Yunanistan'ın NATO ve Birleşmiş Milletler'e mektuplar göndererek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "kışkırtıcı" olarak nitelendirdiği açıklamalarını şikayet ettiği ve Ankara'nın davranışlarını kınamalarını istediği bildirildi.
Avrupa Birliği hafta başında, Erdoğan'ın bir AB üyesi olan Yunanistan'ı Ege'deki askerden arındırılmış adaları işgal etmekle suçlayan ve Türkiye'nin zamanı geldiğinde "gerekeni yapmaya" hazır olduğunu söyleyen açıklamalarından duyduğu endişeyi dile getirmişti.
Anadolu Ajansı’na göre Ankara bu hafta Avrupa Birliği, NATO ve Birleşmiş Milletler'e, hava sahası, karasuları ve Ege adalarının askerden arındırılması gibi konularda tutum ve görüşlerini açıklayan mektuplar gönderdi.
Yunan diplomatik kaynakları ise bugün Türkiye'nin mektubunun, gerçekleri çarpıttığını, argümanlarının temelsiz olduğunu ve uluslararası hukuku ihlal ettiğini söyledi. Reuters haber ajansına göre kaynaklar, Yunanistan'ın Birleşmiş Milletler ve NATO'ya da mektuplar gönderdiğini kaydetti.
Yunan Kathimerini gazetesi ise, Yunanistan'ın AB, NATO ve BM'ye gönderdiği mektupların tamamına ulaştığını bildirdi.
Kathimerini’nin haberinde Dışişleri Bakanı Nikos Dendias'ın AB Dış Politika Şefi Josep Borrell ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'e gönderdiği 5 Eylül tarihli mektupların yanısıra Yunanistan'ın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Maria Theofili'nin 6 Eylül'de BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e gönderdiği mektup da yer aldı.
Yunanistan'ın mektuplarında, "Türkiye Cumhurbaşkanı tarafından kamuoyuna yapılan bu açıklamalar kendi adlarına konuşmaktadır; bunlar nedensiz, kabul edilemez ve Yunanistan ile Yunan halkına karşı hakarettir" ifadelerine yer verildiği belirtildi.
Kathimerini mektuplarda, "Açıklamaların tehditkar nitelikleri ve tonları çok açıktır, dolayısıyla amaçlarına ilişkin her türlü şüpheyi ve ülkedeki bir sonraki seçimler ışığında sadece iç nedenlere yönelik oldukları yönündeki iddiaları ortadan kaldırmaktadır" denildiğini kaydetti.
Habere göre mektuplarda Türkiye’nin son birkaç yıldır, antlaşmalarla tesis edilen tüm bölgesel statükoyu sorgulayan ve dolayısıyla bölgesel güvenlik ve istikrarı riske atan bir propaganda yoluyla revizyonist gündemini oluşturduğu da savunuldu.
Yunanistan’ın mektuplarında, "Gerçek boyutlarıyla görülmediği ve uluslararası toplum tarafından gerektiği şekilde ele alınmadığı takdirde, Türkiye'nin bu genel tutumu daha geniş bölgemizi istikrarsızlaştırma ve ciddiyetini değerlendirmenin zor olduğu sonuçlara yol açma riski taşımaktadır" denildi.
