PARİS - Avrupa Birliği (AB) Dönem Başkanı Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'da yarın toplanacak AB Dışişleri Bakanları, Rusya'ya vize ambargosunu tartışacak.
AB ülkeleri arasında Ruslar'a vize yasağını yaz başından bu yana kısmen uygulamaya başlayan Çek Cumhuriyeti, Polonya, Finlandiya ve Litvanya'nın başını çektiği bir grup, birliğin tümünün Rus vatandaşlarına vize yasağı getirmesini içeren bir kampanya yürütüyor.
Ancak Almanya ve Fransa gibi, "Rus halkıyla köprüleri atmak istemeyen" AB ülkeleri ise birtakım kısıtlamalara gidilse de genel bir yasağa karşı çıkıyor.
AB Savunma Bakanları ise Ukrayna savaşında gelinen durumu konuşmak üzere bugün Prag'da biraraya geliyor.
AB Savunma ve Dışişleri Bakanları, yaz tatilinin ardından, Birliğin dönem başkanı Çek Cumhuriyeti’nin ev sahipliğinde, Ukrayna'da 6 ayı geçen ve tüm Avrupa'yı etkisi altına alan savaşta son durumu, AB'nin atması gereken adımlarla Afrika ile ilişkileri görüşmek üzere 29-30-31 Ağustos tarihlerinde Prag'da buluşuyor.
AB Dışişleri Bakanları ayrıca aday ülke statüsü kabul edilen Ukrayna ve Moldova ile potansiyel aday olarak tanımlanan Gürcistan'ın Avrupa görünümünü ve "Doğu ortaklığının geleceğini" de ele alacak. Aralarında Moldova, Gürcistan ve Ukrayna bakanlarıyla resmi olmayan bir öğle yemeği de düzenlenecek.
Dışişleri bakanlarının buluşmasında en önemli tartışma gündemi Ukrayna savaşı, Rusya'ya yeni vize yaptırımı ve savaşın neden olduğu enerji krizi olacak.
Ukrayna ve Rusya ile ortak sınırları olan Polonya ve Baltık ülkeleri, "Rus bombaları Ukrayna halkını öldürürken, Rus turistlerin Avrupa'da keyif çatmasına izin verilmemesi için" Rus vatandaşlarına vize yasağı istiyor.
AB içinde uzlaşma yok
AB'ye üye 27 ülkeyi bölme potansiyelini taşıyan vize tartışmasında, yaz başından bu yana Rus turistlere vize vermeyi durduran Baltık ülkeleri ve Çek Cumhuriyeti, kendileri tarafından uygulanan politikanın AB genelinde de kabul edilmesini istiyor.
Almanya ve Fransa ise daha çok, "Bu savaş Rus halkının değil, Putin'in savaşı. Avrupa'yı isteyen, Avrupalı kalmak isteyen Rus halkıyla köprüleri atmamalıyız. Tam tersine bağlarımızı güçlendirmeliyiz" görüşünü dile getiriyor.
AB Dışişleri Bakanları toplantısına başkanlık edecek AB Güvenlik ve Dış Politika Yüksek Danışmanı Josep Borrell, dün yaptığı açıklamada, bu hafta toplanacak Avrupa Birliği dışişleri bakanlarının Ukrayna'daki savaş nedeniyle tüm Rus vatandaşlarına vize yasağı konusunda oybirliği elde etme olasılığının düşük olduğunu söyledi.
Avusturya televizyonu ORF'e konuşan Borrell, özellikle Polonya ve Baltık ülkeleri tarafından savunulan bu fikre "kişisel olarak karşı olduğunu" söyledi.
İspanyol diplomat, "Sivil Rus halkıyla bağları koparmanın faydalı olduğuna inanmıyorum. Bu fikrin oybirliği alacağını da düşünmüyorum. Bence bazı Ruslar'ın vize alma şeklini gözden geçirmemiz gerekiyor. Daha seçici olmalıyız, bu doğru. Ancak tüm Ruslar için vizelerin durdurulmasından yana değilim" görüşünü savundu.
