Son aylarda yoğun aşılama programına rağmen Avrupa ülkelerinde COVID-19 vaka sayılarındaki artış eğilimi, hükümetleri yeni tedbirler almaya yöneltti. Bu kapsamda en çok tartışılan konuların başında aşılanmayanların özgürlüklerinin kısıtlanması geliyor. Almanya’da alınan son kararların, bu yöndeki tartışmalara yeni bir ivme kazandırması bekleniyor.
Başbakan Angela Merkel ile eyalet başbakanları arasında bugün yapılan Corona zirvesi, önce Ağustos ayının sonu için planlanmıştı. Ancak toplantı özellikle tatilcilerin geri dönmeye başlamasıyla birlikte vaka sayılarının son haftalarda belirgin şekilde artması üzerine öne çekildi.
‘Olağanüstü hal’ uzatıldı
Eyaletlerin başbakanları, yaz tatilini yarıda keserek Berlin’e dönen Merkel ile birlikte 2020’nin başından bu yana yaşamı belirleyen COVID-19'un daha bulaşıcı türü olan Delta varyantının neden olduğu vaka sayılarındaki artışın önüne geçmek için yeni önlemler kararlaştırdı. Bunlar arasında önümüzdeki sonbahar ve kış aylarına yönelik en önemli mesaj olarak yorumlananı, "ulusal epidemi hali" uygulamasının 2022’ye kadar uzatılması oldu. Bu karar, pandemiye karşı verilen mücadelede meclisin devre dışı bırakılarak, sağlık alanında tüm yetkilerin hükümete, özellikle de Sağlık Bakanlığı’na verilmesi anlamına geliyor. Ayrıca iç mekanlarda, toplu taşıma araçlarında ve mesafe kuralına uyulmasının mümkün olmadığı yerlerde maske takma zorunluğunun devam etmesi kararı alındı.
Aşısızların özgürlükleri kısıtlanıyor
Toplantıda, aşılanmışların aşılanmamışlara göre daha fazla imkan ve özgürlüğe sahip olması, başka bir deyişle aşılanmayanların özgürlüklerinin kısıtlanması da kararlaştırıldı. Buna göre, aşısız olanlar 11 Ekim’den itibaren COVID testlerinin ücretlerini kendileri karşılayacak; testler şimdiye kadar herkes için ücretsizdi. Buna paralel olarak, yedi günlük insidans değerinin 100 bin kişide 35’i aştığı kent ve bölgelerde restoran, bar, sinema, tiyatro, spor salonları, ibadethaneler, kuaförler, güzellik salonları gibi kapalı mekanlara ve hastanelerle yaşlı bakım evlerine girişte aşı olmamış kişilerin test beyan etmeleri şartı aranacak. Merkel ve federal hükümet, test zorunluluğu getirerek, aşılanma oranının yükselmesini hedefliyor. Ülkede şimdiye kadar nüfusun yüzde 55‘i her iki doz aşıyı, yüzde 62'si ise ilk aşıyı oldu.
BioNTech yöneticilerinden açıklama
Bu arada Delta varyantı konusunda bir açıklama yapan BioNTech yöneticisi Özlem Türeci, ilk iki aşılama turundan 6 ila 12 ay sonra üçüncü bir dozun verilmesi gerekebileceğini, üçüncü dozun hem Delta hem de Beta varyantlarına karşı korumayı en yüksek seviyeye çekeceğini duyurdu. Uğur Şahin de, geliştirdikleri aşının Delta dahil şu anda bilinen mevcut varyantlara karşı koruyucu olduğunu, şimdilik bir güncellemeye gerek olmadığını söyledi. Şahin, "Önümüzdeki 6 ila 12 ay boyunca başka varyantların ortaya çıkması çok olası ve bu durumda aşının yeni varyantlara adaptasyonunu yapmak gerekebilir. Ancak bu, şu an gerekmiyor” dedi.
Şahin çifti en zenginler listesinin 8. basamağında
Öte yandan geliştirdikleri aşıyla dünyaca üne kavuşan BioNTech kurucuları Özlem Türeci ve eşi Uğur Şahin’in Almanya’nın en zengin ilk 10’u arasına girdiği öğrenildi. BioNTech’in yüzde 17’sine sahip olan çiftin kişisel serveti 14 milyar Euro dolayına yükselirken, iki bilim insanı en zenginler listesinde 8’inci sıraya yükseldi. BioNTech’in kuruluşundan bu yana yatırım yapan ve hisselerin yarıya yakınına sahip olan Strüngmann kardeşlerin serveti ise, 40 milyar Euro seviyesine çıkarken, iki yatırımcı en zenginler listesinde 2’inci sıraya yükseldi.