Türk Tabipler Birliği'nin (TTB) çağrısıyla başlayan ve sağlık meslek örgütlerinin desteklediği eylemler çerçevesinde sağlık çalışanları, ekonomik talepler başta olmak üzere çalışma alanlarının ve koşullarının düzeltilmesi talebiyle ülke genelinde iş bıraktı.
TTB’nin sağlık çalışanlarının özlük haklarının iyileştirilmesini içeren düzenlemenin Meclis’e getirilmesi için başlattığı ‘Beyaz Nöbet’ eylemi kapsamında, bugün ülke genelinde acil servisler ve yoğun bakım üniteleri dışında hizmet verilmedi.
İstanbul’da iş bırakan sağlık çalışanları, İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi önünde biraraya geldi.
“Herkesin erişebildiği ücretsiz bir sağlık hizmeti istiyoruz”
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı basın açıklaması öncesi yaptığı konuşmada, sağlık emekçilerinin bir bütün olarak hakları için uzun süredir mücadele ettiklerini belirterek, “Emeğimizin değersizleştirildiği, emeğimize yabancılaştığımız koşulları yaşıyoruz. Meslektaşlarımız mesleği sürdürme konusunda bile kuşku içerisindeler, pek çoğu yurt dışına gitmeyi düşünüyor. Hekimler tükendi, sağlık çalışanları tükendi. Bu sağlıklı bir sağlık hizmetini olanaksız kılıyor. Bizler haklarımızı istiyoruz, sağlıkta dönüşüm programına karşı koruyucu sağlık hizmeti istiyoruz. Herkesin erişebildiği ücretsiz bir sağlık hizmeti istiyoruz” ifadelerini kullandı.
“Oyalama değil, hakkımız olanı istiyoruz”
Grup adına açıklamayı İstanbul Tabip Odası (İTO) Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip yaptı.
Prof. Dr. Saip, “Tüm sağlık emekçilerine insanca yaşamaya olanak veren, emekliliğe yansıyan, yoksulluk ücreti üzerinde temel ücretin verilmesi gerekiyor. Eğitim durumu, hizmet yılı, mesleki risk gibi faktöreler ile ücret skalasının belirlenmesi gerekiyor. Emekli aylıklarının emsalleriyle kıyaslanamayacak ölçüde düşük olması sebebiyle, sağlık çalışanları emekli olduktan sonra da çalışmak zorunda kalmaktadır. COVID-19 başta olmak üzere meslek kaynaklı hastalıklara karşı bütüncül bir meslek yasa tasarısı çıkarılmalıdır. Etkili ve caydırıcı yeni bir sağlıkta şiddeti önleme yasasının çıkarılması gerekmektedir. Aile hekimliği ceza yönetmeliğinin iptal edilmesi gerekiyor. Bizleri, artık sağlık hizmeti veremez hale getiren bu çalışma yaşamının sürdürülemez olduğunu bir kez daha ifade ediyoruz. Oyalama değil, hakkımız olanı istiyoruz. Yaşama adanmış bir mesleğin mensupları olarak hakkımızı gasp eden bu bozuk düzene karşı alternatifsiz değiliz. Bize dayatılan bu çalışma koşullarının, bu sefalet ücretlerin kader olmadığını biliyoruz. 14 Mart Sağlık Haftası'na doğru giderken büyük sağlıkçı buluşmaları gerçekleştireceğiz. Taleplerimizin karşılanmaması durumunda daha uzun süreli greve hazır bulunduğumuzu da buradan kamuoyuna bildirmek istiyoruz” diye konuştu.
Basın açıklamasının ardından ellerindeki beyaz balonları göğe bırakan sağlıkçılar, ‘Oyalama değil, hakkımız olanı istiyoruz’ dedi.
Greve katılan sağlık çalışanları, Türkiye'nin birçok şehrinde de eylemler gerçekleştirdi.