AB'de yeni güç dengeleri ve bölünme riski
Rusya'nın işgalinin ardından başlayan ve 6 ayı aşan savaş karşısında birlik olmayı ve oybirliğiyle önemli kararlar almayı başaran Avrupa Birliği, zor şartlar altında girilecek kış ayları, enerji ve enflasyon kriziyle daha da zor günlere hazırlanıyor.
AB içinde, Fransa-Almanya aksının kırılması, Ukrayna savaşının Balkan ülkeleri ve Polonya'yı güçlendiren yeni jeopolitik dengeler ortaya çıkarması, birlik içinde karar almayı giderek zorlaştırıyor.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve diğer AB'li aktörler, "Putin bizi bölmek istedi ama tam tersi oldu, AB hiç bu kadar güçlü bir birlik içinde olmadı" diyerek, yaz boyunca neredeyse tarihi sayılan bu birliğin altını ısrarla çizdi.
Ancak, Rus doğalgazına ambargo, gazın Ruble bazında satın alınması ya da Rusya'ya vize yasağı gibi konular AB üyelerini bölüyor.
Bu sonbaharda Avrupa'nın birlik testinden geçeceğini kabul eden Josep Borrell, "Bunun ne kadar süreceğini hep birlikte göreceğiz" diyerek yaklaşan bu bölünmeye ilişkin kaygılarını dile getiriyor.
Ancak, Avrupa Birliği içindeki güç dinamiklerini izleyen uzmanlar daha iyimser yorumlar yapıyor.
Le Figaro'ya konuşan Bruegel Araştırma Merkezi'nden Maria Demertzis, Avrupa'nın birlik olmaya devam edeceğine inandığını belirterek, "Bu farklı görüşler AB'de her zaman oldu. Brüksel'de kuşkusuz anlaşmazlıklar, uzun müzakere geceleri olacaktır. Birliğin DNA'sında var bu. Ancak sorunu çözmemek AB liderleri için bir seçenek değil" dedi.
"Enerji dayanışması" kırılır mı?
Rusya'ya yaptırımların yanı sıra, eğer Avrupa'da bu kış doğalgaz kıtlığı yaşanırsa AB'lilerin gerçek sınavı "enerji dayanışması" olacak.
Macaristan şimdiden Rus gazını tekrar satın alarak gruptan ayrılma tehdidinde bulunuyor. Bulgaristan, Brüksel'in tavsiyesine karşı Gazprom'a "ruble" olarak ödeme yapmayı planlıyor. İspanya, Rus gazına olan bağımlılığını azaltmak için yeterli çabayı göstermemekle suçladığı Almanya gibi bir ülkeyle dayanışma yükümlülüğünü sorguluyor.
Brüksel'in enerji tasarrufu için belirli ekonomik sektörleri yavaşlatmak için savunduğu koordinasyon da; özellikle AB ülkelerinde artan sosyal rahatsızlıklar bağlamında, AB içinde yeni bir kırılmanın habercisi olabilir.
AB yönetimi, kıtlık riski ile karşı karşıya kalınırsa, "sektörel koordinasyon" projesiyle, bazı sektörlerde, "ulusal ölçekteki etkisine göre değil, ortak pazar dengeleri için bazı faaliyeti yavaşlatmaya" karar vermeye hazırlanıyor.
Ursula von der Leyen, her ne kadar "AB gerektiği sürece Ukrayna'nın yanında olacaktır" dese de, kriz nedeniyle artan sosyal huzursuzluklar karşısında AB liderleri, bunu seçmenlerine açıklamakta güçlük çekiyor.
Fransız-Alman liderliği güç kaybetti
Ukrayna savaşı, AB içindeki bilinen güç dengelerini de değiştirmeye devam ediyor.
