Erişilebilirlik

İzmir Büyükşehir Belediyesi sokak hayvanları yasasını nasıl uygulayacak?


İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Bornova'daki Pako Sokak Hayvanları Sosyal Yaşam Kampüsü’nde birçok hayvan sahiplenilmeyi bekliyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Bornova'daki Pako Sokak Hayvanları Sosyal Yaşam Kampüsü’nde birçok hayvan sahiplenilmeyi bekliyor.

Sokak hayvanlarına yönelik yasanın yürürlüğe girmesinin ardından belediyeler eliyle nasıl uygulanacağı merak konusu. VOA Türkçe'ye konuşan İzmir Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, mevcut barınakların yetersizliği nedeniyle köpekleri hemen toplayamacaklarını ve şimdilik sokaklardaki kısırlaştırma çalıştırmalarına hız vereceklerini söylüyor.

Veteriner hekimlerse, belediyelerden gelebilecek ötanazi taleplerini şimdiye kadar olduğu gibi hastalık durumları dışında yerine getirmeyeceklerini belirtiyor.

İzmir Büyükşehir Belediyesi sokak hayvanları yasasını nasıl uygulayacak?
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:04:32 0:00

Sokak köpeklerinin barınaklara toplanarak kısırlaştırılması ve sahiplendirilinceye dek barındırılması konusunda belediyelere sorumluluk getiren yasa, aynı zamanda köpeklerin öldürülmesine imkan tanıdığı gerekçesiyle de eleştiriliyor.

Özellikle yasaya karşı çıkan muhalif partili belediyelerden, yasada sokak köpeklerinin öldürülmesini öngören düzenlemelere uymayacaklarına yönelik ardı sıra açıklamalar gelmişti.

İzmir Büyükşehir Belediyesi de düzenlemeye yönelik yol haritasını belirlemek için veteriner hekimler, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, akademisyenler ve yasanın tarafları olan temsilcilerle paydaş toplantıları düzenliyor.

“Açıkçası hemen toplanması gibi bir şey gerçekten mümkün değil”

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Pınar Okyay, tüm Türkiye’de olduğu gibi İzmir’de de sokak köpeklerinin tamamını toplayabilecekleri barınak kapasitesi bulunmadığını söyledi. Okyay, yasayı hemen hayata geçiremeyeceklerini ve yasanın eski halinde olduğu gibi kısırlaştırma çalıştırmalarına hız vereceklerini anlattı.

Kanun teklifinin gerekçesinde de Türkiye’de hayvan barınağı kapasitesinin yetersiz olduğunun ifade edildiğini hatırlatan Okyay, yasada belediyelere barınaklarını tamamlaması için izin verilen 31 Aralık 2028’e kadar bunların tamamlanmasının ekonomik zorluklar nedeniyle gerçekçi olmadığını da sözlerine ekledi.

Yaklaşık 37 bin metrekarelik alanda inşa edilen Pako Sokak Hayvanları Sosyal Yaşam Kampüsü’nde, yasaklı ırk barınakları ve karantina bölümleri de bulunuyor.
Yaklaşık 37 bin metrekarelik alanda inşa edilen Pako Sokak Hayvanları Sosyal Yaşam Kampüsü’nde, yasaklı ırk barınakları ve karantina bölümleri de bulunuyor.

Yeni barınakların kurulmasıyla ilgili hazırlıkları olduğunu ve ilçe belediyeleriyle görüştüklerini de kaydeden Okyay, “Hemen barınak yapabilecek, kullanılabilecek arazilerimiz neler, onları konuşuyoruz. Ama Meclis’te de gündeme geldiği kadarıyla bin hayvanlık bir barınak için 3,5 milyondan büyük bir miktar harcanması söz konusu. Bu da hemen yapılabilecek bir şey değil. Bugün başlasak bunu da yapma şansımız yok” dedi.

Genel Kurul'da milletvekillerinin sorularını yanıtlayan TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı Vahit Kirişci’nin açıklamasına göre, Türkiye’de toplam 105 bin kapasiteli 322 adet barınak bulunuyor. Kirişci sokak hayvanı sayısınınsa 4 milyondan fazla olduğunu açıklamıştı.

“Biz bugün daha çok kısırlaştıracağız, daha çok iyileştireceğiz”

“Uygulama yönetmeliği yayımlanıncaya kadar biz eskisi gibi olayları yapmaya devam edeceğiz. İhbarları değerlendireceğiz, hayvanlarımızı alacağız, tabii ki barınaklarımıza yerleştireceğiz” diyen Okyay, “Biz bugün daha çok kısırlaştıracağız, daha çok iyileştireceğiz. ‘Onu yapamayız, bunu yapamayız’ da demeyeceğiz. Elimizdeki olanaklarla yaşam hakkına saygılı bir şekilde elimizden geleni en iyi şekilde yapmaya çalışacağız” diye konuştu.