Van’daki eylemde 10 gözaltı
Van’da iş bırakan sağlık çalışanlarının hastane önünde yapmak istedikleri basın açıklamasına polisin müdahale ettiği belirtildi. Olayda, aralarında TTB yöneticilerinin de bulunduğu 10 kişinin gözaltına alındığı belirtildi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB), gözaltılar sonrası sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, “Van'daki yasakçı anlayış emeğimize, sağlığımıza sahip çıkmamıza; anayasal haklara yine tahammül edememiştir. Gözaltına alınan Van-Hakkari Tabip Odası Başkanı Hüseyin Yaviç, Yönetim Kurulu üyesi Ayfer Bostan ve SES şube yöneticileri hemen serbest bırakılmalıdır.”
Ülke genelinde başlatılan iş bırakma eylemine İzmir, Diyarbakır, Gaziantep’teki sağlık çalışanları da destek verdi.
“Geçtiğimiz ay hekim dışı personelin aldığı maaş asgari ücretin altında”
İzmir’de sağlık çalışanları İzmir Sağlık Platformu’nun çağrısıyla kent genelinde 14 hastanede ve Aile Sağlığı Merkezlerinde iş bıraktı. Eyleme İzmir Tabip Odası, Türk Diş Hekimleri Birliği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Sendikası, Genel Sağlık-İş Sendikası, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, İzmir Aile Sağlığı Çalışanları Derneği, Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği ve Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği üyeleri katıldı.
Diğer illerle eş zamanlı olarak sağlık çalışanları İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde basın açıklaması yaptı. Siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşların da katıldığı eylemde sağlık çalışanları “Yıpranma payı hakkımızı istiyoruz”, “3600 ek gösterge tüm çalışanlara verilsin”, “Sağlıkta şiddete son”, “Oyalama değil hakkımız olanı istiyoruz” yazılı dövizler taşıdı.
Eyleme katılan sağlık memuru Ali Kemal Akgül, hekim dışı sağlık personelinin aldığı maaşın asgari ücretin altında kaldığını söyledi. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Akgül, “Yoksulluk sınırı Ocak ayı verileriyle 14 bin lira olarak belirlendi. Yoksulluk sınırının altında çalışmak istemiyoruz. Taban maaş yoksulluk sınırı olmak üzere kıdem, eğitim, kademe, çalışma yılına göre kademeli olarak arttırılacak ücret istiyoruz. Geçtiğimiz ay hekim dışı personelin aldığı maaş Cumhurbaşkanı’nın açıkladığı asgari ücretin altında. Bizim maaş, döner sermaye sabit ödemesi, ek ödeme diye parça parça gelirlerimiz var ve ek ödemelerin tamamı emekliliğe yansımıyor. Biz emekliliğe yansımayan, parça parça, performansa dayanan ücretler istemiyoruz. Emekliliğe yansıyan, tek kalem, yoksulluk sınırının üzerinde maaş talep ediyoruz” dedi.
TBMM’de 1 Aralık 2020’de doktorların maaş ve ek göstergelerine zam yapılmasına ilişkin kabul edilen düzenlemenin hekimler ve diğer sağlık personeli arasında ciddi kaosa neden olduğunu da belirten Akgül, “İş barışını tamamen ortadan kaldırdı. Biz sendikalar olarak eylemler yaptık. Hekimlerin birçoğu bu eylemlerin hekimlerin aldığı zamla ilgili olduğunu düşündü. Halbuki bizim talebimiz iyileştirmenin tüm kamu personeli için yapılması gerektiği yönündeydi” diye konuştu. Ekonomik taleplerinin dışında en önemli sorunun sağlıkta şiddet olduğunu da sözlerine ekleyen Akgül, “Bunun önüne geçebilmenin yolu sağlıkta etkin bir şiddet yasasının geçmesi. Sağlıkta şiddet eylemlerinin Türk Ceza Kanunu kapsamında değerlendirilmesini ve kesin mahkumiyet yani kararın ertelenmesini bırakmadan mahkumiyetle sonuçlanmasını istiyoruz” dedi.
