Türkiye’de ikinci tura kalan cumhurbaşkanlığı seçimlerini VOA Türkçe’ye değerlendiren Washington Enstitüsü’nde uzman Soner Çağaptay Erdoğan’ın arkasındaki medya gücüne rağmen yüzde 50’nin altında kalmasının siyasi olarak rahat ve popüler olmadığı anlamına geldiğini söyledi.
Çağaptay’a göre Kılıçdaroğlu’nun aldığı oy da Türkiye’de sol partilerin ya da adayların aldığı oyla karşılaştırıldığında bir rekor.
Washington Ensititüsü Türkiye Programı Direktörü Soner Çağaptay 14 Mayıs'taki seçim sonuçlarını değerlendirdi. Kemal Kılıçdaroğlu'nın büyük şehirler ve sahil kesimindeki kentlerin oylarını almış olsa da hala İç Ege dahil, İç ve Doğu Anadolu, Karadeniz'in oylarına sahip olamadığını belirtti. Sinan Oğan'ın göçmen karşıtı söylemiyle artık Türk siyasetinde kalıcı bir yeri olduğunu ifade eden Çağaptay, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da arkasındaki medya gücüne rağmen yüzde 50'nin altında kalmasının önemine vurgu yaptı.
"Erdoğan’ın yüzde 50’ye ulaşmaması aslında rahat ve popüler olmadığını gösteriyor"
Çağaptay’a göre, seçimin kazananı yüksek katılım nedeniyle Türk demokrasisi oldu, kaybedeni ise anket şirketleri.
Çağaptay, “Millet İttifakı bazı yerlerde çalıştı iyi performans gösterdi ama bazı yerlerde milliyetçi Türk oylarını alamadı, bazı yerlerde HDP oylarını alamadı. İki tarafa da yaranamadı diyebiliriz. Bu açıdan baktığımızda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimleri kazanabileceğini söyleyebiliriz” dedi.
“Erdoğan’ın da görevde olmasının verdiği avantajlara rağmen yüzde 50’ye ulaşamamış olması aslında o kadarda siyasi olarak rahat ve popüler olmadığını bize gösteriyor” sözleriyle iki tarafında kazanamadığı vurgusu yapan Soner Çağaptay, CHP’nin temsil ettiği ideolojik hareketlerin dünyada yükselişte olmamasına ve zamanın ruhunun dışında olmasına rağmen solun yüzde 45’e ulaşmasını da bir kazanç olduğunu kaydediyor.
Çağaptay, “Tarihsel perspektiften baktığımzıda Türkiye’de sol hiçbir zaman güçlü olamadı yüzde 50’yi geçemedi. Kılıçdaroğlu’nun aldığı oy, Türkiye’de sol partilerin ya da adayların aldığı oyla karşılaştırıldığında bir rekor. Şimdiye kadar bu rekoru 1977’deki seçimlerde Bülent Ecevit kırmıştı ki o dönemde dinamikler çok farklıydı, popüler bir liderdi Ecevit. Türkiye’de ve Avrupa’da solun sosyalizmin ve işçi hareketlerinin güçlü olduğu bir dönemdi. O dinamiklerde bile Ecevit yüzde 41 kazanmıştı, Kılıçdaroğlu yüzde 45 oy aldı. Bu bir başarı fakat nihai olarak kazanamadı” dedi.
"Oğan, Türk siyasetinde kalıcı bir olgu"
Türkiye’de ülke genelindeki oy dağılımına bakıldığında mülteci karşıtı bir siyasi hareket ve partiden söz etmenin mümkün olduğunu belirten Çağaptay, Sinan Oğan’ın temel şiarı mülteci karşıtlığı olan bir üçüncü politika kampını temsil ettiği görüşünde. Sinan Oğan’ın Türk siyasetinde kalıcı bir olgu şeklinde yerini aldığını belirten uzman, oy aldığı kitlenin de AK Parti ve MHP’den ziyade bağımsız tepki seçmeni olduğunu söyledi.
“Erdoğan AB ve ABD’yi aleni hedef göstermedi”
Seçimin son haftalarında başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere Cumhur İttifakı siyasetçilerinin Amerikan karşıtı söylemlerini de sorduğumuz Washington Enstitüsü’nde uzman Soner Çağaptay, Erdoğan’ın geçen seçimlere kıyasla batı aleyhtarı söylemi fazla kullanmadığını görüşünde.
Çağaptay, “Siyasi istikbali ve iç kimliği ne olursa olsun ekonomik olarak batı ile entegre bir Türkiye var. Türk Amerika ilişkilerinin önemi var. Doğal kaynakları kıt, sermaye birikimi de zayıf olan Türkiye’nin büyümesi refah içinde olan ülkeler arasına girmesi için sermaye girişinin devam etmesi gerekiyor. Uluslararası piyasalarla entegre olmak durumunda. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bilinçli olarak bazı istisnalar hariç Avrupa Birliği ve Amerika’yı aleni olarak hedef göstermediğini düşünüyorum” diyor.