Rusya ile Ukrayna krizinin diplomasi yoluyla çözülmesi için uluslararası temaslar devam ediyor. Krizde Ukrayna ve Batılı müttefiklerinin net bir tavır takınmamakla eleştirdiği Alman hükümeti, özellikle de Başbakan Olaf Scholz, Pazartesi günü Washington’da Başkan Joe Biden, dün de Berlin’de Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda’yla biraraya geldi.
Scholz, Batılı müttefiklerle buluşmalarında bir yandan güven kazanmaya çalışırken öte yandan da Ukrayna’ya silah yerine maddi yardım stratejisini savundu. Görüşmelerinde, Rusya'ya sert bir tutum sergileyeceğini, gerekirse sert yaptırımlara onay vereceğini, ancak diyalogu elden bırakmayacağını vurgulayan Scholz, Ukrayna'yı silahlandırmanın gerilimi tırmandıracağını söylüyor. Ayrıca, Alman hükümetinin uzun yıllardır bu konuda benzer bir strateji izlediğine, çatışma bölgesi olarak tanımlanan, ihtilaf yaşanan bölge ve ülkelere taarruz silahi ihraç etmediğine vurgu yapıyor. Almanya 2005 sonrasında, Başbakan Angela Merkel dönemiyle birlikte Ukrayna’ya yönelik “öldürücü” nitelikte olan hiçbir silahın satışına izin vermemişti.
Angela Merkel’in Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski’nin, Kiev’e silah tedarik edilmesi yönündeki talebini bizzat reddettiği de Alman basınına yansımıştı. Berlin’de yapılan yorumlarda, Almanya'nın 2. Dünya Savaşı‘nı başlatan ve Rusya’ya saldıran ülke olması sebebiyle bu konuda bir travması olduğu ve bu yüzden geleneksel olarak böyle durumlarda Rusya’ya karşı kullanılabilecek silah sevkiyatından kaçındığı belirtiliyor. Ancak Berlin’in son gelişmelere rağmen Kiev’e yönelik askeri satışları engellemeyi sürdürmesi, Ukrayna başta olmak üzere çok sayıda ülke tarafından eleştiriliyor. Bu durumdan oldukça rahatsız olduğunu defalarca dile getiren Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba "Alman dostlarımız, bu tür eylemlerle Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin'i, Ukrayna'ya yeni bir saldırı başlatmak için cesaretlendirmeye son vermeli" ifadelerini kullandı.
Ukrayna’nın Berlin Büyükelçisi Andrey Melnik, geçen Cuma günü Almanya’ya bir kez daha başvuruda bulunduklarını ve orta menzilli uçaksavar füze sistemleri, insansız hava araçlarını etkisiz hale getirecek savunma mekanizmaları, elektronik izleme gereçleri ve gece görüş cihazlarıyla 100 bin çelik yelek istediklerini belirtti. Almanya ise Ukrayna'ya şimdiye kadar sadece 5 bin güvenlik kaskı sözü verdi.
Almanya ilgili yasayı yıllardır sık sık deliyor
Almanya’da Savaş Silah Kontrolu Yasası ve Dış Ticaret Yönetmeliği'ne göre savaş, kriz ve gerginliğin olduğu bölgelere silah satışı yasaklanmış durumda. Silah satışına başbakanın başkanlık ettiği, dışişleri, maliye, ekonomi, adalet, içişleri ve savunma bakanlarının üye olduğu Federal Güvenlik Konseyi onay veriyor. Ancak hem Federal Meclis’te soru önergelerine verilen cevaplar hem de Stockholm Barış Enstitüsü gibi bağımsız örgütlerin verileri, Alman hükümetinin bu yasayı keyfi olarak yorumladığını, sıklıkla deldiğini ve aralarında Yemen ve Libya gibi çatışmaların olduğu ülkelere ya da bu çatışmalara taraf olan ülkelere silah ihracatına onay verdiğini gösteriyor.
Almanya'nın 2020 yılındaki silah ihracatına dair bilgilere göre, Alman hükümeti, insan hakları ihlallerinin yaşandığı, Yemen ve Libya’daki çatışmalarda taraf olarak yer alan Mısır'a, 752 milyon Euro tutarında silah ve askeri teçhizat satışına izin verdi. Son olarak Merkel hükümetinin görevi devretmesine dokuz gün kala 4,34 milyar Euro’luk silah satışına izin verdiği, Mısır’a üç savaş gemisi ve 16 hava savunma sistemi satıldığı ortaya çıkmıştı.
Yemen hükümetini Husiler'e karşı silah yardımıyla destekleyen Katar, Kuveyt ve Ürdün gibi ülkelere ve Yemen'de sivillerin öldürüldüğü saldırılar düzenlediği iddia edilen Suudi Arabistan'a da Almanya’dan silah satışı yapılıyor.
Almanya tarafından bu ülkelere verilen silahların bir bölümünün Suriye ve Irak’taki çatışmalarda da kullanılması, kuvvetli bir ihtimal olarak görülüyor. Eleştirilen bir diğer nokta da Almanya’nın Hindistan ve Pakistan’a ağır savaş araç ve malzemeleri satması ve bu iki ülke arasındaki silahlanma yarışını hızlandırması. Saygın kurumlardan biri olarak kabul edilen Frankfurt Barış Araştırmaları Merkezi (PRIF) tarafından yapılan ve Almanya'nın 1990 yılından itibaren gerçekleştirdiği silah ihracatı kayıtlarını inceleyen bir araştırmanın sonucu da, ülkenin kendi silah satış yasaklarını yıllardır sistematik olarak ihlal ettiğini ortaya çıkarmış ve raporda, "Alman silahlarıyla yapılan savaşlar ve ciddi insan hakları ihlalleri olduğu" öne sürülmüştü.