Birlik içinde, Ukrayna'ya sınırı olan ülkelerin sesi daha sık ve daha yüksek çıkmaya başladı. Bruegel Enstitüsü'nden Ricardo Borge, Le Figaro'ya yaptığı analizinde, "Artık Fransız-Alman liderliğine karşı daha sesli hale gelen daha iddialı bir şüphecilik var. Diğer ülkelerin giderek artan bir şekilde onaylanması var. Polonya Başbakanı, Paris ve Berlin'in AB'deki 'fiili oligarşisini' eleştiriyor. Bu durum, Almanya ve Fransa'yı, birlik içindeki müttefikleriyle birbirlerini daha çok dinlemeye, yukarı yönde koordine etmeye ve bunu en üst düzeyde yapmaya zorluyor" diyor.
"Rusya ile köprüler tümüyle atılmamalı" dediği için Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki ile sık sık söz düellosuna giren Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, bugün Elysee Sarayı'nda Morawiecki ile görüşüyor.
Üstelik bu yeni durum AB içinde daha değişken koalisyonların ortaya çıkmasını da sağlıyor. Birlik içinde bilinen "kuzey/güney" ya da "doğu/batı" bölünmeleri aşıldı. Geçen yıl, "savurgan güneyliler" İspanya ile "cimri kuzeyliler" Hollanda arasında "stratejik özerklik" konusunda ortak duruş sergilendi.
Kuzeyli liberal muhafazakar lider Mark Rutte ile güneyli sosyalist lider Pedro Sanchez arasında bir ortak duruş sergilenmesi, AB içinde ender görülen bir durum. Enerji krizi kartları yeniden dağıtırken, Macaristan, Polonya, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya'dan oluşan Visegard Dörtlüsü de çatladı. Polonya, Rusya'ya yakın Macaristan'ı tecrit ederken, Macaristan ise Rus gazına en az kendisi kadar bağımlı olan Almanya'ya yakınlaştı.
Savunma Bakanları da toplanıyor
Ukrayna'nın işgalinden altı ay sonra, AB savunma bakanları da, Prag'da gayrı resmi bir toplantı için biraraya gelerek, Avrupa'nın kapısında süren çatışmalarda gelinen son durumu ele alacak.
Bu akşam toplanacak olan Savunma Bakanları, BM ve NATO temsilcileriyle biraraya gelerek Ukrayna'ya yapılan askeri yardımlar ve savaşta gelinen durumun yanı sıra; Afrika ve Batı Balkanlar'da yaşanan son gelişmeleri ele alacak. Bu yaz, Sırbistan ile Kosova arasındaki sınırda yaşanan, çatışma korkularını arttıracak kadar güçlü gerginlikler, savunma bakanlarının ana gündem maddesi olacak.
Belgrad ile Priştine arasındaki AB arabuluculuğu ile iki ülke arasındaki gidiş gelişler ve sınır güvenliği meselesi, uzlaşmayla sonuçlandı. Ancak Batı Balkanlar ve onların AB üyeliği konuları da bu yıl hızlanacak konular arasında.
Toplantıda ayrıca, Ukrayna'ya yapılan askeri yardımlar da konuşulacak. Ekonominin hızla resesyona doğru gittiği, enflasyonun çift haneli rakamlara hızla yaklaştığı Avrupa'da, pek çok AB lideri, yer yer güçlü bir tonda, Rusya'ya uygulanan ambargoların son bulmasını istiyor.
Macaristan Başbakanı Victor Orban, bunu açıkça dile getiriyor. Josep Borrell, geçtiğimiz hafta İspanya'da düzenlenen bir konferansta, Ukrayna'ya yapılan askeri yardımların kesilmesi yönünde de baskılar olduğunu, "Yüksek sesle söylemeye cesaret edemeseler de, birden fazla AB liderinin bunu düşündüğünü" açıkça söyledi.