2018, Amerika’da ulusal ve yerel seçimlerde çok sayıda kadın adayın zaferinin ardından “Kadınların Yılı” olarak nitelenmeye başlandı. Kimileri ilk kez seçilen farklı gruplara mensup kadın adaylar, adeta Trump yönetiminin politikalarına karşı bir sıçrayış gerçekleştirdi.
Ocak ayında Kongre’de çok sayıda yeni yüz olacak.
Rekor sayıda, 126 kadın yemin ederek göreve başlayacak.
Bu biraz da kadınların sandık başına gitmesinden kaynaklanıyor.
Başkan Donald Trump ve yönetiminin kadınlarla ilgili açıklamaları ve uygulamaları nedeniyle, binlerce kadın sokaklara çıkıp protestolara katıldı. Kadınların diğer bir bölümü de sandık başına giderek değişim umuduyla oy verdi.
UVA uzmanı Guian McKee, “Ocak 2017’deki kadınlar yürüyüşünde bu tür bir enerjinin başlangıcını görmüştük. Bu hedefli hareket, Trump’ın yorumları ve kadınlara genel yaklaşımına karşı bir tepki olarak ortaya çıktı” diyor.
Kadınların bu tepkisine, iş dünyasındaki üst düzey isimlerin adının karıştığı cinsel taciz iddiaları da eklendi. Taciz mağduru kadınların başlattığı #metoo yani 'ben de' adı verilen bir hareket, tüm ülkeye yayıldı.
Bu tepkiler, bir zamanlar Amerika’nın örnek babası olarak tanınan Bill Cosby’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda erkeği etkiledi ve hatta Cosby’yi yıllar önce işlediği taciz suçu dolayısıyla demir parmaklıklar ardına gönderdi.
Lili Bernard, “Bu tüm cinsel saldırı mağdurları için bir zaferdir” diyor.
Amerika Jimnastik Takımı eski doktoru Larry Nassar, aralarında olimpiyat madalyası sporcuların da bulunduğu 100’den fazla genç kıza cinsel tacizde bulunmaktan suçlu bulundu.
Jordan Wieber, “Kurban olmama rağmen, hayatımı bir kurban olarak yaşamıyorum ve yaşamayacağım,” diyor.
Başkan Donald Trump’ın Anayasa Mahkemesi üyesi olarak seçtiği Yargıç Brett Kavanaugh cinsel tacizle suçlanan bir diğer isimdi.
Chiristine Blasey Ford, “Bana tecavüz edeceğine inanıyordum. Yardım için bağırmaya çalıştım” şeklinde konuştu.
Anayasa Mahkemesi Üyesi Adayı Brett Kavanaugh, “Ne ona ne de bir başkasına bunu yaptım. Ben böyle biri değilim” şeklinde konuştu.
Kavanaugh yargının en üst düzeydeki koltuğuna seçildi. Ancak hakkındaki iddialar kadın hakları konusundaki tartışmaları daha da alevlendirdi.
Me too hareketi lideri Rebecca Traister, “Amerika tarihi boyunca, eşitsizliğe gösterilen tepkiler kadınları oturdukları yerden kaldırıp, siyasete girmeye yönlendirmiştir” diyor.
Peki bu tepkiler seçimleri etkiledi mi? Uzmanlar ara seçimlerde bunun görüldüğünü söylüyorlar.
Amerikan Üniversitesi'nden Molly O'Rourke, “Seçmenler Amerikalı gibi görünen ve onları gerçekten temsil eden liderleri seçme şansına sahip oldular. Çok farklı adaylar vardı. Siyah Amerikalılar, LGBT üyeleri, Amerika yerlileri ve Hispanikler gibi” diyor.
Seçmenler kadın adaylar arasında çok farklı gruplara mensup kişileri de seçtiler. Bu kişilerin arasında ilk Filistinli ve Somalili kadın adaylar da vardı. Bu iki isim aynı zamanda Kongre'deki ilk Müslüman kadın üye.
O'Rourke, “Seçmenler yıllardır Washington’da işlerin yürüyüş şeklinden adeta tiksiniyorlar. Bunun nedenlerinden biri olarak da yıllardır aynı insanların hep yönetim kademelerinde bulunması görülüyor” diyor.
Ancak Washington’da erkekler hala çoğunlukta. Kadınlar Kongre'nin 4’te birinden daha az sayıda koltuğuna sahip durumda. Oysa ki ülke nüfusunun yüzde 51’I kadınlardan oluşuyor.
Önlerinde uzun bir yol olmasına rağmen, kadın hakları savunucuları “Kadınlar Yılı”nın 2018’in devamında da süreceğini tahmin ediyor.