ABD Kongresi’ndeki Cumhuriyetçiler, Rusya işgali altındaki Ukrayna’ya daha fazla askeri yardım karşılığında göçmenlik sisteminde değişiklik yapılmasını talep ediyor. Demokrat Başkan Joe Biden Senato’da bu konuya ilişkin müzakerelerde daha aktif bir rol üstleniyor.
Başkan Biden sınır güvenliği konusunda önemli tavizler vermeye hazır olduğunu söylemiş; Beyaz Saray bütçe direktörü Shalanda Young Pazar günü CBS kanalına verdiği röportajda, “Her iki tarafın üzerinde uzlaşabileceği bir anlaşmaya varma zamanı” demişti.
Cumhuriyetçiler ABD’nin güney sınırında tüm göçmenlerin yeterli düzeyde taranamadığını ve sınırdan geçenlerin ülkenin kaynaklarını zorladığını söyleyerek, rekor sayıda göçmenin güvenlik tehdidi oluşturduğunu savunuyor.
Cumhuriyetçi Kongre üyeleri, sınır güvenliği konusunda adım atmayıp savaş zamanı bile olsa milyarlarca doların başka ülkelere gönderilmesini seçmen tabanına anlatamayacakları gerekçesiyle bu konuda somut değişiklikler bekliyor.
Müzakerelere öncülük eden Cumhuriyetçi Senatör James Lankford CBS’e verdiği röportajda Meksika’dan ABD’ye geçenlerin sayısındaki artışa işaret ederek, “kontrolden çıkan durumun yeniden kontrol altına alınması için” bazı araçlara ihtiyaç olduğunu söyledi.
Demokrat Parti adına müzakerelere katılan Senatör Chris Murphy ise NBC’ye verdiği röportajda Cumhuriyetçiler’in taleplerinin makul olmadığını savunarak, “Tehlikeli ve sefil koşullardan kurtulmak için buraya gelenlere ABD’nin kapısını kapatmak istemiyoruz” dedi.
Müzakereler kapalı kapılar ardında yapılsa da görüşmelerde sığınmacı başvurusu standartları, insani izin ve hızlı sınırdışı yetkisi gibi konuları kapsadığı biliniyor.
İnsani gerekçeyle izin yetkisi
İnsani gerekçeyle izin uygulamasını kullanarak ABD hükümeti, olağan göçmenlik sürecini baypas edip göçmenleri ülkeye alabilir. Bu yetkinin, “acil insani sebepler ya da ciddi kamu yararı” gibi gerekçelerle karşı karşıya kalınan her durum kendi içinde değerlendirilerek kullanılması gerekiyor.
Göçmenler genellikle çerçevesi önceden belirlenmiş bir süre için ülkeye kabul ediliyor ve vatandaşlık yolu da açık olmuyor.
Yıllar içinde hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi yönetimler, bu yetkiyi ABD’ye göçmen kabul etmek amacıyla kullandı.
Başkent Washington’da bulunan Cato Enstitüsü’nün bir araştırmasına göre, 1950’lerde Macaristan’dan; 1970’lerde Vietnam, Kamboçya ve Laos’tan; 1990’ların ortasında ABD ile çalışan Iraklı Kürtler’in ülkeye kabul edilmesinde bu yetki kullanılmıştı.
Başkan Biden döneminde insani izin yetkisi yoğun şekilde kullanıldı. ABD, Taliban’ın yönetimi ele geçirmesinin ardından Afganistan’dan 80 bin kişiyi uçakla Kabil’den ABD’ye getirmişti. Rusya işgalinden kaçan on binlerce Ukraynalı da ABD’ye göçmen olarak alındı.
Demokrat Biden yönetimi Ocak ayında Küba, Haiti, Nikaragua ve Venezuela’dan, bu kişilerin mali bir destekçisi olması ve Meksika sınırına gitmek yerine ABD’ye uçakla gelmeleri koşuluyla 30 bin kişinin kabul edilmesi için bir plan açıkladı.
ABD hükümeti rakamlarına göre, Ekim ayına kadar yaklaşık 270 bin kişi bu program kapsamında ABD’ye kabul edildi. Bundan ayrı olarak Meksika sınırında geçiş izni vermek için kullanılan CBP One adlı aplikasyon üzerinden de 324 bin kişi randevu aldı.
