Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün Rusya’nın Soçi kentinde Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’le yaptığı görüşmeden sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Rus liderle iki ülke arasında yılın ilk sekiz ayında 21 milyar dolara ulaşan ticaret hacmini en kısa sürede 100 milyar dolara yükseltmek için atılması gereken adımlara odaklandıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki ülke arasındaki en üst düzey işbirliği platformu olan ve Nisan 2019’dan beri toplanmayan Üste Düzey İşbirliği Konseyi’nin yıl sonuna kadar Türkiye’de yapılması için teklifte bulunduğunu ve olumlu yanıt aldığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Putin’le görüşmesinde en önemli başlıklardan biri hiç şüphesiz İdlib ve Suriye’nin kuzeyindeki Türk-Rus ilişkilerinin geleceğiydi.
Erdoğan: ‘‘İdlib’de güvenliğini sağladığımız bölgelerde zaman zaman bazı sıkıntılar yaşanmıyor değil’’
Erdoğan bu konuyla ilgili olarak, ‘‘İdlib başta olmak üzere Suriye ile ilgili konuları da ayrıntılı şekilde ele aldık. Uzun yıllardır süren Suriye krizi ülkelerimiz başta olmak üzere tüm bölgeye ağır maliyetler getirdi. İnsani dramlar yanında sürecin ekonomik yükü hepimiz için katlanılmaz boyutlara ulaştı. Kaldı ki Türkiye olarak şu an itibarıyla 4,5 milyona yakın mülteciye ev sahipliği yapıyoruz. Ayrıntıların ötesine geçip bu meseleye kalıcı, nihai ve sürdürülebilir bir çözüm bulma vaktinin geldiğini konuştuk. Bu konuda birlikte atacağımız adımların gerekliliği üzerinde durduk. Sayın Putin’le görüşmemizde, bu yöndeki her türlü gerçekçi ve adil adıma açık olduğumuzu özellikle belirttik. Birçok aktörün sahada olduğu ve çetrefilli yönleri bulunan bölgesel konularda zaman zaman bazı fikir ayrılıkları da olmuyor değil. Ama bu ikili görüşmemizde hemen hemen bütün konularda bir birlikteliğin olduğunu gördük’’ değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, bir gazetecinin ‘‘Putin’den Rusya’nın 2018 Soçi Mutabakatı’nın gereği olan taahhütlerini yerine getirmesi noktasında talebiniz oldu mu? Buna nasıl karşılık verdiler? Zira İdlib merkezli bir mülteci krizini Türkiye sizin nezdinizde her fırsatta dile getiriyor. Bu konuda bir teminat verdiler mi? Bir de M-4 karayoluyla ilgili durum gündeme geldi mi? Burada Türkiye’nin gözlem noktalarına yönelik saldırı girişimleri oluyor’’ şeklindeki sorusuna, ‘‘İdlib’de güvenliğini sağladığımız bölgelerde zaman zaman bazı sıkıntılar yaşanmıyor değil. Ama bu sıkıntıları aşmak için ilgili birimlerimiz muhataplarıyla görüşmek suretiyle bunu da çözmenin gayreti içinde oluyorlar. Tabi bölgede ateşkesin sağlıklı bir şekilde devamı, özellikle Türkiye’den geri dönüşleri hızla arttıracaktır’’ yanıtını verdi.
Ancak Erdoğan, Rus Hava Kuvvetleri’nin 2021 yılında 400’den fazla hava saldırısı gerçekleştirdiği bölgede Moskova’nın bu tutumunun sürüp sürmeyeceği konusunda herhangi açıklayıcı bir bilgi paylaşmadı. 5 Mart 2020’de Soçi’de imzalanan mutabakatta yer alan M-4 karayolunun 6 kilometre derinliğinde bir güvenlik koridoru oluşturarak açılması konusunun akıbeti hakkında da değerlendirmede bulunmadı.
‘‘ABD, Suriye’den çıkmalı’’
Türkiye’nin terör örgütü olarak gördüğü YPG’nin Rusya’daki varlığını Putin’e hatırlattığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerikan Ulusal Güvenlik Konseyi Ortadoğu ve Kuzey Afrika Koordinatörü Brett McGurk’ün Suriye’nin kuzeyine ilişkin yaklaşımını sert sözlerle eleştirdi.
Cumhurbaşkanı, ‘‘Benim özellikle üzerinde durduğum bir diğer konu da PKK/YPG’nin Moskova’da olmasıydı. Bunu kendilerine hatırlattım. Aynı şekilde bu örgüt ABD’de de Beyaz Saray’da ağırlandı. Burada da bunlara ilgi, maalesef ileri derecede. Malum Amerikalı McGurk denilen bir adam var. Bu adam terör örgütlerinin adeta sevk ve idaresini yapıyor. ‘Terörle mücadele konusuyla ilgili dayanışmamızı daha da arttırmamız gerekir’ dedik. McGurk, bu aslında teröre destek veren bir isimdir. Bu adam PKK/YPG/PYD’nin adeta yönetmeni durumundadır. Tabii benim bu ifadem birilerini ciddi manada rahatsız edecektir. Bunu da biliyoruz. Ama terör örgütleri ile el ele, kol kola oralarda dolaşan adamdır bu. Benim teröristlerle mücadele verdiğim bir bölgede bunun onlarla kol kola dolaşması beni ciddi manada rahatsız etmektedir. Er veya geç Amerika buradan çıkmalı ve burası Suriye halkına bırakılmalı’’ şeklinde değerlendirmede bulundu.