“Sağlıkçılar bıçağın kemiği delip geçtiği noktada”
Türk Tabipler Birliği'nin (TTB) başlattığı ve sağlık meslek örgütlerinin desteklediği eylemler çerçevesinde başlatılan bir günlük greve Gaziantep’teki sağlık çalışanları da katıldı.
Doktorlar ve Sağlık çalışanları ağır çalışma şartları, düşük ücret, meslek hastalığı ve diğer özlük hakları için başlattıkları grev kapsamında 25 Aralık Devlet Hastanesi’nden, Kırkayak Parkı’na sloganlar eşliğinde yürüyüş yaptı.
Geniş güvenlik önemleri çerçevesinde yapılan eylemde sağlık meslek oda temsilcileri konuşmalarını yaparak yetkililere çağrıda bulundu.
Etkinlik sonrası VOA Türkçe’ye konuşan sağlık emekçilerinden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Ramazan Sürücü, yetkililere yaptığı çağrıda ‘Biz insanca yaşamak istiyoruz, kararlığımızın önünde hiçbir karanlık güç duramayacak’ diyerek sözlerinin devamında şu ifadeleri kullandı: “Yetkililere söyleyecek çok sözümüz var. Aslında sağlıkçılar şu anda bıçağın kemiği çoktan delip geçtiği noktada. Ülkenin bütün kesimleri, bütün yurttaşlarımız ekonomik sıkıntıyı yaşarken burada sağlıkçılar da payına düşeni alıyor. Bu durumu toplum yaşamından bağımsız düşünmemiz mümkün değil. Halkın sağlığı şu anda cumhuriyet tarihinden bu yana en kötü noktalardan birisinde. Hekimlerin ve tüm sağlık çalışanlarının içinde bulunduğu tükenmişlik, geleceği görememe ve umutsuzluk maalesef birçok hekimi yurtdışına gitmek zorunda bırakıyor. 9 bin tane hekim kamudan ayrıldı. Bu durumu artık iktidarın görmesi lazım. Biz hakkımız olanı istiyoruz, biz insanca yaşamak istiyoruz. Biz emekli olunca aç kalmak istemiyoruz. Yaşam standartlarımızın korunmasını istiyoruz. Türkiye’nin her yerinde hekimler, sağlık çalışanları sesini duyurmaya çalışıyor. En sonunda sesimizi duyacaklar ve duymak zorundalar. Bizim vicdanımızın, aklımızın, kararlılığımızın, bilime olan inancımızın, toplum sağlığına olan inancımızın hiçbir güç duramayacak. Karanlık zihniyetler bilimin önünde hiçbir zaman engel oluşturamayacaklar. Ortaçağ karanlığı da böyle aşıldı, bilimin önünde bir gün herkes eğilecek’’
Bazı kesimlerin doktorların rahat bir yaşam standardı olduğunu ifade ettiklerine dikkat çeken Beyin ve Sinir Cerrahı Uzmanı Opr. Dr. İbrahim Yeral, “Madem sağlıkçılar rahat çalışıyor ve rahat yaşıyorlarsa, bugün neden alanlardalar. Neden bugün bütün Türkiye’de yürüyorlar, haklarını arıyorlar. İstanbul, İzmir, Antep bütün ülkede sağlıkçılar yürüyüş yapıyorlar. Bu eylemimizin bir anlamı ve bir amacı var. Bu sesimize yöneticilerin artık kulak vermesi gerekiyor’’ dedi.
Sağlık çalışanları Diyarbakır’da da “tükeniyoruz” dedi
Sağlık çalışanları Diyarbakır’da da eylemdeydi. Sabah saatlerinde hastanelerin önünde toplanan sağlık meslek örgütlerinin temsilcileri, sağlık çalışanlarına grevin amacını anlattı. Sağlık çalışanları ve meslek örgütlerinin temsilcileri daha sonra Dağkapı Meydanı’nda biraraya geldi. Burada bir süre halay çeken sağlık çalışanları, tepkilerini sloganlarla dile getirdi.
