Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri’nin sonuçları Türkiye’de yaşayan 3,7 milyon Suriyeli’yi de yakından ilgilendiriyor.
Suriyeli sığınmacılara yönelik politikaların seçim kampanyası döneminde sıkça tartışılan konulardan biri olması Türkiye’de yaşayan Suriyeliler üzerinde önemli etki yaratmış görünüyor. Suriyeliler, Türkiye’deki seçimleri en az Türk halkı kadar yakın takip ediyor.
Peki seçimlerde AK Parti’nin mecliste çoğunluğu elde etmesi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunu galip bitirmesi hakkında Türkiye’deki Suriyeliler ne düşünüyor? Türkiye’de yükseliş eğilimi gösteren milliyetçilikten tedirginler mi? Hükümetin Esat rejimiyle ilişkileri normalleştirme girişiminden öfkeliler mi? Kendileri için nasıl bir gelecek öngörüyorlar? VOA Türkçe, 500 bin civarında Suriyeli sığınmacının yaşadığı Gaziantep’te bu soruların yanıtını aradı.
Kimliklerini belli etmemek için kod isim kullanarak VOA’ye konuşan Suriyeliler’in çoğu AK Parti ve Erdoğan’ın seçimlerde sağladığı başarıdan memnun. Özellikle dini kimliği ya da ülkelerine geri gönderilme kaygısını öne çıkaranlar Erdoğan’ı destekliyor. Kimisi Erdoğan’a kalpten bağlı, kimisiyse güvendiğinden değil ama başka seçeneği olmadığından “Erdoğan” diyor.
“Suriyeliler AK Parti’yi kendilerini koruyan parti olarak görüyor”
Geçici koruma statüsüne sahip olduğu için oy kullanamayan ve 5 yıldır Türkiye’de yaşayan 37 yaşındaki Mustafa Ali, seçim sonucunun Suriyeliler için iyi olduğunu belirterek, “Buradaki Suriyeliler’in yüzde 95’i Erdoğan ve AK Parti’yi destekliyor çünkü AK Parti’yi kendilerini koruyan parti olarak görüyorlar” diyor.
2015’te Türkiye’ye gelen ve henüz Türk vatandaşı olmamış 32 yaşındaki Mustafa adlı bir başka Suriyeli de, “Erdoğan’ın seçimi kazanmasından çok mutluyum. Türk vatandaşı olsaydım ben de kesinlikle Erdoğan’a oy verirdim. Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığını kaybetmesi ihtimalinden korkuyorum çünkü bu durum Türkiye’deki Suriyeliler’in varlığını tehlikeye atacaktır” diye konuşuyor.
Bazılarının Erdoğan’a olan bağlılıklarında ise dini unsurlar öne çıkıyor. Mustafa Ali, “Bazı Suriyeliler Erdoğan’ı Müslümanlar’ın halifesi gibi görüyor. Erdoğan’ın dünya genelindeki Müslüman emirlerinden biri olduğunu düşünen çok kişi gördüm” diyor.
Gaziantep’te esnaflık yapan ve isminin açıklanmasını istemeyen bir Suriyeli de, Erdoğan’a sevgisini, “İyi bir Müslüman. Burada çok rahat camiye gidebiliyorum. Avrupa’da böyle değil” sözleriyle dile getiriyor. Türk vatandaşı olarak oy kullanan Suriyeli, Erdoğan’a oy vermesinin bir diğer nedenini de şehirde “çok güzel parkların” olması olarak gösteriyor, ayrıca hayat pahalılığının sadece Türkiye’de değil diğer ülkelerde de olduğunu savunuyor.
“Erdoğan’a güvenmekten başka seçeneğimiz yok”
Bazılarıysa Erdoğan’a güvenmekten başka seçenekleri olmadığı görüşünde ve Erdoğan için “acı tatlı seçenek” diyor.
