Erişilebilirlik

ABD’de Nüfus Sayımına Vatandaşlık Sorusu Ekleme Kararı Tartışma Yarattı


Trump yönetiminin 2020’de yapılacak nüfus sayımına vatandaşlık durumuyla ilgili soru ekleme kararı Kongre’de ve ülke genelinde bölünmelere neden oldu. Demokratlar, böyle bir sorunun eklenmesinin sonuçları çarpıtabileceği ve milyonlarca kişiye sağlanan devlet fonlarında değişikliğe neden olabileceği uyarısında bulunurken, bazı Cumhuriyetçiler ise kararın “ortak aklın” gereği olduğunu savunuyor.

ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross, ülkede bir sonraki nüfus sayımının vatandaşlık statüsüyle ilgili bir soruyu da içereceğini duyurmuştu. ABD Nüfus Sayım Dairesi her 10 yılda bir ülke genelinde nüfus sayımı düzenliyor ve bir sonraki sayımın 2020’de yapılması planlanıyor. Sayımda sorulacak soruları hazırlamak için süre Cumartesi günü doluyor.

Ross Pazartesi akşamı yaptığı açıklamada, sözkonusu soruyu Adalet Bakanlığı’nın talebi üzerine sayıma dahil etmeyi seçtiğini kaydetti. Ross, Bakanlığın, azınlıkların oy kullanma hakkını koruyan bir yasayı daha iyi uygulamak için vatandaşlık verilerine ihtiyaç duyduğunu söylediğini belirtti.

Beyaz Saray Sözcüsü Sarah Huckabee Sanders da sayıma “vatandaş mısınız?” sorusunun eklenmesini savunarak, bunun, göçmen topluluklarına federal yardımların azalmasına neden olacağı fikrini reddetti.

Kongre’deki Cumhuriyetçiler ise, Ticaret Bakanlığı’na göre 100 yılı aşkın süre yürürlükte kaldıktan sonra 1950’de terkedilen bir uygulamayı tekrar getiren kararı memnuniyetle karşıladı.

Teksas eyaletinden Cumhuriyetçi senatör Ted Cruz, “Amerikan siyaseti üzerinde geniş çaplı etkileri olacağını düşünürseniz, nüfus sayımında toplanan verilerin güvenilir olması zorunlu. Vatandaşlık konusunda da bir sorunun olması, makul, ortak aklın gereği bir ekleme” diye konuştu.

Ancak Demokratlar, sorunun ters etki yaracağı görüşünde; belgesiz göçmenleri ve vatandaşların aile üyelerini nüfus sayımına yanıt vermekten caydıracağını, bu durumun da sonuçların doğruluğuna zarar vereceğini öne sürüyor.

Kongre’deki Nüfus Sayım Grubu’nun Eş Başkanı Demokrat Temsilciler Meclisi Üyesi Carolyn Maloney, “2020’de eksik ya da adil olmayan bir sayımı kabul edemeyiz – ortada önemli olan çok fazla husus var. Anayasanın yetkilendirdiği sayım, federal ve eyalet fonlarının nasıl dağıtıldığını ve bölge sınırlarının kent, eyalet ve federal düzeyde nasıl çizildiğini etkiliyor” dedi.

Maloney geçen hafta, nüfus sayımına daha önce test edilmemiş ve halkın katılımını olumsuz yönde etkileyebilecek herhangi bir değişiklik getirilmesini önlemeye yönelik bir tasarı sunmuştu.

Temsilciler Meclisi Demokrat Azınlık Lideri Nancy Pelosi de Kongre’de Maloney’nin sunduğu tasarıyı geçirme çağrısında bulundu.

California Başsavcısı Xavier Becerra, eyalet olarak “yasadışı” olarak adlandığı bu karara karşı dava açacaklarını açıkladı.

Becerra California Eyalet Sekreteri Alex Padilla’yla birlikte San Francisco Chronicle gazetesi için kaleme aldıkları yazıda, “İlk bakışta zararsız gibi görünse de, gerçek anlamda gizlice zarar verici etkileri olacak” yorumunda bulundu.

Temsilciler Meclisi New York Eyaleti Cumhuriyetçi milletvekili Lee Zeldin ise California’nın dava açma kararını Twitter üzerinden eleştirdi. Zeldin, “Yasadışı birine ABD’de yasal olarak bulunup- bulunmadığını sormak kesinlikle yasadışı değil ama belki California başsavcısı kendisine bu saçma davayı haklı bulacak bir aktivist yargıç bulabilir” diye yazdı.

Ancak her Cumhuriyetçi bu görüşte değil. Florida eyaletinden Ileana Ros-Lehtinen, “Yönetimi, 2020 nüfus sayımına vatandaşlık sorusunu ekleme kararını yeniden gözden geçirmeye çağırıyorum çünkü bu, sadece kişileri sayıma katılmaktan caydırmaya yarar ve federal kurumlarımızda da toplulukların ihtilaçlarına göre kaynakları dağıtmasına yardımcı olmaz” değerlendirmesinde bulundu.

Ticaret Bakanı Ross ise, yaptıkları incelemeler neticesinde, vatandaşlık sorusu eklemenin sayıma katılım oranında ciddi bir düşüşe neden olmayacağı tespitine vardıklarını belirtti.

XS
SM
MD
LG