Eyleme katılan sağlık çalışanları taleplerini VOA Türkçe’ye anlattı. Dicle Üniversitesi Hastanesinde hemşire olarak görev yapan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Şube Eş Başkanı Yıldız Ok Orak, sağlık sisteminin tıkandığını söyledi. Eylemin sadece sağlık çalışanları için olmadığını savunan Ok Orak, vatandaşların sağlık hakları için de eylem yaptıklarını söyledi. Sistemin artık düzeltilmesi gerektiğini savunan Ok Orak, “Sağlık sistemi tıkanmış durumda. Bununla ilgili taleplerimiz var. Yeni istihdam istiyoruz, insanca yaşayacak bir ücret artırımı istiyorum. Biz bu grevi sadece kendimiz için yapmıyoruz, vatandaş için de yapıyoruz. Vatandaş şu anda sanal kuyruklar oluşturmuşlar. Çünkü bir hastaneden bir randevu almak en erken üç ay sürüyor. Sağlık sisteminin o anlamda da tıkandığını dile getiriyoruz. Bu açıdan da düzeltilmesi gerektiğini düşünüyoruz. İlaç sıkıntısı var, şu an onkoloji hastalarının çoğu kemoterapi ilaçları bulamayacak duruma geldiler. Her açıdan tıkanmış durumda sağlık sistemi, bunun düzeltilmesi için artık birşeylerin yapılmasını gerektiğini söylüyoruz” dedi.
Eyleme katılan sağlık çalışanlarından Dr. Aysun Gezer şiddete dikkat çekerek şunları söyledi: “Özlük haklarımızı istiyoruz. Hekimlerin son zamanlarda çalışma koşulları çok kötü. Özellikle şiddet… 5 dakikada bir hasta bakmak. Bunlar artık bıçağın kemiğe dayandığı noktaya varıyor. Hem hastalarımıza daha sağlıklı ortamda hizmet vermek için hem de biz ölmemek için özlük haklarını diyoruz. Çünkü artık ölüyoruz. Her gün bir hekimin bıçaklanma haberini, şiddet haberini almaktan çok yorulduk. “
Diyarbakır Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Yaşa, ilk kez hekimlerden ‘Geçinemiyoruz’ şikayeti aldıklarını söyledi. Sorunlarını gündemde tutmak istediklerini ifade eden Yaşa, “Demokratik bir ülkede sorunlar mecliste çözülür ama sorularımızı taşımamıza rağmen, mecliste bir türlü gündeme gelmiyor, erteleniyor. Bu şekil bir şekilde aktif gündem içinde, siyasetin içinde kaybolup gidiyor. Biz bunu sürekli görünür kılmak zorundayız, böyle olması gerektiği düşünüyoruz. Ben ilk defa şunu duyuyorum hekimler ‘Geçinemiyoruz’ diyor. Böyle bir durum varsa, bu meslekten böyle bir ses geliyorsa burada ciddi bir sorun var demektir” şeklinde konuştu.
Dr. Rezan Altındağ ise sağlık çalışanlarının tükendiğini söyleyerek, “Biliyorsunuz Aralık ayında mecliste görüşüldü. Düzenlemeler yapılacağı söylendi, hem ek göstergenin hem sağlıkta şiddet yasasının çıkarılması, COVID’in meslek hastalığı sayılması gibi. Bunların yanında hiçbir ciddi adım atmak şöyle dursun bizi daha fazla etkileyen, yıpratan gelişmeler oldu. Dolayısıyla sağlıkçılar tükendi. Emek bizim söz bizim diyoruz” diye konuştu.
Hekimlerin haklarında iyileştirme yapan düzenleme Aralık 2021'de önce Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) bütün partilerin oylarıyla kabul edilmiş, ancak daha sonra geri çekilmişti. TTB, 15 Aralık 2021’de durumu protesto etmek için ‘G(ö)REV’ adını verdiği iş bırakma eylemini gerçekleştirmiş ve düzenleme yapılmadığı takdirde yeniden iş bırakacağını duyurmuştu. TTB, daha sonra düzenlemenin Meclis'e getirilmesi için Beyaz Nöbet eylemini başlattı. Ancak bu eylemlerinden de şu ana kadar bir sonuç alamadı.