Erişilebilirlik

Almanlar, Angela Merkel’i özlüyor


Angela Merkel, Almanya’nın 2005-2021 yılları arasında 16 yıl başbakanlığını yapmıştı
Angela Merkel, Almanya’nın 2005-2021 yılları arasında 16 yıl başbakanlığını yapmıştı

Almanya’yı 16 yıl başbakan olarak yöneten Angela Merkel, "dünyanın gelmiş geçmiş en güçlü siyasetçi kadını" olarak akıllarda kalırken, bugün 70 yaşına bastı.

Almanların büyük bir çoğunluğu, sessiz, gösterişsiz ve kararlı özellikleriyle bilinen Merkel’i özlüyor ve onun yönetimindeki dönemin daha iyi olduğuna inanıyor.

Eski başbakanın doğum günü nedeniyle yapılan bir ankette, katılımcılarının yüzde 61’i, Merkel’den sonra Almanya’da durumun kötüleştiğini düşündüklerini belirtti. Ankete katılanların yüzde 58’i ise "Merkel dönemini özlüyoruz" diyor.

Çalkantılı dönemlerde uzlaşmacı kişiliği ile hem Almanya’da hem de uluslararası siyasette iz bırakan Angela Merkel, 1954'te Hamburg'da papaz bir baba ve öğretmen bir annenin kızı olarak dünyaya geldi.

Almanlar, Angela Merkel’i özlüyor
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:03:38 0:00

Babasının Doğu Almanya’ya (DAC) göç etmesi sonrasında, çocukluk ve gençlik yıllarını sosyalist rejimde geçiren Merkel kendi siyasi hayatına, Berlin Duvarı'nın yıkılmasının ardından DAC’ta kurulan yeni hükümetin sözcü yardımcısı olarak başladı.

İki Almanya’nın birleşmesi sürecinde, Hıristiyan Demokrat Birliği CDU bünyesinde etkin siyasete atılan Merkel, 2 Aralık 1990'da federal milletvekili seçildi ve dönemin başbakanı Helmut Kohl‘ün hükümetinin 1991-1994 yıllarında Kadın ve Gençlik Bakanlığı görevinde bulundu.

Merkel’e en büyük desteği de, halefi ve akıl hocası Helmut Kohl verdi. Merkel, kendisini "siyasi kızım" olarak tanımlayan Kohl’ün adının karıştığı yasadışı bağış skandalı sonrasında, gözyaşına bakmadan onu koltuğundan ederek, 2000 yılında en büyük destekçisinin yerine aday oldu. CDU Başkanı seçildiğinde Angela Merkel 46 yaşındaydı.

Alman medyasının tanınan yorumcuları o dönemdeki siyasi kehanetlerinde Merkel’in parti başkanlığına seçilmesi sonrasında bu pozisyonda çok kısa bir süre kalabileceğini, o zamana kadar muhafazakâr erkeklerin sözünün geçtiği CDU’da başarısız olacağını ve silinip gideceğini öne sürmüşlerdi. Ancak bunun tersini kanıtlayan, Kohl’ün 1998’de kaybettiği seçimden yedi yıl sonra da partisini 51 yaşında yeniden iktidara taşıyan Merkel, Almanya'nın ilk Doğu Alman kökenli, ilk kadın ve en genç başbakanı olarak göreve başladı.

Dünya görüşü, yetiştiği sosyalist Doğu Almanya’daki planlamacı sistemle biçimlenen Merkel, kısa sürede ekonomik ve sosyal konulardaki bilgisi ve diplomasi alanındaki başarıları ile kendini kabul ettirdi. Genel başkanlığı, sonra da başbakanlığı döneminde CDU’yu modernleştiren Merkel, kadınların siyasi ve ekonomik arenada daha fazla rol üstlenmesine katkıda bulundu ve partinin kapılarını CDU’nun o zamana kadar barışık olmadığı göçmenlere de açtı, onları sosyal demokrat SPD’den daha önce parti yönetimine aldı. Çok sayıda Türk kökenli de CDU’da önemli sorumluluklar üstlendi. Hem Almanlar hem de göçmenler, Merkel’e başbakanlık yaptığı yıllarda büyük bir saygıyla Almanca’da anne anlamına gelen ”Mutti” şeklinde seslendi.

