Avrupa Birliği liderler zirvesi bugün Brüksel’de başladı. AB liderleri iki günlük zirvede Ankara ile Atina arasında artan Doğu Akdeniz gerilimini ve Türkiye’ye olası yaptırımları ele alacak. Geçtiğimiz hafta, Avrupa Birliği Konsey Başkanı Charles Michel'in yakın çalışma ekibinde Corona virüsü tespit edilmesi nedeniyle bu haftaya ertelenen zirve gündeminde Doğu Akdeniz’ın yanısıra Dağlık Karabağ, Türkiye-AB ilişkileri, Belarus ve Corona virüsü ekonomik kalkınma planı da var.
AB ülkeleri arasında Türkiye'ye yaptırım uygulanması konusunda bir uzlaşma olmadığı için bu kararın alınma ihtimalinin zayıf olduğu bildiriliyor.
Zirve devam ederken NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, twitter üzerinden paylaştığı mesajda Türkiye ile Yunanistan arasında olası bir askeri kazayı veya çatışmayı önlemek amacıyla kurulması önerilen ayrıştırıcı mekanizma üzerinde anlaşmaya varıldığını açıkladı.
Milli Savunma Bakanlığı: "Genel ilkelerde ortak anlayışa varıldı"
Milli Savunma Bakanlığı da yaptığı açıklamada, Türkiye ile Yunanistan askeri heyetlerinin toplantısında genel ilkeler üzerinde anlaşıldığını belirtti.
Bakanlıktan yapılan açıklamada şunlar kaydedildi:
"Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg görüşmesi sonrasında Türkiye-Yunanistan askeri heyetleri arasında 'Ayrıştırma Usullerinin' ele alındığı toplantıların yapılmasına karar verilmişti.
Bu kapsamda Türkiye ve Yunanistan askeri heyetleri arasında NATO Karargahında yapılan toplantılar sonucunda 'genel ilkelerde' ortak anlayışa varıldı.
Doğu Akdeniz'deki unsurların emniyetle görev yapmalarına yönelik icra edilecek koordinasyonun teknik detaylarının görüşüleceği bir sonraki toplantının 5 Ekim 2020’de NATO Karargahında yapılması planlanmaktadır."
AB'de yaptırım kararı olasılığı azaldı mı?
Bu gelişme ışığında AB’de yaptırım kararı çıkma olasılığının daha da azaldığı tahmini yapılıyor.
Liderler İngiltere ile varılan anlaşma çerçevesinde yürütülen müzakerelerde yeniden tıkanan Brexit kriziyle Avrupa'da salgının hızlı artış eğilimine karşı Schengen sınırlarının kapatılıp kapatılmayacağı ve Corona virüsü nedeniyle zayıflayan AB ekonomisini yeniden ayağa kaldırmak için uygulanacak ekonomik yardım planını da tartışacak.
Zirvede, seçime hile karıştırdığı için Belarus Devlet Başkanı Aleksander Lukaşenko yönetimine, muhalif lider Alexei Navalny'yi zehirlediği iddia edilen Moskova yönetimine ve Brexit'teki son taktik adımları atan Londra yönetimine karşı yaptırım uygulanıp uygulanmayacağı konusu da ele alınacak.
Ankara'ya yaptırım kararı gelir mi?
Liderler, gece geç saatlere kadar sürmesi beklenen akşam yemeğinde Doğu Akdeniz ve Dağlık Karabağ dosyalarının yanısıra, AB ile Türkiye'nin bundan böyle nasıl bir ilişki yürüteceği konusunu da ele alacak.
Avrupa medyası Kıbrıs Rum Kesimi tarafından istenen yaptırım kararı üzerinde bir uzlaşma olmadığı, bu nedenle bu olasılığın zayıf olduğunu biildiriyor. Almanya Başbakanı, AB dönem başkanı Angela Merkel, bütçe konuşmasında konuya değinerek, Türkiye'nin Avrupa'ya katkılarının görmezden gelinmemesi gerektiğini söyledi. Merkel, kendi dönem başkanlığında Türkiye ile ilgili kriz çıkaracak bir karar alınmasını istemediğini açıkça dile getiriyor.
