Erişilebilirlik

3 Ekim 2005: Türkiye - AB İlişkileri Amerikan Gazetelerinde


“Türkiye, tamamen Avrupa Birliği’nin dışında bırakılamayacak kadar önemli bir ülkedir”. Heritage Vakfı’ndan John Hulsman ve Alexander Skiba, Christian Science Monitor gazetesindeki makaleye bu başlığı uygun görmüş. Makalede Fransa ve Almanya başta olmak üzere Türkiye’nin üyeliğine karşı çıkan politikacıların güç kazandığına dikkat çekiliyor ve Türkiye’nin Avrupa’dan tamamen dışlanması yerine en azından ayrıcalıklı ortaklık verilmesi gerektiği savunuluyor.

"Ankara’nın geleneksel müttefiki olan Amerika, ilgili bütün taraflara konunun önemini hatırlatarak Türkiye’nin üyeliğine karşı çıkanların tartışmasına son vermelidir. On yıl sürecek zorlu bir müzakere sürecinin sonucunda ortaya çıkabilecek en kötü senaryo, Türkiye’nin üyeliğinin referandum sonucunda reddedilmesidir. Kamuoyu yoklamaları, böyle bir ihtimalin çok yüksek olduğunu gösteriyor. Amerika, AB üyeliği macerasının sonuçsuz kalmasını beklemektense, ayrıcalıklı ortaklığın gerçek bir alternatif haline dönüşmesi için Avrupalı dostlarıyla birlikte çaba harcamalıdır. Çünkü, Türkiye çok önemlidir."

New York Times yazarı Nicholas Kulish ise, Avrupa Birliği üyeliği hedefinin Romanya, Bulgaristan ve Türkiye gibi ülkelerde değişimin önemli bir itici gücü olduğunu belirtiyor. Yazar, Türkiye’nin üyelik seçeneğinden mahrum bırakılması durumunda, bundan Avrupa’nın zararlı çıkacağını vurguluyor.

"Avrupa Birliği’nin en büyük üyesi olan Almanya, göçmen işçiler üzerinden, geleceğini Türkiye’ye bağlamış durumda. Ama sadece Almanya’nın değil, bütün Avrupa’nın, güney doğusunda istikrarlı bir komşuya ihtiyacı var. Bunun alternatifi, Yunanistan ve Kıbrıs’la gerginliğin artması, başta Kürtlerin yaşadığı bölgeler olmak üzere insan hakları alanındaki gelişmelerin ortadan kalkması ve Irak’ın etrafındaki sorunların çoğalması olacaktır."

Los Angeles Times ise Amerikan Dışişleri Bakanlığı'nın tanıtma işlerinden sorumlu Karen Hughes’ın Mısır, Suudi Arabistan ve Türkiye’yi kapsayan gezisini değerlendiriyor. Hughes’ın temasları sırasında çok zor anlar yaşadığına dikkat çeken gazete, bunun sadece Hughes’ın dış politikadaki tecrübesizliğiyle açıklanamayacağını vurguluyor.

"Amerika’nın mevcut diplomasi kurumlarının hepsi, yönetimin politikaları ve uygulamaları tarafından belirlenen bir ortamda faaliyet gösteriyor. Özellikle bugünlerde, kamu diplomasisi çok zor, belki de yapılamayacak kadar zor bir görev. Böyle bir çaba harcamaya gerek olup olmadığı ise ayrı bir sorun. Ancak söz konusu olan Amerika’nın yurtdışındaki imajı olunca, asıl önemli olan şey, izlenen politikalardır, bu politikaların nasıl sunulduğu ikincil önemdedir."

XS
SM
MD
LG