‘‘Nasip olursa Biden’la Roma’da görüşeceğiz, Glasgow’da da büyük ihtimalle görüşeceğiz’’
Gazeteciler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, New York’taki Birleşmiş Milletler toplantısına katıldıktan sonra ‘‘Biden’la gidişat pek hayra alamet değil’’ sözlerini de hatırlattı. Cumhurbaşkanı, 30 Ekim’de Roma’da düzenlenecek G-20 zirvesi ile 1 Kasım’da Glasgow’da yapılacak İklim Zirvesi’nde Amerikan Başkanı’yla görüşebileceğini ifade etti.
Erdoğan, ‘‘Nasip olursa Roma’da görüşeceğiz. Oradan da inşallah Glasgow’a gideceğiz. Glasgow’da da büyük ihtimalle görüşeceğiz. Demek ki hayra alamet bazı adımlar atılıyor. Orada Sayın Biden’la yapacağımız görüşmenin boyutları nereye ulaşır göreceğiz. Mesela, Brüksel’de bir görüşmemiz oldu. Şimdi ise Roma’da bir görüşme yapacağız. Belki bunları da konuşacağız. Suriye ile ilgili ABD’nin yaklaşımı ne olacak? Bunları dillendirme fırsatımız olacak. Aramızdaki askeri, siyasi, ekonomik, ticari tüm ilişkileri ele alacağız. Mesela F-35 sorunu ne olacak? 1 milyar 400 milyon dolar ödeme yapmışız. Bu ne olacak? Bunların akıbetini görmemiz lazım. Biz elimizde bol para var da bunları etrafa saçan bir ülke değiliz. Bu paraları da kolay kolay kazanmadık, kazanmıyoruz. Ya uçaklarımızı verecekler ya da parayı verecekler’’ dedi.
Yeni S-400 alımı ile görüşmelerin sürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya ile hem yeni nükleer santral kurulması hem de yeni savunma sanayi işbirliklerinin masada olduğunu ifade etti.
Erdoğan, ‘‘TürkAkım ve Akkuyu Nükleer Enerji Santrali projelerine ilişkin durumu değerlendirdik. Nasip olursa 2023’ün Mayıs ayında (Akkuyu’da) birinci üniteyi bitirme sözünü kendilerinden aldık. Ondan sonra iki, üç, dört numaralı üniteler var. Tabii bizim üç nükleer santral yapma hedefimiz var. Sayın Putin’le ‘Bu iki nükleer santrali de sizinle birlikte yapabilir miyiz?’ diye de görüştük. O zaman Türkiye üç tane nükleer enerji santraline sahip olacak. ‘Bu konuyla ilgili çalışalım’ dediler. Bir defa S-400 konusunda bizim sürecimiz devam ediyor. Geri adım atmak gibi bir şey söz konusu değil. Bu yararlı görüşmemizde tabi ki bunları da etraflıca konuştuk ve bunları daha ileri boyutlara nasıl taşıyacağımızı görüştük. Hatta uçak motorları yapımında ne gibi adımlar atacağız, savaş uçaklarıyla ilgili ne gibi adımlar atacağız; bunları da yine etraflıca konuşma imkanımız oldu. Allah nasip ederse uçak motorları konusunda da aynı adımı atacağız. Bir diğer konu, gemi inşasında da yine beraber birçok adım atabiliriz. Denizaltılara varıncaya kadar, burada da yine Rusya ile müşterek adımlarımız inşallah olacaktır’’ diye konuştu.
Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin Rusya ile uzay çalışmalarını birlikte yürütmeyi de gündeme getirdiği belirtti.
‘‘Taliban’la görüşmemek gibi bir önyargımız da yoktur, ileride Kabil Havalimanı’nda olabiliriz’’
Türkiye’nin Afganistan stratejisine ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, orta vadede Türkiye’nin Uluslararası Kabil Havalimanı’nı işletme konusunun yeniden gündeme gelebileceğini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı, ‘‘Malum biz artık Afganistan’dan tüm askerlerimizi çektik. Asker varlığı olarak Afganistan’da yokuz. Fakat Taliban’ın bizle uyumlu bir çalışma içerisine girmesi halinde bizim Taliban’la görüşmemek gibi bir ön yargımız da yoktur. Çünkü Afganistan halkı bizim yüz yıllara dayanan geçmişimiz olan bir halktır. Yönetimle de uyum olması halinde biz her türlü görüşmeyi yapabiliriz. Buna da kapımız açıktır. Şu an itibarıyla (Kabil Havalimanı’nda) yokuz ama ileride olabilir’’ dedi.