Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye Yüzyılı” vizyonuna ilişkin açıklamasında 2023 yılında yeniden iktidarda olacağı vurgusuyla Cumhuriyet’in gelecek yüzyılı için AKP’yi birleşme adresi olarak gösterdi.
Erdoğan, bugün Ankara Spor Salonu’nda “Türkiye Yüzyılı” vizyonu tanıtımı toplantısında, 20 yıllık Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarındaki icraatlarını özetleyerek, 29 Ekim 2023 sonrası için tüm vatandaşlara önerilerde bulunma çağrısı yaptı. Erdoğan’ın ilk kez 1 Ekim’de TBMM açılışında kullandığı Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına yönelik “Türkiye Yüzyılı” ifadesine ilişkin tanıtım toplantısında konu başlıkları ve eylem planı açıklanacağı iddiası vardı. Ancak “Türkiye Yüzyılı” iddiasıyla neler yapılacağına ilişkin somut yeni bir adım açıklamadığı gözlemlenen Erdoğan, “Gelin, 29 Ekim 2023’e kadar Türkiye Yüzyılı’nı konuşalım, tartışalım, tekliflerimizi ortaya koyalım. Gelin, Türkiye Yüzyılı vizyonunu birlikte oluşturalım, birlikte inşa edelim” ifadesiyle aslında vatandaşların getireceği önerilerle bir vizyon belgesi oluşturulacağını açıkladı. Vatandaşların öneriler iletmesi amacıyla özel bir internet sitesi oluşturulduğu ve bunun en kısa zamanda kamuoyuna duyurulacağı da ifade edildi.
Erdoğan, “yeni anayasa” ve Kanal İstanbul Projesi dışında somut adım açıklamadığı konuşmasında, vatandaşlara “gelin” diye seslenerek gelecek Cumhuriyet Bayramı itibarıyla “Türkiye Yüzyılı” sürecini başlatmak için AKP ve Cumhur İttifakı iktidarını sürdürme mesajını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz yıl gündeme getirdiği Cumhuriyet’in gelecek yüzyılı için tümüyle gözden geçirilmiş “yeni anayasa” hazırlanacağı vaadini yineledi. Erdoğan, “Her şeyiyle milli iradenin ürünü yeni bir anayasayı ülkemize kazandırmak, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun ilk hedeflerinden biridir. Bu yeni anayasa, ülkemizin huzurunu güçlendirecek, milletimizin refahını yükseltecek, hukukun üstünlüğünü, çoğulculuğu, adaleti, hakkaniyeti tahkim edecek, her bir vatandaşımızın özgürlüklerini garanti altına alacak, gençlerimizin geleceklerine umutla bakmalarını sağlayacak. Özetle Türkiye Yüzyılı’na yakışacak şekilde hazırlayarak, Meclisimizin takdiri ve milletimizin onayıyla hayata geçirmekte kararlıyız. Bin yıldır vatanına, bir asırdır Cumhuriyetine, 80 yıldır demokrasisine, 15 Temmuz'da da istiklaline sahip çıkmanın bedelini ödeyen milletimizin böyle bir Anayasa’ya kavuşması en temel hakkıdır” dedi.
Oysa Erdoğan, 27 Mayıs 2021’de kendisine MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin sunduğu anayasa taslağı metninin ardından “Ortağımız MHP kendi taslağını bize böylece sunmuş oldu. Diğer partilerin de bu yönde hazırlıkları olduğunu biliyoruz. Bizim çalışmamız da bitti. Aynı şekilde biz de bunu kendilerine sunacağız. İnşallah yıl sonuna doğru tüm metinleri biraraya getirerek kapsamlı bir şekilde değerlendirecek ve ortak teklif haline dönüştürmenin yollarını arayacağız. Amacımız, Meclis’teki tüm partilerin yeni ve sivil anayasa çalışmalarına yapıcı, etkin, samimi destek vermeleri. Şayet yeni anayasayı kabul ettirip sunabilirsek, böylece milletimizin takdirine sunabilirsek çok çok güzel olur. Arzu edilen uzlaşma zemini oluşmazsa, Cumhur İttifakı olarak bizi destekleyen diğer partilerle kendi hazırlığımızı milletimizin takdirine sunmakta kararlıyız” demişti. Ancak geçtiğimiz bir buçuk yıl içinde Cumhur İttifakı tarafından Meclis’teki diğer partilere herhangi bir anayasa teklifi metni sunumu yapılmadı.
Başörtüsü ve aileyle ilgili anayasa değişikliğini Meclis’e sunulacak
Cumhurbaşkanı ve AKP Lideri Erdoğan, bugünkü konuşmasında ise “başörtüsüne güvence” ve “aileyi koruma” iddiasıyla anayasa değişikliği teklifi hazırlığını ise tamamladıklarını açıkladı.
“Başı açık veya başı örtülü tüm kızlarımızın, hanım kardeşlerimizin eğitim ve çalışma haklarını güvence altına alacak, ayrıca aile kurumumuzu sapkın akımların tehdidinden koruyacak bir Anayasa değişikliği teklifi hazırladık” diyen Erdoğan, gelecek hafta içinde anayasa değişikliği teklifini TBMM’ye sunacaklarını bildirdi.
Başörtüsüne güvence sağlanması gerektiğine ilişkin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun gündeme getirdiği yasa teklifi üzerine konuyu anayasa değişikliği boyutuna taşıyan Erdoğan, “aile fıtratı” ifadesiyle LGBT bireylere karşı söylemlere destek vermesiyle birlikte başörtüsü konusunun yanı sıra aileyi korumaya amacıyla da anayasa değişikliği yapılması gerektiğini savunmuştu.