Krizleri çözen siyasetçi

Merkel iktidarına kadar ekonomisi çok cılız büyüyen, hatta o aralar "Avrupa’nın hasta adamı" olarak nitelenen Almanya, onunla birlikte büyüme sürecine girdi. Almanya’nın kişi başına milli geliri Merkel dönemindeki 15 yılda yüzde 16 arttı. İşsizlik yüzde 11’lerden yüzde 3’lere geriledi. Göreve başladıktan kısa bir süre sonra, tüm Avrupa'yı sarsan 2008 mali depreminde, Merkel sadece yalnızca Almanya'yı yönlendirmekle kalmadı, aynı zamanda Euro‘yu ayakta tutmayı başardı.

Euro Bölgesi’nin başta Fransa olmak üzere diğer ülkeleri, bu süreçte Merkel’in pragmatik ve kararlı tutumuyla tanıştı. Merkel’in karşısına çıkan belki de en büyük sorun, 2015’teki göçmen krizi oldu. Göçmen ve mültecilerin Avrupa’ya akın ettiği o dönemde Merkel, Almanya’nın sınırlarını açma kararı aldı ve 1 milyondan fazla mülteci Almanya’ya giriş yaptı. Almanların bir bölümü bu kararı pek olumlu karşılamadı.

Merkel’in mülteci politikası, çok sayıda uzmanın hemfikir olduğu biçimde, Almanya’da aşırı sağı güçlendirdi ve 2017 seçimlerinde yabancı ve İslam karşıtı AfD, sandıktan üçüncü parti çıktı. AfD, bugün ise siyasi arenada ikinci parti konumunda.

Angela Merkel, siyasi hayatının bir diğer derin krizini Şubat 2020’de Avrupa’ya ulaşan Covid-19 pandemisinde yaşadı. İspanya ve İtalya’yı iflasın eşiğine, AB’yi de dağılmanın eşiğine getiren pandeminin ilk aylarında, Almanya’yı başka Avrupa ülkelerinin borçlarına ortak eden 750 milyar Euro tutarındaki yardım paketini onayladı.

Türkiye ile zor, ama kesintisiz ilişki

Angela Merkel, göreve başladığı 2005’ten sonra tam 12 kez ziyaret ettiği Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine olumlu bakmadı ve destek olmadı. Ama her zaman Türkiye’nin öneminin bilincinde olarak, diplomasi kanallarını açık tuttu. 2016’da imzalanan ve göçmenlerin Ege üzerinden Yunanistan’a geçişlerini hedefleyen Mülteci Anlaşması’nı yönlendiren, Doğu Akdeniz’de, Yunanistan'ın hukuksuz adımları yüzünden yaşanan gerilimde Almanya‘yı ara bulucu olarak konumlandıran Merkel, Ankara tarafından da takdir edilen bir lider oldu.

Merkel, özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile kurduğu diyaloğu iki ülke arasında yaşanan tüm gerginliklere rağmen her zaman devam ettirdi; hükümetleri sırasında iki ülke arasındaki ticaret hacmi büyüdü, iş birliği güçlendi.

Merkel’in anıları sonbaharda çıkıyor

Bundan tam üç yıl önce, 67 yaşında emekli olan Merkel, başbakanlık yıllarında da oturmayı tercih ettiği, ünlü Bergama Müzesi’nin hemen karşısındaki kendi mütevazı apartman dairesinden Almanya ve dünya siyasetini izlemeye devam ediyor.

Merkel, görevinden ayrılmadan verdiği son röportajlarından birinde, başbakanlıktan ayrıldıktan sonra, bol bol uyumayı, kitap okumayı, eşinin çok sevdiği patates çorbası pişirmeyi ve erikli kek yapmayı hayal ettiğini söylemişti. Bu arada Merkel’in özellikle Almanya’da dört gözle beklenen anılarını içeren kitabının önümüzdeki sonbahar aylarında yayımlanacağı öğrenildi.

Forum

XS
SM
MD
LG