Michael Kempner’a göre bu yasa, büyük bir hata.
Kempner, konuyla ilgili olarak, ”İster Demokrat olsun ister Cumhuriyetçi, hiçbir başkanın Amerika’nın bu hayati önem taşıyan medya kuruluşları üzerinde sınırsız yetkisi olmamalı. Medyayı küresel çapta güvenilir ve etkin kılan unsur, bağımsız olmalasıdır. Bu bağımsızlık sağlanamadığı takdirde propagandaya dönüşür” şeklinde konuştu.
Amerikan medyasında yeralan konuyla ilgili bazı haberlerde, Amerika’nın Sesi dahil Yayın Yönetim Kurulu bünyesindeki yayın kuruluşlarına getirilen değişikliklerin, bu kuruluşların ve çalışanlarının Donald Trump’ın sesi haline geleceği iddiaları gündeme getirildi.
Ancak Yayın Yönetim Kurulu’nun şimdiki başkanı John Lansing, kurumun bağımsızlığının korunacağını belirtti. Lansing, bu ay tüm çalışanlara gönderdiği elektronik posta mesajında, ”Bağımsız gazeteciliği korumak, tüm dünyada güvenilirliğimizi güvence altına almak en büyük önemi taşımaya devam ediyor,” dedi.
Lansing, ”Bu yasa, federal hükümet ve bize bağlı beş yayın kuruluşu arasındaki yalıtım duvarına hiçbir değişiklik getirmeyecek. Yönetim kurulu başkanı, yayın kuruluşlarının bağımsızlığını yasal olarak korumak zorunda olacak” görüşünü savundu.
Amerika’nın Sesi, programcılığın bağımsızlığını ve bütünlüğünü garanti altına alan Amerika’nın Sesi Yönetmeliği’nce de güvence altında.
Peki, alınan haberlere göre kendi medya şirketini kurma fikrini ortaya atan Trump, federal fonlarla finanse edilen yayıncıları kontrol altına alır mı?
Amerika Dışişleri Bakanlığı dijital stratejiden sorumlu eski bakan yardımcısı Moira Whelan, bunun bir tehlike unsuru olduğunu ve yakından izlenmesi gerektiğini söylüyor. Whelan’a göre sadece Trump’ın böyle bir adım atmayacağını umut etmek yeterli değil.
Şu anda düşünce kuruluşları için bağımsız iletişim danışmanlığı yapan Whelan, yine de Yayın Yönetim Kurulu’na getirilen değişiklikleri desteklediğini söylüyor.
Whelan, Amerika’nın Sesi’ne, ”Yedi gün-24 saat iş başında olan bir kurumda kararların bir komite tarafından alınması, Yayın Yönetim Kurulu yayıncılarının başka medya kuruluşlarıyla rekabet etmesini engelliyordu,” dedi.
Başkanların, hükümet dairelerini partizan amaçlarla suistimal etme riskinin her zaman olduğunu hatırlatan Whelan, Kongre’nin, yeni liderlik yapısı altında giren Yayın Yönetim Kurulu’nun bağımsızlığını korumasının her zamankinden daha çok önem kazandığını vurguluyor.