Mustafa Ali de, “AK Parti de Suriyeliler’i geri gönderiyor ama Suriyeliler’e karşı bunu bir kampanya malzemesi olarak kullanmıyorlar en azından. Muhalefet sürekli aynı şeyi söylüyor dolayısıyla bazı Suriyeliler ‘güvenmesek de Erdoğan’ı desteklemek zorundayız’ hissiyatına sahip” diye konuşuyor.
Suriyeliler arasında insan hakları ve demokrasi vurgusu yaparak Erdoğan’a karşı olan küçük bir kesim de var. Bunlardan biri de 8 yıldır Türkiye’de yaşayan ve Türk vatandaşı olan Kholud Şahin. 30 yaşındaki Şahin, Suriyeliler’e yönelik politikaları ve parti kadrolarında çeşitliliğe verdikleri önemden dolayı oyunu Yeşil Sol Partisi’ne vermiş.
Muhalefetin dile getirdiği “sığınmacıları geri göndereceğiz” söylemini Erdoğan’ın da dile getirdiğini, sığınmacıların hükümet tarafından kullanıldığını, 2-3 yıldır insan haklarını ihlal eden uygulamalarla sürekli sınır dışı edilmelerin sürdüğünü belirten Şahin, Erdoğan’ın Suriye’nin kuzeyindeki operasyonları ve Kürtler’e karşı muamelesini de onaylamadığını ifade ediyor.
Suriyeliler’in hepsi Kılıçdaroğlu’na karşı
Türkiye’de yaşayan hemen her Suriyeli’nin üzerinde birleştiği noktaysa, Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na olan karşıtlıkları. Muhalefetin “Suriyeli sığınmacıları geri göndereceğiz” söylemleri, Türkiye’deki sığınmacıları derinden etkilemiş. Kılıçdaroğlu başa gelirse sınır dışı edilmekten korkuyorlar.
9 yıl önce Türkiye’ye gelen ve bu süre içinde Türk vatandaşı olarak seçimlerde oy kullanan 33 yaşındaki Ali el Muhammed de, AK Parti ve Erdoğan’ın seçimlerde sağladığı başarı için “rahatladım” diyor.
“Sürekli korku içinde yaşıyoruz”
El Muhammed, “Haberlerde, muhalefetin iktidara gelirlerse hemen Suriyeliler’i sınırdışı etmek istediklerini okuyoruz. Türkiye’deki bütün Suriyeliler sürekli bir korku içerisinde yaşıyor. Eğer muhalefet kazanırsa başımıza ne gelecek? Sınırdışı mı edileceğiz? AK Parti muhalefetin tarzında konuşmuyor. Suriyeliler’i geri göndereceklerini ama bunu gönüllülük esasına göre yapacaklarını söylüyorlar. Bu olur mu bilmiyorum ama en azından zorla Suriye’ye sınırdışı edilmeyeceğiz” diye konuşuyor.
Suriyeliler’in çoğu savaş sonrası Türkiye’nin ve Türk halkının kendilerine kucak açmasından minnettar ama giderek artan oranda ayrımcılığa ve tehditlere maruz kaldıklarını da belirtiyorlar, yükselen milliyetçilikten kaygılılar. Bazı partilerin ve medyanın da sığınmacılara karşı hoşnutsuzluğu körüklediğinden şikayet ediyorlar.
“Dünyaya meteor çarpsa Suriyeliler yüzünden diyecekler”
Mustafa Ali, 3-4 yıl öncesine göre, özellikle de ekonomik krizden sonra ülkede Suriyeliler’e bakışın tamamen değiştiğini söylüyor.
Soyadının açıklanmasını istemeyen ve kendisini sadece Mustafa olarak tanıtan Suriyeli de, medyanın Suriyeliler’e karşı taraflı bir yayın izlediği görüşünde. Suriyeliler’in yanlışlarının medyada geniş yer bulduğunu, başarı hikayelerine ise yer verilmediğini söylüyor.