Cumhuriyetçiler bu programa tepki gösterdi. Cumhuriyetçi Vali yönetimindeki Teksas eyaleti Küba, Haiti, Venezuela ve Nikaragua’dan göçmenlerin kabul edilmesinde kullanılan programın durdurulması için Biden yönetimine dava açtı.
Sığınma başvurusu sürecinde ne değişebilir?
Sığınma bir göçmenin ABD topraklarında kalmasını ve vatandaşlık yolunun açık olmasını sağlayan bir tür koruma.
Bir kişinin sığınma başvurusunda bulunabilmesi için, ırk, din, uyruk, bir sosyal gruba dahil olma veya siyasi görüş gibi gerekçelerle kendi ülkesinde yargılanma korkusu yaşadığını göstermesi gerekiyor.
Sığınma başvurusunda bulunacak olanların bu talepte bulunduklarında ABD topraklarında olması gerekiyor. Bu kişiler genellikle bir mülakat sürecinden geçiyor.
Sığınma hakkı alma olasılığının bulunduğuna kanaat getirilmesi halinde, göçmenlik mahkemelerinde süreçlerini yürütmek üzere ABD’de kalmalarına izin veriliyor. Bu süreç yıllar alabiliyor, sığınma başvurusunda bulunanlar çalışmaya başlayabiliyor, evlenebiliyor, çocuk sahibi olabiliyor ve ABD’de bir yaşam kurabiliyorlar.
Bu politikayı eleştirenler çoğu kişinin göçmenlik mahkemelerinde davaları bir sonuca kavuştuğunda sığınma alamadıklarını; ancak göçmenlerin sığınma başvurusunda bulundukları taktirde ABD’de yıllarca kalabilme imkanına sahip olacaklarını bildiklerini belirtiyor.
Kongre üyeleri sığınma başvurusunda bulunacak olan göçmenlerin aşması gereken ilk mülakatta çıtayı biraz yükseltmek istiyor. Yukarıda belirtilen kriterlerde yargılama riskiyle karşı karşıya olduğunu yeterince güçlü bir şekilde gösteremeyenlerin, ülkelerine iade edilmesi talep ediliyor.
Emekli göçmen mahkemesi yargıcı Paul Schmidt ise göçmenlerin bu mülakata genellikle travmatik ve yorucu bir yolculuktan sonra sınıra geldikten sonra girdiklerini ve ilk aşamadaki bu mülakatın amacının zayıf sığınma başvurusu talepleri olanları elemek için kullanıldığını söylüyor.
Hızlandırılmış sınırdışı ne demek?
1996’da Kongre’nin uygulamaya başladığı hızlandırılmış sınırdışı politikası temel olarak düşük düzeyli göçmenlik görevlilerinin bazı göçmenleri hızlı bir şekilde sınırdışı edebilmesini sağlıyor. Bu uygulama 2004 yılına kadar yaygın şekilde kullanılmıyordu.
Uygulamayı savunanlar bunun göçmen mahkemelerinde yığılan dava yükünü hafiflettiğini savunuyor. Göçmen haklarını savunanlarsa bu uygulamanın hataya açık olduğunu ve göçmenlere yeterli koruma sağlamadığını belirtiyor.
Eski Başkan Donald Trump hızlandırılmış sınırdışı uygulamasını genişletmek istemiş ancak buna karşı çıkanlar dava açmıştı.
Değişiklikler ne getirebilir?
Önerilen değişiklikler konusunda yaşanan görüş ayrılıkları caydırıcılığın işe yarayıp yaramadığı konusunda kitleniyor.
Eski göçmen mahkemesi yargıcı olan Andrew Arthur bunun işe yaradığı görüşünde. Sığınma başvurusunda bulunmak isteyenlerin ülkelerinde belirli gerekçelerle yargılama olasılığı ile karşı karşıya kalmaktan korktuklarını göstermelerini öngören standartlara getirilecek değişiklikler ve insani gerekçeyle izin uygulamasının kullanılmasına ilişkin olası kısıtlamalar gidişatı değiştirebilir.
Bir diğer emekli yargıç Schmidt ise göçmenlerin çaresiz olduğunu, ABD Sınır Devriyesi’nden kaçınmak amacıyla tehlikeli yolculuğu her şekilde yapabileceklerini belirterek, “Çaresizliğe kapılan insanlar her şeyi göze alırlar’’ diyor.
Forum