Afganistan’daki ABD askerlerini geri çekme kararının arkasında duran Başkan Joe Biden, 16 Ağustos’ta yaptığı açıklamada, seçim kampanyası vaadini yerine getirdiğini söyledi.
Afganlar ve tüm dünya ise Taleban liderlerinin 1996 ile 2001 yılları arasında gücü elinde tuttukları dönemde izledikleri yolu değiştireceklerine dair verdikleri sözü yerine getirip getirmeyeceklerini görmek için tedirgin bir şekilde bekliyor.
Peki Taleban gerçekten daha ılımlı bir yol mu izleyecek, yoksa son 20 yılda birçok anlamda değişen bu ülkede şeriat kurallarını katı bir şekilde yeniden uygulamaya sokmaya mı çalışacak?
Taleban, geçmişte olduğu gibi kadınlara kapanma zorunluluğu getirecek mi? Genç kızların okula gitmesini engelleyecek mi? Sinemaları kapatıp müzik ve televizyonu da yasaklayacak mı? İzledikleri şeriat yoluna dayandırarak geçmişte gerçekleştirdikleri halka açık kırbaç cezaları ve idamlar yeniden başlayacak mı?
Geçen yıldan bu yana Katar’da yürütülen diplomatik görüşmelerde Taleban liderleri, kadınların çalışmak ve eğitim görmek dahil, İslam’a uygun bir şekilde erkeklerle eşit haklara sahip olacağı sözünü verdi. Görüşmelere katılan Taleban liderleri ayrıca daha ılımlı bir yol izledikleri ve azınlıkların haklarını korumaya hazır olduklarını iddia ediyor.
Ancak ülkeden tahliyeleri gerçekleştiren uçaklara binebilmek umuduyla Kabil’deki havaalanına akın eden binlerce Afgan, Taliban’ın vaatlerinden ikna olmuş değil. Aynı şekilde, yurt dışında sürgünde yaşayan Afganlar da Taleban’ın özellikle kadın ve kızlara yönelik yaklaşımının değişmeyeceğinden büyük endişe duyuyor.
Sürgündeki Afganlar’ın büyük bir çoğunluğu 20 yıl süren bir savaşın ardından varılan sonucun, Taleban tarafından bir zafer olarak görüleceği görüşünde.
Uçurtma Avcısı adlı uluslararası ödüllü eserin yazarı Halit Hüseyni de ciddi kaygıları olan Afganlar arasında. Hüseyni, Pazar günü Twitter’dan yaptığı bir paylaşımda yüzleri siyaha boyanmış, hırsız oldukları iddia edilen kişilerin Taleban’ı coşkuyla karşıladığı anın görüntülerini paylaşarak, “Bazıları Taleban’ın değiştiğini söylüyor. Burası Herat ve bu kare dünden. Ama 1997’de çekilen bir fotoğraf gibi” ifadelerini kullandı.
Ülkedeki son durumla ilgili henüz net bir şey yok. Başkentte yaşayan ve tedirginlik içinde olan bazı Afganlar, Kabil’de yeni beliren ve kentin sokaklarında eski kamyonetler içinde dolaşan kalaşnikoflu Taleban militanlarının şu ana kadar dostane göründüğünü söylüyor. Militanlar, sokakları dolaştıkları anın fotoğrafını çekiyor ve eskiden yaptıklarının aksine, ‘mutluluk ateşi’ olarak adlandırılan havaya ateş açma eyleminden de uzak duruyor.
Taleban liderleri Afganlar’a korkuyla ülkelerinden kaçmama çağrısı yaptı. Taleban’ın yazılı açıklamasında, “Kimsenin hayatı, malı ve onuru zarar görmeyecek ve Kabilliler’in yaşamı riske atılmayacak” denildi.
“Diğer bölgelerde çatışmalarda rol alan militanlar başkente akın ediyor”
Örgütün sözcülerinden biri grubun intikam cinayetlerine girişme niyetinde olmadığını ve Afgan hükümeti yetkilileri ile Afgan ordusu mensupları için af çıkarılacağını, bu yüzden de korkmalarına gerek olmadığını söyledi. Kamu çalışanlarına işlerinin başına dönme çağrısı yapıldı. Örgütün mesajında, “Herkesi kapsayan genel bir af çıkacak. Bu nedenle, rutin yaşamınıza rahatlıkla geri dönmelisiniz” denildi.
Ülkenin önde gelen yayın kuruluşlarından Tolo News da kadın haber sunucularının dahil olduğu programlarını yeniden yayınlamaya başladı.
Diğer taraftan, Amerika’nın Sesi’nin konuştuğu Kabil’deki Batılı diplomatlar kaygılı ve şu anki durumu “fırtına öncesi sessizlik” olarak değerlendiriyor. Yeni Taleban yönetiminin belirsiz olması nedeniyle yönetim sürecinin nasıl işleyeceğini bilmediklerini söylüyorlar.
Taleban militanlarının Kabil havaalanı ve çevresinde çok daha agresif yaklaşım sergilediklerini, bazı Afganlar’ın pasaportlarına el koyarak yok ettiklerini de kaydeden diplomatlar, ayrıca ülkenin çeşitli bölgelerinde çatışmalarda yer alan daha katı görüşlü militanların da başkente akın etmeye başladığına dikkat çekiyor.
Kimliklerini gizli tutarak Amerika’nın sesine konuşan bazı diplomatlar, Taleban’ın gücü tamamen ele geçirdiğinde değişmesinden korkuyor. Bazıları da, örgüt içindeki daha katı grupların, daha ılımlı mesajlar verenler üzerinde baskınlık sağlamasından endişeli.
