Erişilebilirlik

Suriye’de iki gazetecinin öldürülmesini protesto etmek isteyenlere Diyarbakır polisi izin vermedi


Diyarbakır’daki Sanat Sokağı’nın değişik noktalarında toplanan grupların bir araya gelmesine izin verilmedi.
Diyarbakır’daki Sanat Sokağı’nın değişik noktalarında toplanan grupların bir araya gelmesine izin verilmedi.

Son dönemde Suriye’de PYD/YPG’nin kontrol ettiği bölgelerden haberler geçen Nazım Daştan ve Cihan Bilgin adlı gazetecilerin Halep’e 90 kilometre uzaklıkta bulunan Teşrin Barajı yakınlarında uğradıkları bir SİHA saldırısında öldürülmesine tepkiler sürüyor.

Diyarbakır’da da Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKGD), Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFGD), DİSK-Basın-İş gibi gazeteci örgütleri saldırıları protesto etmek amacıyla basın açıklaması yapmak istedi.

DEM Partililer’in de destek verdiği açıklama için gruplar Yenişehir ilçesindeki Sanat Sokağı’nda toplandı. Ancak polis grupları çembere alarak, biraraya gelmelerine izin vermedi.

Suriye’de iki gazetecinin öldürülmesini protesto etmek isteyenlere Diyarbakır polisi izin vermedi
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:02:09 0:00

Polis, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği’nde toplanan gazeteci örgütlerinin temsilcilerinin bina dışına çıkmasına müsaade etmedi. Bina girişini ablukaya alan polis, açıklamayı takip eden gazetecileri de engelledi. Polis, gazetecilerin görüntü almasına kalkanlarla engel oldu. Binadan çıkmalarına izin verilmeyen gazeteciler tepkilerini alkış ve sloganlarla dile getirdi.

Eylem için toplanan gruplar da alkış ve sloganlarıyla gazetecilere destek olurken, polis bu grupları dağılmaları için sık sık uyardı. Eylemciler polis çemberinin içinde açıklama yaptıktan sonra dağıldı.

Gazeteci örgütleri tepkili

Açıklamanın ardından VOA Türkçe’ye konuşan gazeteci örgütlerinin temsilcileri hem saldırıya hem polisin açıklamaya izin vermemesine tepki gösterdi. DİSK Basın-İş Diyarbakır Temsilcisi Hakkı Boltan, saldırıdan Türkiye’nin sorumlu olduğunu iddia etti.

Bina girişinde yapılan basın açıklamasını çekmek isteyen gazeteciler polisler tarafından kalkanlarla engellendi.
Bina girişinde yapılan basın açıklamasını çekmek isteyen gazeteciler polisler tarafından kalkanlarla engellendi.

Boltan, saldırının kasıtlı yapıldığını savunarak, “Türkiye'de gazetecilere yönelik saldırılar bir politika olarak devam ediyor. Şimdi yeni bir saldırıya şahit olduk. Gazetecilere planlı, bilinçli bir saldırı gerçekleştirildi. Nazım da Cihan da haberden geliyordu. Çok ağır bir çatışmanın ortasından geliyordu. Geldikleri bölgedeki çatışmanın içeriğinin bilinmesi istenmiyordu. Savaşı elde kameraları ile yerinde, objektif olarak izliyorlardı. Oradan gelirken SİHA’lar tarafından takip edilmişler, suikastla katledildiler. Bu Türkiye'nin karar verdiği bir tavır, gerçeklerin ortaya çıkmasını istememesindendir” dedi.

İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi saldırının Türkiye'ye ait bir hava aracı tarafından gerçekleştirildiğini iddia ederken Milli Savunma Bakanlığı konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapmadı.

Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği Başkanı Roza Metina da arkadaşlarını kaybetmenin üzüntüsü içinde olduğunu dile getirdi. Metina, arkadaşlarının miraslarına sahip çıkacaklarını ifade ederek, şunları söyledi:

“Biz özgür basının sesi olmaya, Nazım’ın ve Cihan'ın sesi olmaya devam edeceğiz, onların kalemlerini yerde bırakmayacağız, mücadelemizi sürdüreceğiz. Özgür basını susturamazsınız. Gazetecilerin hedef alınmasından dolayı üzgünüz ama aynı zamanda mücadeleleri bize güç veriyor. Hem Ortadoğu’da hem dünyada gazetecilere feyz veriyorlar.”

Dicle Fırat Gazeteciler Derneği Eş Başkanı Selman Çiçek, iki ismin de uzun süreden beri Suriye’de gazetecilik yaptığını belirtti. Nazım Daştan ile uzun süre birlikte çalıştığını söyleyen Çiçek, gazetecilerin Kürt olduğu için hedef alındığını öne sürdü.

Çiçek, Türkiye’den bölgeye giden gazetecileri örnek göstererek, “Tıpkı diğer Türkiye medyasındaki Nevşin Mengü’ler, Nagehan Alçı’lar gibi oraya gidip haber yapmak istediler. Ancak Türkiye'nin hedefi her zaman Kürtler olmuştur. Buradaki gazeteciler Kürt gazeteci oldukları için katledildiler. Türkiye'deki Türk gazeteciler Şam'a kadar, Halep'e kadar ellerini kollarını sallayarak gidebiliyorlar. Bildiğiniz gibi bu çete gruplar, evlere girip hırsızlık yapıp halkın canına kasteden, kadınları kaçıran bir zihniyet. Bunları deşifre ettikleri için, aslında yürütülen özel savaş politikasını deşifre ettikleri için, hakikatleri yazdıkları için hedef aldılar. Üzgünüz ama üzgün olduğumuz kadar öfkeliyiz” diye konuştu.

Van’da 55 gözaltı

Bu arada öldürülen gazeteciler için Van’da da eylem vardı. DFG ile MKG tarafından yapılmak istenen açıklamaya Van Emek ve Demokrasi Platformu da destek verdi. Eylemcilerin toplandığı Sanat Sokağı'nın girişleri polis tarafından ablukaya alındı.

Van’a basın açıklaması yapmak isteyen gruplarla polis arasında gerginlik yaşandı.
Van’a basın açıklaması yapmak isteyen gruplarla polis arasında gerginlik yaşandı.

Pankartlar ve öldürülen gazetecilerin fotoğraflarını taşıyan eylemcilere polis izin vermedi. İzin verilmemesine rağmen açıklama yapan grupla polis arasında gerginlik yaşandı.

Gruplara müdahale eden polis 55 kişiyi gözaltına aldı.
Gruplara müdahale eden polis 55 kişiyi gözaltına aldı.

Gruba müdahale eden polis, aralarında DEM Parti ve DBP il eş başkanları ile 10 gazetecinin de bulunduğu, toplam 55 kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınanlar Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü.

Gözaltına alınanlardan 6 kişi daha sonra serbest bırakıldı. Gözaltına alınma gerekçesi olarak 2911 sayılı kanuna muhalefet gösterildi.

,

Forum

XS
SM
MD
LG