WASHINGTON - İki NATO üyesi Türkiye ve Yunanistan Ege Denizi’nde kıta sahanlığı ve hava sahası konusunda uzun süredir anlaşmazlık yaşıyor. Birbirini ihlalle suçlayan iki ülke arasında söylemler sertleşirken, uzmanlar yaşanan gerilimin tırmanmasının Rusya’ya karşı ittifakın birliğine odaklanılmaya çalışıldığı bir dönemde NATO’nun işleyişini ve ittifakın birliğini etkileyebileceği uyarısında bulunuyor.
Son gerilim Türkiye’nin Yunanistan’ı Girit Adası’nda konuşlu bulunan Rus yapımı S-300 füze sistemlerini Türk savaş uçaklarına kilitlemekle suçlamasıyla patlak verdi.
Ankara geçen ay Doğu Akdeniz’de yapılan NATO misyonu uçuşları sırasında Yunan pilotların Türk savaş uçaklarına radar kilidi atarak tacizde bulunduğunu iddia etti. Atina ise bu iddialarını reddederek Ankara’yı hava sahasını ihlal etmekle suçladı.
Her iki ülke yaşanan olaylarla ilgili NATO’ya bildirimde bulunurken, NATO Müttefik Kara Komutanlığı’nın (LANDCOM) Twitter’dan paylaştığı 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlama mesajını Yunanistan’ın şikayeti üzerine silmesi Türkiye’de tepkilere yol açtı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 3 Eylül’de Teknofest’te yaptığı konuşmada Yunanistan’a karşı söylemini daha da sertleştirerek, “Ey Yunan, tarihe bak. Çok daha fazla ileriye gidersen, bunun bedeli ağır olur. Yunanistan’a tek cümlemiz var: İzmir’i unutma” dedi. Hafta içinde yaptığı bir başka açıklamada, genellikle de Suriye’nin kuzeyine yönelik olası askeri operasyon bağlamında kullandığı, “bir gece ansızın gelebiliriz” ifadeleriyle Atina’ya sert çıktı.
Erdoğan’ın sözleri Yunan yetkililer tarafından Türkiye’nin Ege Denizi’ndeki adalara karşı askeri bir adım atabileceğine yönelik bir tehdit olarak algılandı. Atina “egemenliğimizi savunmaya hazırız” dedi.
Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Çarşamba günü NATO, Avrupa Birliği ülkelerinin yanı sıra Birleşmiş Milletler’e yazdığı mektupta bu üç uluslararası kuruluştan Türk yetkililerin ölçüyü aşan ve saldırgan sözleriyle nitelediği açıklamalarını resmi olarak kınamalarını istedi.
ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan bir sözcü VOA Türkçe’ye Çarşamba günü gönderdiği açıklamada, Türkiye ve Yunanistan’a görüş ayrılıklarını diplomatik yollarla çözmeleri çağrısında bulundu.
Ukrayna’daki Rusya işgaline dikkat çeken sözcü, NATO müttefikleri arasında gerilimi artırabilecek açıklamaların yardımcı olmadığını kaydetti. Açıklamada “Yunanistan’ın adalar üzerindeki egemenliğinin sorgulanması söz konusu değil” denildi.
İki ülke arasında yükselen gerilim ABD Savunma Bakanlığı’nın Çarşamba günkü basın toplantısında da gündeme geldi. Pentagon sözcüsü bir gazetecinin sorusu üzerine, Yunanistan’ın S-300 füze sistemini Türk savaş uçaklarına kilitlediği iddialarına ilişkin bir yorum yapmadı; ancak ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin’ın daha önce iki ülkenin savunma bakanlarıyla yaptığı telefon görüşmelerinde Ege’de tansiyonun yapıcı diyalogla düşürülmesi gerektiğini vurguladığını hatırlattı.
Savaş olasılığı
Türkiye ve Yunanistan son elli yıl içinde üç kez savaşın eşiğine geldi. VOA Türkçe’ye konuşan uzmanlar, ikili ilişkilerin sorunlu tarihine ve her iki ülkenin iç siyaset dinamiklerine işaret ederek, yakın bir zamanda çözüm beklemediklerini ifade ediyor.
Eski Başkan Barack Obama döneminde Avrupa ve NATO politikasından sorumlu ABD Savunma Bakanı Yardımcısı Vekilliği görevinde bulunan Jim Townsend, “İki ülkenin üzerinde anlaşabileceği bir çözüm bulunması beceriye ve etki gücüne sahip bir arabulucu gerektiriyor. Ancak şu anda ufukta öyle bir şey görmüyorum” diyor.
