Erişilebilirlik

Hamas-İsrail savaşının Ortadoğu ülkeleri açısından sonuçları ne olacak?


İsrail-Hamas çatışması ve ardından yaşanan gelişmelerin bölgesel bir savaşa dönüşmesinden endişe ediliyor
İsrail-Hamas çatışması ve ardından yaşanan gelişmelerin bölgesel bir savaşa dönüşmesinden endişe ediliyor

Hamas'ın 7 Ekim sabahı İsrail'e karşı başlattığı saldırılar ve İsrail'in misillemesiyle tetiklenen savaş devam ediyor. İsrail, Gazze Şeridi’nde bir kara harekatına hazırlanırken, Lübnan Hizbullah’ının potansiyel müdahalesi ve İran’ın tansiyonu yükselten açıklamalarıyla çatışmaların bir bölgesel savaşa yol açması endişesi de artıyor.

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, “Gazze halkına karşı işlenen savaş suçlarına kayıtsız kalamayacaklarını” söyleyerek, “direniş cephesinin” önümüzdeki saatlerde “önleyici eylem” gerçekleştirebileceğini açıkladı.

“Direniş cephesi” terimi, İran, Filistinli örgütler, Suriye, Lübnan Hizbullah’ı gibi gruplar arasındaki ittifak olarak anlaşılıyor.

Abdullahiyan, 16 Ekim’de eski adı Twitter olan X sosyal medya platformundan yaptığı paylaşımda da siyasi çözümler için zamanın daraldığını söyleyerek, İsrail ve Hamas arasındaki savaşın “diğer cephelere yayılması ihtimalinin kaçınılmaz aşamaya yaklaştığını” kaydetmişti.

Lübnan’ın güneyindeki İsrail sınırında da 8 Ekim'den bu yana Hizbullah ve İsrail ordusu arasında çatışmalar sürüyor. İsrail Hava Kuvvetleri Lübnan'dan İsrail'e açılan ateşe yanıt olarak bu sabah Lübnan'da bulunan Hizbullah hedeflerini vurduğunu duyurdu.

“Lübnan kamuoyu Hizbullah’ı İsrail’e karşı frenlemeye çalışıyor”

1980’li yıllarda gazeteciliğe başlayan, Irak'ta Körfez Savaşı'nı 12 yıl boyunca izlemesinin ardından Lübnan'da 14 yıl yaşayan Ortadoğu konusunda uzman gazeteci Eyüp Coşkun, VOA Türkçe’ye savaşın Ortadoğu ülkeleri açısından muhtemel sonuçlarını değerlendirdi.

Hamas-İsrail savaşının Ortadoğu ülkeleri açısından sonuçları ne olacak?
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:05:24 0:00

Coşkun, İsrail’in Gazze’ye yönelik başlatması beklenen kara operasyonunun savaşın diğer cephelerinin açılıp açılmayacağı konusunda belirleyici olacağını söyledi.

Gazeteci Coşkun, “Hizbullah’ın kuruluş gayesi zaten Filistin’i özgürleştirmek, orada bağımsız bir devlet kurulmasını sağlamak. Bunun için de bugüne kadar İran’dan ve diğer ülkelerden aldığı destekle çok güçlü bir altyapı oluşturdu. Arkasından bunun Mısır boyutu, Golan tepeleri üzerinden Suriye boyutu da var. Bütün bunlar İsrail’i yakın çevresinde birebir etkileyecek ana unsurlar. Zaten Hizbullah da birkaç gündür yoğun bir biçimde İsrail’i sınırdan kaşıyor. Bu, hem Hizbullah’ı bugüne kadar destekleyen unsurlara çok önemli bir boyut kazandırıyor hem de kendisini destekleyen malum İran’a da bir mesaj göndermiş oluyor; ‘ben birincil amacımdan sapmadım, her zaman İsrail’i vurmaya hazırım, yeter ki bölgesel olarak bu konuda daha net bir tavır alınsın" diye konuştu.