Barınakların belli standartta olması gerektiğini de ifade eden Okyay, “İnsanlar diyorlar ki ‘ben metrekarelerce alanı çitle çevireyim, oraya hayvanları koyup izole edeyim’. Böyle olmuyor, hayvanların sürüsel davranışları birbirine zarar verme olasılığını arttırıyor. Orada daha güvenli ve daha mutlu şekilde yaşamıyorlar” dedi.

zmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı 6 hayvan bakım evi bulunuyor.
zmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı 6 hayvan bakım evi bulunuyor.

Yasada hayvanların sahiplendirilinceye kadar barınaklarda bakılmasının zorluğuna da değinen Okyay, “Ülkemizdeki koşulları düşündüğümüz zaman, bugün bir hayvanseverimiz büyük bir köpeğiniz varsa aylık 6 bin liraya çıkan maliyeti var, aşısı, maması hiç kolay değil. Yapılması gereken, aklın yolu bir, bilim insanları bunu uzun zamandır söylüyor, bu popülasyonu bastırmamız gerekiyor, sürü haline gelmemesini sağlamamız gerekiyor” şeklinde konuştu.

Bunun yolunun da kısırlaştırmanın arttırılmasından geçtiğini söyleyen Okyay, yasanın çıkmasının öncesinde de belediyenin bu çalışmalarına hız verdiğini ifade etti.

“Kamunun tek bir tarafı, bu kadar büyük ölçüde bir sorunun tek çözümü olabilir mi?”

Okyay, hem hayvanseverlerin hem de yasayı savunanların köpek nüfusunun bu noktaya gelmesinde yeterli kısırlaştırma yapmadıkları gerekçesiyle belediyeleri suçlamasıyla ilgili olarak ise, “Kamunun tek bir tarafı, bu kadar büyük ölçüde bir sorunun tek çözümü olabilir mi? Sonuçta merkezi hükümet ve bileşenlerinin de denetim yetkisi var. Belediyelerde bu konuda bütçelendirmenin çok açık bir şekilde yapılması gerekiyordu, bunlar yapılmadı. Son dönemde artan şekilde, özellikle sosyal demokrat belediyelerin her zaman çok ciddi ekonomik sıkıntısı oldu. Bütün belediyelerin var. O zaman bu kaynakların kullanılmasıyla ilgili bir yapılandırma, çok daha önceden gelebilirdi” dedi.

Hükümetin de sorumluluklarını yerine getirmediğini savunan Okyay, bundan sonrasında da popülasyonun sadece belediyeler eliyle kontrol altına alınamayacağını vurguladı ve “Biz hayvanların sınırsız üretilmesiyle ilgili bir şey yapmadık, bundan belediyeler suçlu değil. İnsanlar istediği gibi yurtdışından hayvanlar getirdi, sınır kontrolleri bizde değil” dedi

Yasanın kamuoyu yoklamalarında halktan da destek bulmadığını öne süren Okyay, “Ben aslında gerçekten bu yasayı yapanların, savunanların da bir ortak akılla bir süre sonra bunun değiştirebileceğine inanıyorum. Cumhuriyet Halk Partisi ve başka partilerin itiraz süreçlerini işletmeye başlattıklarını da biliyoruz. Bunlardan da açıkçası ümitliyim” dedi.

Okyay, İzmir halkına da hayvanların sokaktan toplanmasıyla ilgili ne düşündüğünü soracaklarını ve kentteki sokak köpeği sayısını kayıt altına almak için çalışmalara başlayacaklarını da ifade etti.

“İzmir’deki bütün metropol alandaki toplam barınak kapasitesi 8 bin 500”

Büyükşehir Belediyesi’nin Veteriner İşleri ve Halk Sağlığı Daire Başkanı Gökhan Özdemir de VOA Türkçe’ye, İzmir’deki barınak kapasitesiyle ve kısırlaştırma çalışmalarıyla ilgili bilgiler aktardı. Özdemir, “2004 yılında Hayvanları Koruma Kanunu çıkmadan önce 2000 yılında, ilk defa İzmir’de bakım evi kuran belediyeyiz biz. O zamandan itibaren kısırlaştırma faaliyetlerine başlamıştık. Bugün itibariyle İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı 6 tane bakım evimiz var. Onun dışında yine bizim içinde olduğumuz ilçe belediyelerine destek verdiğimiz bazı bakım evleri de var. Bunların İzmir’deki bütün metropol alandaki toplam kapasitesi, 8 bin 500; İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin de 3 bin 500” ifadelerini kullandı.

Yaklaşık 37 bin metrekarelik alanda inşa edilen Pako Sokak Hayvanları Sosyal Yaşam Kampüsü’nde, yasaklı ırk barınakları ve karantina bölümleri de bulunuyor.
Yaklaşık 37 bin metrekarelik alanda inşa edilen Pako Sokak Hayvanları Sosyal Yaşam Kampüsü’nde, yasaklı ırk barınakları ve karantina bölümleri de bulunuyor.

Yıllık kısırlaştırma sayısında Türkiye’deki kısırlaştırmanın çok büyük bir miktarını yaptıklarını öne süren Özdemir, “2023 yılında 95 bin sokak hayvanını kısırlaştırmışız. Bu ciddi bir rakam” dedi.