Ali el Muhammed de, muhalefeti, halkın Suriyeliler’e karşı öfkesini körükleyerek oy alma peşinde olmakla suçluyor. Ekonomik krizden bile Suriyeliler’in sorumlu tutulduğunu ifade eden el Muhammed, “Her şeyin sorumlusu biz değiliz. Dünyaya bir meteor isabet edecek olsa onda bile ‘meteoru Suriyeliler getirdi derler’” diyerek tepkisini dile getiriyor.
“Türk vatandaşı olduğumu gizliyorum”
Türk vatandaşı olmak da sığınmacılardaki güvenlik kaygısını ortadan kaldırmıyor. Hatta konuştuğumuz bir Türk vatandaşı Suriyeli, bazen Türk vatandaşı olduğunu ya da seçimde oy kullandığını gizlediğini söylüyor; bunu derse daha da büyük tepki gördüğünü anlatıyor.
Kholud Şahin, “Bazen ben Türk vatandaşı olduğumu söylemiyorum. Bunu desem bana gösterilen tepki ikiye katlanacak; hem Suriyeli hem Türk vatandaşlığı alan bir Suriyeli... (Gülerek) Yok ben Suriyeli olayım daha iyi olur” diyor.
Ali el Muhammed de, “2018’te Türk vatandaşı olmamdan bu yana asla toplum tarafından kabul edildiğimi hissetmedim” diyor. El Muhammed, “Diyelim bir dükkana giriyorsunuz, sizin Suriyeli olduğunuzu anladıkları anda sizi hor görmeye başlıyorlar. Türk vatandaşı olduğumu öğrendiklerinde şaşırıyorlar ve sizi sorulara boğuyorlar; Nasıl vatandaş oldun? Ne zaman oldun? gibi“ diye konuşuyor.
Suriyeliler Esat rejimiyle ilişkileri normalleştirme sürecinden tedirgin
AK Parti hükümetinin Esat rejimiyle ilişkileri normalleştirme girişimi de Türkiye’de yaşayan Suriyeliler’i tedirgin etmiş. Konuştuğumuz biri, Suriyeli sığınmacıların çok büyük bir kısmının, ”savaş suçlusu” dediği bir kişiyle şimdi el sıkışması ihtimali konuşulan Erdoğan’ın bu politikasından hayal kırıklığı duyduğunu belirtiyor.
Kholud Şahin, Türkiye ile Esat rejiminin ilişkilerinin normalleşmesi ihtimalini “korkunc bir şey” olarak nitelerken, sığınmacıların geri dönüşü konusunda olası bir anlaşmaya işaret ederek, “Suriye'ye dönmem benim için ölmem demek. Son gelişmelerden sonra tanıdığım birçok kişi Türkiye'den çıkış yolu bulmaya çalışıyor, ben de dahil. Erdoğan'a siyasete güvenmiyorum. Gerçekten öyle bir şey olursa, bizi geri gönderirlerse biz gerçekten öleceğiz” diyor.
Mustafa Ali de, “Kılıçdaroğlu seçimi kazanırsa ya da Erdoğan Esat’la el sıkışırsa Avrupa’ya gitmeyi düşünüyorum. İltica talebinde zaten bulundum. Başka seçeneğim yok” ifadesini kullanıyor.
“Türkiye’de kariyer yapma şansım yok, Avrupa’ya gitmek istiyorum”
Konuştuğumuz sığınmacıların hemen hemen tamamının arzusu bir zaman sonra Avrupa’ya gidip yerleşmek. Neredeyse hiçbirinin gelecek planlamalarında Türkiye’de kalmak yok. Suriye’den de ümidi kesmişler, savaşın biteceğine, bitse de sorunların çözüleceğine inançları kalmamış. Konuştuğumuz bir Suriyeli “gönüllü geri dönüş” söylemine güldüğünü ifade ediyor.
Kholud Şahin, Türkiye’de toplumun kendilerini kabul etmediğini, buna ilaveten bir kariyer yapma şansının da olmadığını söylüyor. “9 yıldır buradayım bırakın devlet kurumlarını özel sektörde bile çalışmam zor çünkü hep ayrımcılığa uğrayacağım ve ben buna katlanamıyorum” diyor.