Bugün de başörtüsü için “aslında tabii bir hak olan bu konunun ülkemizin gündeminden inşallah tamamen çıkmasını sağlayacağız” diyen Erdoğan, “Her gayretimiz gibi, bu girişimlerimizin gücünü de ülkemizde tesis ettiğimiz güvenden, huzurdan, özgürlük ve kardeşlik ikliminden alıyoruz” ifadesini kullandı. Erdoğan, İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye’nin imzasını geri çekmesi nedeniyle kadın haklarında gerileme eleştirilerine yanıt niteliğinde ayrıca “Kadın hakları ile ailenin korunmasını, birbirinin alternatifi değil birbirinin tamamlayıcısı gören bir anlayışla çalışmalarımızı yürütüyoruz” mesajını verdi.
Bu arada Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da iki maddelik bir teklif sunulacağının işaretini vermişti. AKP’nin teklifinde, evlilik kurumu için “eş” yerine “kadın-erkek birlikteliği” vurgusu yapılması bekleniyor.
Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun “taçlandırma” hedefini anımsattı
Bugün Erdoğan’ın konuşmasında “Gelin, Türkiye Yüzyılı’nda demokrasimizi, katılımcı demokratik bir Cumhuriyet kimliğiyle taçlandıralım” ifadesini kullanması dikkat çekti. Erdoğan’ın bu ifadesi, CHP’nin manifestosunu ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözünü anımsattı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 29 Ekim 2023 sonrasındaki ikinci yüzyıllık dönemi, 2020 yılı Temmuz ayında ana muhalefet partisi CHP’nin “İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi” ile gündeme taşınmıştı. Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı beyanname, güçlendirilmiş parlamenter sistemi içeren yeni anayasayı hayata geçirme, Siyasi Ahlak Yasası’nı çıkarma, seçim yasasında demokratikleşme gibi pek çok somut adım içeriyordu. Kılıçdaroğlu , “İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi” için ilk günden itibaren “Cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandırmalıyız” çağrısında bulunuyor.
Erdoğan, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılı hakkındaki hedeflerine ilişkinse “Gelin, Türkiye Yüzyılı’nı yeni bir milli mutabakat zemini haline dönüştürelim. Gelin, Türkiye Yüzyılında demokrasimizi, katılımcı demokratik bir Cumhuriyet kimliğiyle taçlandıralım. Gelin, Türkiye Yüzyılı’nda ülkemizi, bir asırdır enerjimizi yiyip tüketen her türlü taassuptan arındırıp, siyasetin eksenini emek ve eser üzerine yeniden kuralım. Gelin, Türkiye Yüzyılı’nda ülkemizdeki özgürlüklerin çerçevesini, pozitif özgürlük anlayışıyla tekrar çizelim. Gelin, Türkiye Yüzyılı’nda tam fırsat eşitliği ve hakkaniyet temelinde bir sosyal adalet anlayışını birlikte tesis edelim. Gelin, Türkiye Yüzyılı’nda asırlardır gerilemeyle, duraklamayla, yıkılmayla tarif edilen ülkemizin yükseliş dönemini başlatalım. Gelin, Türkiye Yüzyılı’nda ülkemizi herkesin kendi yankı odasından çıkıp birbirini dinlediği, birbirini anladığı, birbirine saygı duyduğu bir yer haline getirelim. Gelin, Türkiye Yüzyılı’nı fark edilen, fark atan, farkını hissettiren ve farklılıklarıyla zenginleşen bir ülke haline gelişimizin sembolü yapalım. Gelin, Türkiye Yüzyılı’nda erdem ve adalet devletini zirveye çıkartalım. Gelin, Türkiye Yüzyılı’nda ülkemizi küresel çarkın bir dişlisi olmak yerine lokomotifi haline dönüştürelim. Gelin, Türkiye Yüzyılı’nı milli ve yerli değerlerle evrenseli kuşattığımız, sözümüzü çağa söylediğimiz bir dönem haline getirelim” dedi.
Kanal İstanbul’da metin dışına çıktı, muhalefeti eleştirdi
“Türkiye Yüzyılı” vizyonunu oluşturmak için tüm vatandaşlara “gelin” diye seslenen Erdoğan, Kanal İstanbul Projesi’nden söz ettiği bölümde konuşma metni dışına çıktı ve muhalefet partilerine yönelik “kafası basmaz” gibi ifadeler kullandı.
Konuşma metninde olduğu üzere “Kanal İstanbul projesi, Türkiye Yüzyılı'mızdaki sözlerimizden biri olarak hedeflerimiz arasındaki yerini korumaktadır” diyen Erdoğan, sonrasında özetle “Muhalefet Kanal İstanbul'a karşı çıkıyor. Şimdiye kadar her atılan adıma karşı çıkıyorlar, dikili taşınız yok. Yapacağız, bak köprünün temelini attık Kanal İstanbul'da. Şu anda o yürüyor. İnşallah yakında da Kanal İstanbul çalışmaları başlayacak. İstanbul Boğazı'nı çevre tehdidinden kurtaracağız, Kanal İstanbul'la. Bu muhalefetin kafası basmaz, anlamaz bunları anlamaz. Bunlar 18 Temmuz Çanakkale Köprüsü'ne, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne, Osmangazi'ye hayır diyorlardı, yaptık. Siz ne derseniz deyin biz yürüyoruz” diye konuştu.