2013 ile 2016 arasında Eski NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanı olan emekli General Philip Breedlove, Türkiye ve Yunanistan arasında uzun süredir var olan sorunların zaman içinde iniş-çıkış yaşadığını belirtti.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Ortadoğu Enstitüsü uzmanlarından Breedlove, Türkiye’deki yönetimin ülkeyi bu gerilimlerin, önceki yıllarda da olduğu gibi, bir kez daha yükselmesine yol açan bir yöne ittiği görüşünü dile getirdi.
Breedlove, NATO ve ABD’nin geçmişte benzer gerilimleri yönetebildiğini ve ittifakın hala bunu yapabilecek güçte olduğunu söyledi.
NATO’daki birliğin bozulabileceği endişeleri
Türkiye ve Yunanistan arasında yaşanan son gerilim, NATO’nun Rusya’nın Ukrayna işgali karşısında birleşik bir cephe sergilemeye odaklandığı bir döneme rastladı.
Uzmanlar gerilimin tırmanması halinde, Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in bundan faydalanabileceği ve krizin müttefikler arasında mutabakata dayalı olarak işleyen NATO’ya da sıçrayabileceği uyarısında bulundu.
Washington’daki Yeni Amerikan Güvenlik Merkezi (CNAS) Transatlantik Güvenlik Programı uzmanı Jim Townsend, “Avrupa’nın birliğinde olabilecek en ufak bir çatlağı Putin büyütebilir ve hatta kayayı bölebilir. O nedenle ülkelerden birinin diğerine zarar vermek için NATO’yu bir silah olarak kullanması halinde, bu durum Avrupa’nın birliğine zarar vermekle kalmayıp NATO konseylerine de taşınabilir” ifadelerini kullandı.
Eski Pentagon yetkilisi Townsend bu çatlakların, kış yaklaşırken Avrupa’ya doğalgazı şimdiden kesen Moskova tarafından suistimal edilebileceği uyarısında bulundu.
Seçim dinamikleri
Gelecek yıl hem Türkiye hem de Yunanistan seçime gidiyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir yanda ekonomik sorunlar diğer yanda da göçmen sorunları sebebiyle 20 yıllık iktidarına yönelik önemli bir meydan okumayla karşı karşıya olduğu yorumu yapılıyor.
2019’da göreve gelen Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in de anketlerde önde olsa da artan enerji fiyatları sebebiyle popülaritesinde bir azalma yaşadığı belirtiliyor. Yunanistan’ın gelecek yıl Haziran ayında seçime gitmesi bekleniyor.
Jim Townsend, “Her iki tarafta da söylem sorunun hep bir parçasıydı ve bu da çözüme pek yardımcı olmuyor” diyor.
Eski NATO komutanı Philip Breedlove da iki ülke arasında yaşanan gerilimde, kısmen hedef kitlenin seçmen olduğu görüşünde.
Denge politikası
ABD’nin önemli NATO müttefikleri olarak tanımladığı bölgede birbirine rakip Türkiye ve Yunanistan arasında bir denge gözettiği biliniyor.
Atina ve Washington, iki ülke arasındaki askeri anlaşmanın süresini beş yıllığına uzatmış, anlaşma geçen yaz Yunanistan Başbakanı’nın Mayıs ayı ortasındaki Washington ziyaretinden günler önce Yunan Parlamentosu’nda onaylanmıştı. Anlaşma ABD’ye Yunanistan’da daha fazla sayıda askeri üsse erişim imkanı veriyor.
ABD Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Mark Milley, geçen Temmuz ayında Yunanistan Genel Kurmay Başkanı Konstantinos Floros’la Pentagon’da biraraya gelmişti.
Yapılan yazılı açıklamaya göre iki askeri lider, “ortak çıkarlara ilişkin konuları” görüşmüştü.
Yunanistan Genelkurmay Başkanı ABD temasları kapsamında F-35 savaş uçağının üretildiği Teksas’taki Fort Worth tesislerini de ziyaret etti.
Bu ziyaretten kısa bir süre sonra bu kez Yunanistan Savunma Bakanı Nikolaos Panagiotopoulos 18 Temmuz’da Pentagon’da ABD Savunma Bakanı Austin’la görüştü. İki bakanın Amerika ve Yunanistan arasında artan savunma ortaklığını ve üsler, savunma modernizasyonu konularında yakın işbirliğini görüştükleri kaydedilmişti.
