İstanbul'da 1 Mart gecesi bir kişinin ölümüne, dört kişinin yaralanmasına neden olan trafik kazasının şüphelisi 17 yaşındaki T.C. ve annesinin Amerika’dan iadesi için talepname hazırlandı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, gencin ve annesinin iadesi için sürecin işlediğini belirterek, talepnamenin önümüzdeki günlerde ABD’ye gönderileceğini açıkladı.
Peki bundan sonra ne olacak? Nasıl bir süreç işleyecek? Şüpheli ve onu ABD’ye kaçırdığı iddia edilen annesinin Türkiye’ye iadesi hemen mümkün mü? New York Barosu avukatlarından Cahit Akbulut’a göre bu birkaç yılı bulabilecek bir süreç olabilir.
Türkiye’nin iade başvurusu ABD’de 4 ayrı aşamadan geçiyor
Dört ayrı aşama gerektiren iade talep sürecinde ilk başvuru ABD Dışişleri Bakanlığı’na yapılıyor. Bakanlık önce Türkiye ile Amerika arasında suçluların iadesi konusunda bir anlaşma olup olmadığına bakıyor. Akbulut bu noktada Türkiye ile ABD arasında 1980 yılında imzalanmış bir anlaşma olduğunu hatırlatıyor.
İncelemede ilk kriter, iadesi talep edilen kişinin en az bir yıl hapis cezası gerektiren bir suçtan dolayı yargılanıyor olması. Hukukçu, ölümlü trafik kazasına sebebiyet vermenin bu kriteri yerine getirdiği görüşünde.
Bir sonraki aşama, dosyanın Adalet Bakanlığı’na gönderilmesi. Akbulut bu noktada Türkiye’nin ABD Adalet Bakanlığı’na böyle bir suçun işlenip işlenmediği ve iadesi istenen kişi tarafından işlendiği sorularına yanıt veren kapsamlı bir dosya sunmuş olması gerektiğinin altını çiziyor.
“ABD’de ilk yargılama tutuksuz olabilir”
ABD Adalet Bakanlığı da iade talebinin haklı gerekçelerle yapıldığına kanaat getirdiğinde dosya bu kez federal bir mahkemeye sevkediliyor. Türkiye’nin sunduğu deliller bir kez de hakim tarafından inceleniyor ve aynı kanaate varırsa zanlı hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkarılıyor. Avukat Cahit Akbulut, hakim karşısında kendini savunma hakkı tanınan zanlı ya da zanlıların bu noktada tutuksuz yargılanma olasılıklarının yüksek olduğunu belirtiyor.
Türkiye’nin iadesini talep ettiği kişi ya da kişilerin suçlarının sabit olduğuna ABD’de bir federal mahkeme de kanaat getirirse, dosya tekrar başladığı noktaya, yani Dışişleri Bakanlığı'na dönüyor. Bakanlık bu kez Türkiye’den adil yargılama, insani muamele gibi konularda çeşitli teminatlar istiyor. Bu teminatlar sonrasında bakanlık, iade etme ya da etmeme konusunda son kararı verebilir. Yani kanaat iade eden ülkede, bu durumda ABD’de, olacak.
Tüm bunlar için şüphelilerin, avukat ekibine 50-100 bin dolar arasında değişen bir savunma bütçesi de ayırması söz konusu.
“ABD vatandaşı olması avantaj”
Peki Amerika iade konusunda hangi tercihi yapar?
Akbulut, Türkiye’nin ayrıntılı deliller barındıran detaylı bir dosya sunması halinde Amerika’nın şüpheliyi iade etmesinin kolay olacağını ancak iade konusunda son kararın ABD’nin takdirine kaldığını vurguluyor.
Akbulut, “Amerikan vatandaşı olmasının bir avantajı var. Çünkü bu anlaşmaya göre iki ülkenin kendi vatandaşlarını iade etmeme konusunda takdir hakları var” diye ekliyor.
ABD’ye dünyanın birçok ülkesinden gelen iade talepleri olduğunu hatırlatan hukukçu, bu nedenle iki ayrı bakanlık ve federal mahkemeden geçen aşamaların aylar hatta birkaç yıl sürebileceğini söylüyor.
“İadeye gerek kalmadan Türkiye’ye döneceklerini düşünüyorum”
Avukat Akbulut, İstanbul Havaalanı’nda kaydedilen güvenlik kamerası görüntülerinde elinde tuttuğu pasaportun Amerikan pasaportuna benzediği için ABD vatandaşı olduğu düşünülen 17 yaşındaki T.C. ve ailesinin Türkiye’ye döneceği görüşünde.
Akbulut, “Ailenin şu anda Türkiye’deki olayların biraz yatışmasını, sakinleşmesini, kamuoyunda biraz daha olayın kabullenilmesini beklediğini, belli bir süre sonra Türkiye’ye dönüp yine Türk hukuku, adalet önünde teslim olacaklarını, yani bu iade talebine de gerek olmayacağını düşünüyorum” dedi.
Forum