Lübnan kamuoyunun Hizbullah’ı İsrail’e karşı frenlenmeye çalıştığını da belirten Coşkun, “Lübnan zaten ekonomik olarak son birkaç yıldır perişan durumda olduğu için yeniden İsrail’le savaşa girilecek olursa Lübnan’ın beli bir türlü doğrultulamaz ve çok ağır bedel öder endişesi içinde Hizbullah’ı frenlemeye çalışıyorlar” dedi.

Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e saldırmasının ardından İsrail Gazze'ye yoğun hava operasyonları düzenliyor - 10 Ekim 2023
Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e saldırmasının ardından İsrail Gazze'ye yoğun hava operasyonları düzenliyor - 10 Ekim 2023

İsrail’in Mısır ve Suriye ile sorunları

Lübnan Hizbullah’ı ve İran’la karşı karşıya olan İsrail’in Mısır ve Suriye’yle de çözülmeyi bekleyen sorunları var. Sınır komşusu Suriye ile başlıca sorun, İsrail’in 1967'deki Altı Gün Savaşı'nda Suriye'den ele geçirerek işgal altında tuttuğu Doğu Akdeniz'in en stratejik ve en verimli su kaynaklarına sahip Golan Tepeleri.

İsrail’in Gazze’ye de sınırı bulunan Mısır’la arasındaki en önemli sorun ise, stratejik konumu ve güvenlik güçlerine yönelik saldırılarla gündemden hiç düşmeyen Sina Yarımadası. 1967’de Arap ülkeleriyle İsrail arasında yaşanan savaşta, Golan Tepeleri’nin yanı sıra İsrail bu bölgeyi de işgal etti. Daha sonra yapılan anlaşmayla İsrail Sina’dan çekildi. Gelinen noktada Mısır tarafındaki ana endişe, İsrail’in Filistinlileri Gazze'den Sina'ya toplu geçişe yönlendirmesi ihtimali. İsrail ordusuysa X üzerinden yapılan açıklamada bu konuda resmi bir çağrıda bulunmadıklarını vurguladı.

“Filistinlilerin gidebilecekleri tek bir nokta var: Sina”

Ancak İsrail ordusu abluka altındaki Gazze Şeridi'nin kuzeyinde yaşayan ve yaklaşık 1,1 milyon kişiden oluştuğu belirtilen Filistinlilerden bölgenin güneyine geçmelerini istiyor. İsrail’in bu hamlesi toplamda 2,3 milyon Filistinliyi güneyde 230 kilometrekarelik alana sıkışmaya zorluyor.

Uzun yıllar Ortadoğu ülkelerinde görev yapan gazeteci Coşkun da İsrail’in bu adımının bölgedeki demografik dengeleri alt üst edeceğini söyledi. Coşkun, “Bu göçü kimse kaldıramaz. Gidebilecekleri tek bir nokta var; bu da 1950’li yıllarda tartışılan Filistinlileri Sina’ya gönderme planı. Filistinlileri Gazze’deki o bölgeden tamamen kaydırarak, yeni Filistin’i Sina’da kurmayı deniyorlar. Ama bu planların yürümesi mümkün değil. Oraya gidecek olan insanları öncelikle Mısır kabul edecek mi? Mısır için de inanılmaz bir sorun yumağı olacak orası. Herkes net olarak biliyor ki bu insanlar ufacık güney Lübnan’a sıkıştırılacak, büyük bir bölümü de Sina’ya yönlendirmeye çalışılacak” dedi.

Coşkun, Mısır’ın bu nedenle Gazze ve Mısır arasındaki tek geçiş noktası olan ve 2007 yılında İsrail ile imzalanan bir anlaşma uyarınca Mısır'ın kontrolünde bulunan Refah Sınır Kapısı’nı kapalı tuttuğunu da belirtti.

