Erişilebilirlik

Tarımda Maliyetler Arttı Üretici Sayısı Azaldı


14 Mayıs, Uluslararası Tarım Üreticileri Federasyonu’nun kararıyla 1984 yılından bu yana Çiftçiler Günü olarak kutlanıyor. Ancak Türkiye’de çiftçiler bu özel günü kutlamak yerine tüm zamanların en yüksek seviyesini gören tarımsal girdi maliyetlerinin etkisi altında üretim yapmaya çalışıyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’de tarım ürünleri üretici fiyat endeksi Mart ayında aylık bazda yüzde 12,02, yıllık bazda yüzde 84,11 artarak endeks tarihinin rekorunu tazeledi.

Tarımda Maliyetler Arttı Üretici Sayısı Azaldı
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:07:40 0:00

Maliyetler aynı zamanda üreticileri tarımdan uzaklaştıran etkenlerden biri. Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine göre 2009’da 1 milyon 14 bin olan tarım sigortalı çiftçi sayısı, 2021 yılı Şubat ayı itibariyle 497 bin 134’e düştü. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) tarafından SGK ile İŞKUR’un verilerinden oluşturulan İstihdam İzleme Bülteni'nde ise çiftçi sayısının son yılların en düşük seviyesine gerilediği açıklandı. Bültene göre Ocak ayında çiftçi sayısı 75 bin (yüzde 13,2) düşüşle 493 bin kişiye geriledi.

“Birkaç yıl daha böyle giderse yapılmaz bir hal alacak”

Türkiye’nin en önemli kiraz üretim merkezlerinden olan İzmir’in Kemalpaşa ilçesine bağlı Bağyurdu köyünde de üreticiler girdi maliyetlerinin yüksekliğinden şikayetçi. Yılın en erkenci kirazını yetiştiren bölgedeki üreticiler bu yıl havaların soğuk gitmesinden dolayı hasada yeni başlayabildi. Büyük kısmı ihracata dönük olarak üretilen ilçenin kirazına en çok talep Avrupa ve Rusya’dan gelirken, kalitesi ve fiyatıyla iç pazarda da rağbet görüyor. Bu yıl rekoltenin önceki yıllara göre artmasından memnun olan üreticiler kiraz satış fiyatını ise maliyetlere karşı düşük buluyor.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan kiraz üreticisi Serhat Sungur “Maliyetlerimiz çok yüksek. Geçen yıla göre ilaçta, gübrede, işçilikte üç dört katı arttı. Özellikle mazot çok yüksek. Fiyat şu an 40-50 TL bandında geziyor. Dalında maliyetimiz 20 TL. Ama bu 40-50 TL her gün düşüyor. Sabit bir fiyat yok. Bir hafta sonra gelin, belki 15-20 TL’ye inecek. Maliyetimizin altına inecek. Birkaç yıl daha böyle giderse yapılmaz bir hal alacak. Yani önümüzde birkaç yıl var. Düzgün satamazsak biz de belki başka işlere başvuracağız” dedi.

Sungur bu yıl hasadın geç başlaması nedeniyle henüz alıma başlamayan ihracatçılardan umutlu olduklarını belirtti: “Pazarda bu yıl sıkıntı var. Tüccar eksikliği var. İhracat daha girmedi. Biraz satmada sıkıntılar yaşıyoruz. Daha tam açılmadı. İhracatçılar gelirse güzel olacağını umuyoruz.”

“Tüccarlar ‘tüketici bu fiyata yemiyor’ diyor. Sen olsan alır mısın?”

Tek tek dallardan elle toplanarak kovalara doldurulan kirazlar, bahçelerde ilk ayıklamadan geçiyor. Boylarına, renklerine, kalitelerine göre farklı kasalara konuyor. Sonra hiç bekletilmeden motosikletlerle köy merkezindeki alım yerlerine götürülüyor. Ürünün kalitesine göre fiyatlar da alıcılar da değişiyor. En ucuz ürünleri pazarcılar alıyor. En pahalılar ise süpermarket zincirlerine ya da ihracata çalışan tüccarlar tarafından alınıyor. Pazarlıklar motosiklet üzerinden yapılıyor. Eğer alıcı ile satıcı anlaşırsa, motosikletler boşalan kasalarla tekrar bahçelere dönüyor.

Kiraz üreticisi Mesut Ertürk ise ilçe merkezinde kurulan alım merkezlerinde tüccarlarla yaptığı pazarlığın sonuçsuz kaldığını anlatarak, “Demin fiyat verdiler, ‘vallahi vermem, dökerim’ dedim. O fiyata verilir mi kiraz. Maliyeti 15 lira bunun. Buraya getirmenin maliyeti, toplaması hariç ilacı, gübresi, sulaması, elektriği, enerjisi 15 lira. ‘30 lira olur mu, 25 lira olur mu’ diyor. Maliyetler had safhada” dedi.