Pentagon’dan yapılan açıklamaya göre bakanların gündeminde, “Ege’de gerilimin yapıcı diyalogla düşürülmesinin gerekliliği” de vardı.
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin 25 Temmuz’da Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’la yaptığı telefon görüşmesinde Ankara’ya da benzer bir mesajı vermişti.
Türkiye ve Yunanistan’ın ABD’den savunma talepleri
Yunanistan ABD’den Lockheed Martin tarafından üretilen F-35 savaş uçağı almak için Haziran ayında resmi talep mektubunu gönderdi.
Türkiye ise Rusya’dan S-400 füze savunma sistemi satın alması sebebiyle üretici ortaklarından olduğu F-35 programından çıkarılmıştı.
Ankara Washington’dan F-16 savaş uçağı ve modernizasyon kiti satın almak istiyor. ABD’de yabancı ülkelere silah ve askeri ekipman satışları Kongre onayına tabi.
ABD Başkanı Joe Biden Haziran ayı sonunda yaptığı açıklamada Türkiye’ye F-16 satışını desteklediğini ve Kongre’den onayın alınabileceğini düşündüğünü söyledi.
Ancak Kongre’de Türkiye’ye F-16 satılmasına karşı olduğunu dile getiren önemli isimlerden biri Senato Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Bob Menendez.
VOA Türkçe’ye konuşan uzmanlar, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 füze savunma sistemini satın alma kararının, “Washington ve Ankara arasında geleneksel olarak çok güçlü olan savunma işbirliğine büyük bir darbe vurduğuna” dikkat çekti.
Pentagon’da yaklaşık 30 yıllık kariyerinde Türkiye ile ilgili konularda çalışan Jim Townsend, “Türkiye ile ABD arasında kaybedildiğini söylediği yakın çalışma ilişkisinin yeniden tesis edilmesini umduğunu” belirtti.
ABD’nin Türkiye’ye talep ettiği F-16’ları sağlayabileceği konusunda umutlu olduğunu söyleyen Townsend, Biden yönetiminin Kongre ile çalışarak bu transferin gerçekleşmesini sağlayabileceği görüşünde.
Ortak tehdide odaklanmak
Eski NATO Komutanı Philip Breedlove da iki müttefik ülke Türkiye ve Yunanistan’ın ABD’den F-16 ve F-35 talepleri çerçevesinde bölgedeki askeri dengenin nasıl etkilenebileceği sorusunu yanıtlarken tarafların ortak tehdide odaklanmaları gerektiğinin altını çizdi.
Breedlove, “Burada düşman Yunanistan’a karşı Türkiye ya da Türkiye’ye karşı Yunanistan değil. NATO’ya karşı Rusya. Ben Türkiye’nin F-35’leri alamıyorsa F-16 almasını isterim. Ama burada öncelikle düşmanın kim olduğunu kavramamız lazım” diye konuştu.
Türkiye’nin NATO’nun stratejik konsept belgesinde “Müttefiklerin güvenliğine yönelik en önemli ve en doğrudan tehdit” olarak tanımlanan Rusya’dan S-400 satın almasına atıfta bulunarak, Türkiye’nin kendisini NATO’nun düşmanına yaklaştıran bazı güvenlik kararları aldığını savundu.
Şu an yönetimde bulunmadığı için ABD hükümetinin politikası konusunda onun adına konuşamayacağını hatırlatan eski NATO Komutanı, ilişkilerde son yıllarda yaşanan sorunlara rağmen Türkiye’nin NATO’nun önemli bir parçası olmaya devam ettiğini ve bu nedenle “Amerika’nın Türkiye ile de ileri doğru yol almak istediği” görüşünü paylaştı.
Ancak Breedlove, Yunanistan ve ABD arasında askeri ve savunma konularında artan işbirliği bağlamında bir soruya verdiği yanıtta, “Yunanistan’ın Amerika’nın bölgede varmak istediği noktayla biraz daha benzer çizgide olduğunu” da kabul ediyor.
Amerika’nın Türkiye ile de benzer bir ilişkiye sahip olmak istediğini söyleyen eski NATO Komutanı, iki tarafa “birbirinden uzaklaşmak yerine önceki işbirliği düzeyinin nasıl yeniden tesis edilebileceğine odaklanma” çağrısında bulunuyor.
Bu habere VOA Türkçe’den Dilge Timoçin katkıda bulunmuştur.