Arap ülkeleriyle ilişkiler sil baştan

Savaş, İsrail’in Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn ile Abraham Anlaşmalarını da imzalayarak Arap ülkeleriyle ilişkilerini yumuşattığı bir dönemde patlak verdi. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Coşkun, savaş nedeniyle İsrail ile Arap dünyası arasındaki ilişkilerin de ‘sil baştan’ olacağını söyledi. Coşkun, “Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinin bazıları çok yoğun biçimde İsrail ile ilişki içine girmişti. İsrail’le en üst düzeyde görüşmeler sürüyordu. Ortadoğu ülkeleri yaklaşık 70 yıldan beri kanayan bir yara olan ve bir türlü sonuçlanmayan Filistin sorununu ‘bir de bu şekilde çözmeyi deneyelim’ diyerek İsrail’le benzeri olmayan şekilde yakınlaşmaya girişmişti. Bundan birkaç yıl önce Suudi Arabistan’ın, Katar’ın İsrail ile bu tür ilişkiler içine gireceklerini hiç kimse hayal bile edemezdi. Ama ne yazık ki Hamas’ın bu son operasyonuyla Ortadoğu’daki barış çabaları yeniden büyük bir darbe almış oldu” dedi.

Kuruluşundan bu yana İsrail ile barış anlaşmalarına karşı çıkan ve İsrail’in varlığını kabul etmeyen Hamas’ın Filistin sorununda artık ön plana çıktığını söyleyen Coşkun, “Bütün dünya Filistin meselesi deyince başta İsrail olmak üzere Batı Şeria’da yerleşik olan Filistin Kurtuluş Örgütü geçmişi olan Mahmud Abbas’la birinci derecede muhataptı. Bu operasyonla Hamas ilk defa çok değişik bir şekilde ve İsrail’in de öngörmediği bir şekilde ön plana çıktı. Bu durum ilişkileri mutlaka çok olumsuz etkileyecektir” diye konuştu.

Coşkun, çatışmalar öncesinde Arap dünyasının İsrail’le yakınlaşmasının da Filistin sorununu çözüme taşımaktan uzak olduğunu savunarak, “Filistin meselesini çözmek için eskiden beri Suudi Arabistan, Mısır ve özellikle son dönemde de Katar öncü olmaya çalıştılar. Ama bu sorunun bu şekilde çözülmesi zaten mümkün değil. Bu, sadece İsrail’e zaman kazandıracak bir girişimdi ve bence perde arkasında tamamen başta Amerika olmak üzere Batılı ülkeler vardı. ‘Bir devlet oluşturmadan Hamas’ı ve FKÖ’yü bir barış çabasının içine sokabiliriz’ düşüncesi vardı. Fakat zaten bunlar bence ölü doğmuş adımlardı. Hamas da zaten bu barış planını patlattı” ifadelerini kullandı.

“Bombalayarak Gazze’yi ortadan kaldırmak mümkün değil”

Coşkun, Filistin sorununun köklü çözümü için bağımsız iki devletli çözümünün hayata geçmesi gerektiğini söyleyerek, “Bu iki ayrı devletin de ortak başkenti Kudüs olacak. Çünkü kimse Kudüs’ten de vazgeçmek istemiyor” dedi.

İsrail’in Gazze’deki Hamas sorununu da savaş yoluyla çözmesinin mümkün olmadığını kaydeden Coşkun, “İsrail bunu 32 gün boyunca Lübnan’da denedi. Güney Lübnan’ı alt üst etti. Lübnan’ın büyük bir bölümünü, Beyrut’u bombaladı. Ne oldu? İki yıl içinde o binalar yeniden yapıldı. Yeniden Hizbullah daha da güçlü olarak ortaya çıktı. O nedenle bombalayarak Gazze’yi ortadan kaldırmak mümkün değil” şeklinde konuştu.

Forum

XS
SM
MD
LG