“Bu kirazın nereden baksan 60-70 lira olması lazım” diyen Ertürk, tüketicilerin iç pazarda pahalı ürüne rağbet etmediği gerekçesiyle tüccarların fiyatı düşürmeye çalıştığını söyledi: “Pahalı geliyor. Bu kaliteli malı alamıyorlar, o da haklı. İkinci mal alıyorlar. Tüccarlar ‘tüketici bu fiyata yemiyor’ diyor. Sen olsan alır mısın?”

“Ben dahil çoğu insan bu sene kirazdan soğudu”

İlçede kirazcılıkla uğraşan Gürkan Ay ise maliyetler yüzünden kiraz bahçesini küçültmüş. Kirazın ilçede üretilen diğer meyvelere göre daha fazla maliyet ve emek isteyen bir ürün olduğunu kaydeden Ay, “Bizim burada halkımızın gelirinin yüzde 80’i kiraz. Ama bu sene maliyetler çok yüksek. Gübre maliyeti olsun, mazot olsun. Ben dahil çoğu insan bu sene kirazdan soğudu. Zaten üç beş tane alıcının eline kaldık burada. Bu işin içinden çıkılmaz. Altı dönüm yerim vardı, kökledik. Sıfırdan kiraz yapmıştık geçen sene. Bu sene iki yaşındaydı. Seneye tekrar şeftaliye döneceğiz. Şeftali devamlı gidiyor bir şekilde. Kiraz gibi değil. Kirazın maliyeti çok yüksek. Şu anda 200 lira işçi yevmiyesinden bahsediyorlar” dedi.

“40 liraya tüccara satılan ürün İstanbul'a gidinceye kadar 60-70 liraya çıkıyor”

VOA Türkçe’ye değerlendirmede bulunan Bağyurdu Yaş Sebze Meyve Pazarlama Kooperatifi Başkanı Ahmet Şeref Ergun bu seneki satış fiyatlarının geçen yılla aynı düzeyde kaldığını söyleyerek, “Fakat kullanmış olduğumuz gübreler, kullanmış olduğumuz ilaçlar, mazot, sulama, işçilik, yüzde 100’ün üzerinde arttı. Mazotta zaten üç misli artış oldu. Kıskaçtayız, gerçekten zor durumdayız” diye konuştu. Gelecek günlerde kiraz hasadının hızlanmasıyla ilçeye mevsimlik tarım göçünün başlayacağını da hatırlatan Ergun, yüksek yevmiyeler istendiği için işçi maliyetinin de bu yıl çok fazla arttığını söyledi.

İç pazara yönelik alım yapan tüccarların bu yıl ilçeye daha az rağbet ettiğine değinen Ergun, “Geçen sene burada alım daha popülerdi, daha çok alım vardı. Fakat bu sene alıcılarımız da tüccarlarımız da halcilerimiz de pek fazla gelmedi. Bu ekonomik zorluklardan dolayı. Tüketici eskiden bir kilo alıyorsa şimdi yarım kilo alıyor. Taneyle alıyor bazı ürünleri. Onun için bizim pazarda da o sıkıntı yaşanıyor. Bunun nakliye ücreti biniyor. Bu nakliye ücreti geçen yıl ortalama 8-10 ton civarında bir kamyon için 3 bin lira civarında iken şimdi 10 bin lira civarında. Sonuçta burada mal ettiğimiz ortalama 40 liraya tüccara satılan ürün İstanbul'a gidinceye kadar 60-70 liraya çıkıyor yani otomatik olarak” diye konuştu.

“Devlet bize vermiş olduğu katkıları para olarak vermesin”

Ergun artan maliyetler karşısında devletten maddi destek yerine katma değerli üretime destek çıkılmasını istedi: “Devletin bize tesis yapmada yardımcı olması gerekir. Yaş sebze meyveyi iki gün içinde sen soğuk zincire sokmadıktan sonra burada zarar kaçınılmaz oluyor. Çünkü çöpe giden çok oluyor. Onun için bizim soğuk hava, şoklama, boylama tesisini yapmamız gerekir. Türkiye'nin 44 milyon yaş sebze meyve üretimi olduğu söyleniyor. Bunun dört milyonu kullanılıyor. Geri kalanı çöpe gidiyor, halde veya pazarlarda yok oluyor. Devlet bize vermiş olduğu katkıları para olarak vermesin. Bize vermiş olduğu doğrudan gelir desteğini o tesislerin yapımında kullansa üreticiler daha çok fayda görür. Mesela biz diyoruz ki bu meyvenin kurutulması gerekir. Yani diyelim ki üretici ürününü satamadı. Katma değer olarak kurutarak yeniden pazara vermesi lazım. Yani üreticinin malı değerlensin istiyoruz. Böylece pazarda hiçbir mal çöpe gitmemiş ve değerlendirilmiş olur.”

XS
SM
MD
LG