Şimdiye dek Türkiye çapında topyekun kısırlaştırma yapılmadığı için nüfusun bu noktaya geldiğini söyleyen Özdemir, birçok yerde belediyelerin kısırlaştırmak yerine köpekleri komşu belediyelerin sınırlarına bıraktığını da anlattı.

Yeni yasayı bilimsel ve uygulanabilir bulmadıklarını söyleyen Özdemir, “Bu kanun da dahil sadece belediyelerle bu işin yürümeyeceği belli. Çünkü siz sahipsiz hayvan nüfusunu kontrol altına almadığınız sürece, merdiven altı kedi köpek üretimine engel olmadığınız sürece, yurt dışından kaçak girişlere engel olmadığınız sürece, internetten hayvan satışlarına engel olmadığınız sürece biz aynı şeyleri konuşmuş oluruz” ifadelerini kullandı.

Veteriner hekimler: “Ötanazi yapmayacağız”

VOA Türkçe’ye değerlendirmede bulunan İzmir Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Selim Özkan da belediyelere barınakların kurulması için 2028’e kadar tanınan sürede, eğer hızlı ve topyekun bir kısırlaştırma yapılırsa sokaklardaki popülasyonun büyük ölçüde bastırılabileceği görüşünde.

Özkan, veteriner hekimler olarak belediyelerden gelebilecek ötanazi taleplerini ise şimdiye kadar olduğu gibi hastalık durumları dışında yerine getirmeyeceklerini de ifade etti. Yasa, toplanan köpeklere Veteriner Hizmetleri Kanunu’ndaki hükümlere göre ötanazi yapılmasının da yolunu açık bırakıyor.

Kısırlaştırmanın yanı sıra sahipli hayvanların sokağa salınmasının önüne geçilmesiyle bu işin çözüleceğini savunan Özkan, “Bize göre sokak hayvanı sorunu diye bir şey yok. Sokağa terkedilen sahipsiz hayvanlar sorunu var. Bunun önüne geçmemiz lazım. Sokağa atılan sayı arttığı için burada üreme de artıyor. Sokağa atılmayı önlersek, bir taraftan da kısırlaştırma ve kastrasyon işlemini topyekun Türkiye genelinde başarabilirsek o zaman biz bu sorunu çözeriz. Hayvanları da uyutmaya gerek kalmayacak. Çünkü bunların yaşamları 2 yılla 5 yıl arasında. 5 yıllık bir projeksiyon yaptığımız zaman tüm Türkiye genelinde, tüm ilde topyekun bir uygulamaya geçersek bu sorun ortadan kalkar” dedi.

Yeni düzenlemede sahipli hayvanların sokağa terk edilmesinin engellenmesine yönelik hala yeterli yaptırımların olmadığının altını çizen Özkan, yasada hayvan sahiplerine para cezasının arttırılmasına karşın sahipli hayvanların kimliklendirilmesi için mikroçip takılması zorunluluğunun 2025 yılı sonuna uzatılmasını eleştirdi.

“İnsanlarla artık iyice sosyalleşip içli dışlı olmuş hayvanları toplamak ve barınağa koymak büyük sıkıntı”

İzmir’de 250 bin ila 500 bin arasında sahipsiz sokak hayvanı nüfusu olduğunu tahmin ettiklerini söyleyen Özkan, tüm sokak hayvanları için Türkiye çapında barınak kapasitesi oluşturulmasının zorluğuna da işaret etti. Özkan, “Bir köpeğe en az 8 metrekare bir yer ayırmanız lazım. 4 milyon hayvan dediğiniz zaman 32 milyon metrekare yer gerekiyor. Bunun kısa dönemde sağlanması hem fiziki hem de maddi açıdan zor gözüküyor” dedi.

Özkan, “Agresif, saldırgan olanları toplayıp belediyelerin şu an yetersiz olan bakım evlerinde, barınaklarında rehabilite edeceğiz. Yoksa bugün bir marketin, bir mağazanın önünde uyuyan ve zararsız olan, insanlarla artık iyice sosyalleşip içli dışlı olmuş hayvanları toplamak ve barınağa koymak çok büyük sıkıntı. Çünkü o ortama alışık değiller. Birbirine çok büyük bir sıkıntı yaratır” diye konuştu.

Sokak köpeklerini sahiplenme çağrısı

Özkan vatandaşlara da sokaklarındaki köpekleri sahiplenme çağrısında bulunarak, “Kentli Pati” adındaki projelerini anlattı: “Bir vatandaş dükkanında, önünde, yanında, mahallesinde, evinde olan artık sosyalleşmiş, bir evlat gibi hiç kimseye zararı olmayan bir kedi, köpeği sahiplenecek. Barınakları nasıl istemiyorsak, o zaman bu hayvanlara da sahip çıkacağız. Burada hayvanseverlere ve vatandaşlarımıza da büyük iş düşüyor. Onlar da sorumluluk alacak ve elini taşın altına koyacak. Bunu hızlı bir şekilde yapmamız lazım. Bazı belediye başkanlarımız da ekstra destek veriyor, sokaktan sahiplenirsen aşısını yapacak, mama desteği verecek.”

Forum

XS
SM
MD
LG