Fransız Le Parisien gazetesine konuyu değerlendiren politolog Patrick Martin Grenier, "Doğu Akdeniz'deki petrol ve gaz yataklarıyla ilgili bir konu, Birleşmiş Milletler aracılığıyla çözülecek bir konu. Macron, buraya savaş gemilerini göndererek, AB'nin Akdeniz'deki gardiyanı olduğu mesajını vermek istedi. Bölgede tansiyonu yükseltti ama diğer AB üyeleri destek vermedi. Tam tersine, bunu anlayan Yunanistan Başbakanı da dahil diğer liderler Macron'dan sesinin tonunu düşürmesini istedi. Merkel bu dosyada AB dönem başkanı sıfatıyla arabuluculuk oynuyor. Bir kaç gündür tansiyon düştü, Türk ve Yunan tarafları müzakereye hazır görünüyor. Erdoğan, Macron ile telefonda görüştü. Özetle, bu zirveden çok somut bir adım beklemiyoruz. AB diplomasisi diye bir kavram yok. Elbette Yunanistan ve Kıbrıs'ın desteklendiği bir açıklama olacaktır" dedi.
VOA Türkçe'ye konuşan Fransa Uluslararası Stratejik Araştırmalar Merkezi uzmanı Didier Billion (IRIS), yaptırım ihtimalinin hala masada olsa da, çok düşük bir ihtimal olduğunu söyledi. Billion, "Şimdi iki taraf ortak irade belirleterek müzakerelere hazırken 'hayır biz illa yaptırım istiyoruz' diyemezsiniz. Üstelik Merkel'in bu konuda izlediği arabuluculuk pek çok AB üyesi tarafından destekleniyor. Almanya da yaptırım kararının müzakerelere zarar vereceğini düşünüyor. Dolayısıyla Türkiye'ye karşı bir yaptırım kararı alınması ihtimali çok düşük. Bir de tabii gözler Amerikan seçimlerinde. Pek çok önemli dosyada mesafe alabilmek için ABD seçim sonuçları bekleniyor. Daha çok zirve sonuç bildirgesine bir cümle konulur diye bekliyorum" dedi.
Belçika gazetesi Le Soir, zirve öncesi yayınladığı haberde, konuya farklı bir açıdan yaklaşarak, yaptırım kararının "Türkiye'yi tümüyle AB'den uzaklaştıracağı" uyarısında bulundu. Gazete, en az AB kadar, "her ne kadar ses tonunu yüksek tutsa da, tansiyonu düşürmenin Türkiye'nin de çıkarına olduğunu" vurguladı.
Avrupa diplomasisi var mı?
ABD'nin ve ABD'nin "dünyada demokrasinin koruyucusu" rolünden giderek çekilmesi üzerine AB kurumları, özellikle de Fransa Cumhurbaşkanı emmanuel Macron, bu boşluğu AB'nin doldurmasını istiyor. Ancak uzmanlar AB'nin uluslararası dosyalar üzerinde diplomatik bir ağırlık kurma şansı var mı?" sorusuna dikkat çekiyor.Liberation Gazetesi'nin bu soruya yanıtıysa oldukça net:
"AB bütün hırsına ve diplomatik araçlarına rağmen, hala uluslararası sahnede siyasi bir aktör değil. Türkiye, Çin, Rusya, Belarus... Ne kadar dosya varsa, o kadar çok da anlaşmazlık var. Bu nedenle Charles Michel, AB'nin bu dosyalar üzerinde tek ses oluşturabilmesi için böyle bir zirveyi topladı. Ancak Belarus yönetimine yaptırım konusu Kıbrıs'ın vetosuna takılınca, AB'nin ortak bir karar alamayacağını gören İngiltere ve Kanada, Lukaşenko ve yakınlarına yaptırım uygulayacaklarını açıkladı. İngiltere, ayrıldığı AB'nin güşsüzlüğünü gözler önüne serdi" ifadelerine yer verdi.
Ertelenen zirve öncesi toplanan AB Dışişleri Bakanları, Belarus'a yaptırım konusunu gündeme getirmiş, yaptırım üzerinde tüm üyeler anlaşırken, Türkiye'ye yaptırım konusunda uzlaşma sağlanamayınca, Kıbrıs Rum yönetimi, Belarus'a yaptırımı da veto etmişti.
Üstelik, AB'de büyük endişe yaratan Corona virüsünün tırmanışıyla ikinci dalgaya hazırlanan AB yönetimi, 500 milyarı AB Komisyonu'nun borçlanmasıyla elde edilecek hibeden oluşan 750 milyar Euro'luk yardım paketinin onaylanmasına büyük önem veriyor. Ancak, Polonya ve Macaristan, hukuk devleti ilkesine aykırı geldikleri iddiasıyla, AB içinde, kendileri aleyhinde yükselen muhalefet nedeniyle, bu yardım paketinin uygulamaya konmasını veto etmeye hazırlanıyor.