El Kaide tarafından öldürülen Afganistan’ın tanınmış komutanlarından Ahmet Şah Mesud’un oğlu Ahmet Mesud’un Penşir’de Taleban’a karşı direniş çağrısı yaptığı yönündeki haberlerin ardından, bölgede çatışmaların kızışma olasılığı da kaygı duyulan unsurların başında geliyor.
Kandahar’da yerel radyonun yeni adı: ‘'Şeriat’ın Sesi’'
Kabil sakinleri, Taleban yürürlüğe koyacağı kuralları açıklayana kadar temkinli bir şekilde beklemeye geçmiş durumda. Yeni yönetimin en iyi ihtimalle kısıtlamalar getirmesi, en kötü ihtimalle de tekrar katı yönetime geçmesi bekleniyor. Taleban’ın onay vermeyebileceği ürünleri satan işletme sahipleri mağazalarının kepenklerini indirdi.
Bazı bölgelerde alarm zilleri şimdiden çalmaya başladı. Taleban’ın ruhani başkenti Kandahar’da örgüt liderleri kentteki yerel radyonun yönetimine el koydu; radyonun adını ‘’Şeriat’ın Sesi’’ olarak değiştirdi. Radyoda artık müzik yayını yapılmıyor.
Taleban militanlarının kısa bir süre önce, ünlü komedyen Nazar Muhammed’i öldürmesi, örgütün intikam cinayetlerini yeniden devreye sokacağı endişelerini arttırdı. Muhammed, öldürülmeden önce tokatlandı, yumruklandı ve istismar edildi. O anların görüntüleri internette yayınlandı. Taleban sözcülerinden Zabihullah Mücahit, görüntülerde Muhammed’e saldırırken görülen kişilerin Taleban üyesi olduklarını ancak bu eylemleri nedeniyle yargılanacaklarını söyledi.
Türkmenistan sınırına yakın Devletabad ilçesinde Taleban’a teslim olan 22 Afgan Özel Harekat Gücü üyesinin katledilmesi de, bölge sakinlerince Taleban’ın af ilan etmesine rağmen yaşanabileceklerin bir işareti olarak görüyor.
Ülkenin çeşitli noktalarından, Taleban militanlarının hak ihlallerini arttırdığı ve kadınlara işe gitmeye bırakarak kapanma talimatı verdiği yönünde haberler de geliyor.
Yakından takip edilecek gelişmeler sadece Taleban’ın verdiği sözleri tutup tutmayacağıyla ilgili olmayacak. Rusya ve Batılı güçler de, Katar’da yürütülen müzakerelerde karar verildiği gibi Taleban’ın, Afganistan’ın bir kez daha El Kaide ve diğer cihatçı grupların konuşlandığı ve faaliyet sürdürdüğü bir ülke olmasına engel olma yönündeki çabalarını mercek altına alacak.
Amerika’nın Sesi’ne konuşan bazı batılı istihbarat yetkilileri, bazı cihatçı grupların şimdiden Afganistan’a geri döndüğünün gözlemlendiğini söylüyor.
Merkezi Londra’da bulunan Royal United Services Institute (Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü) adlı düşünce kuruluşundan uzman Raffaello Pantucci ise tüm işaretlere rağmen Taleban’ın belli bir ölçüde pragmatik bir tutum sergilediğini savundu.
Pantucci, “Militanların, 20 yıllık muhalefet sürecinde katı görüşlerini ciddi oranda değiştirdiğini gösterecek çok az delil var. Ancak bir taraftan Taleban, arazide geçirdikleri zaman boyunca belli oranda bir pragmatizm yakaladı” dedi.
Pantucci, Taleban militanlarının yabancı ülkelerin yardımına ihtiyaç duyacaklarına ve bu yardımın büyük bir bölümünün de Batı’dan gelmek zorunda olduğuna vurgu yaptı.
Başka uzmanlar da, Çin ve Rusya dahil bölgedeki diğer güçlerin ve komşularının da Afganistan’da istikrarsızlık görmeyi istemediklerini, ülkedeki olası terör unsurlarından en az Batılı ülkeler kadar endişe duyduklarını hatırlatıyor.
Cihatçı liderler ve El Kaide destekçileri ise sosyal medya hesaplarında Afganistan’daki gelişmeleri destekleyen kutlama mesajları paylaştı.
Aşırılık yanlısı medyayı takip eden SITE İstihbarat Grubu’nın tercümesini yaptığı bir mesajda, “Afganistan fethedildi ve İslam kazandı” denildiği belirtiliyor.
El-Kaide yanlısı bazı hesaplarda, ülkeden kaçmaya çalışan Afganlar ABD ile işbirliği yaptıkları için alaylı bir üslupla eleştirildi.
Cihatçıların sosyal medyadaki faaliyetlerini inceleyen Ortadoğu Medya Araştırmaları Enstitüsü’nün Başkan Yardımcısı Alberto Fernandez de Taleban’ın Afganistan’da gücü ele geçirmesini “El Kaide’nin bir nesil boyunca kazandığı en büyük zafer” olarak nitelendirdi.
İngiltere’nin eski Dışişleri Bakanı Philip Hammond ise Afganistan’daki durumun “sadece insani bir kriz değil, aynı zamanda da Batılı ülkeler için terörle mücadele krizi” olduğunu savundu.
İngiltere Avam Kamarası’nın Savunma Komisyonu başkanı Tobias Ellwood da aynı görüşte. Ellwood, bir İngiliz yayın kanalına verdiği röportajda, “Terörist gruplar yeniden örgütlenip sığınaklarına geri döndü” şeklinde konuştu.