Eski Başkan Donald Trump'ın ikinci azil davasının da beraatle sonuçlanma olasılığı artarken, hukukçu akademisyenler ve bazı Kongre üyeleri, ABD Anayasası'nın 14'üncü ek maddesinde yer alan ancak sıklıkla başvurulmayan bir hükmün Trump'ın bir daha kamu görevine gelmemesi için kullanılıp kullanılamayacağını tartışıyor.
ABD Anayasası'nın 1868 yılında onaylanan 14'üncü ek maddesi, Amerikan vatandaşlarının medeni haklarının kapsamını genişletmesi ve yasalar altında "eşit koruma" garantisi vermesiyle biliniyor. Ancak bu maddenin az bilinen ancak çok tartışılan üçüncü fıkrasında yer alan hüküm, ABD'ye karşı "isyan ya da ayaklanmaya kalkışan" ya da ABD'nin düşmanlarına "yardım ve yataklık yapan" kişilerin kamu görevine gelmesini engelliyor.
Trump, 6 Ocak 2021'de destekçilerini Joe Biden'ın seçim zaferini tescillemeye hazırlanan ABD Kongresi'ne baskın düzenlemeye teşvik etmede oynadığı rol nedeniyle "isyana kışkırtmakla" suçlanıyor.
Senato'daki 50 Cumhuriyetçi Partili senatörün 45'i, eski bir başkan hakkında azil davası açılmasını hukuki bulmadıklarını beyan etmiş, bu beyanla birlikte Senato'nun Trump'ı "isyana kışkırtmadan" suçlu bulma ve kamu görevinden hayat boyu men etme olasılığı azalmıştı.
Bu durumda Demokrat Partililer'in elinde, eski bir başkanın bir daha kamu göreve gelmemesini garanti altına almak için daha önce denenmemiş olan tek bir anayasal yol kalıyor: Anayasa'nın 14'üncü ek maddesi.
Üçüncü fıkra, Kongre'ye anayasa maddelerini "uygun yasalarla" uygulama yetkisi tanıyor. Bu madde bazı hukuk uzmanlarının, Demokrat Parti kontrolundaki Kongre'nin salt çoğunluğu sağlayarak Trump'ın gelecekte kamu görevi üstlenmesini engelleyecek bir yasa çıkarabileceğini öne sürmesine yol açtı.
Anayasa hukuku uzmanı Deepak Gupta ve ABD siyasetiyle ilgili haberlere yer veren Crooked Media sitesinin editörü Brian Beutler, geçen ay New York Times gazetesinde kaleme aldıkları bir yazıda, "Kongre, Trump ya da başkası için, Anayasa'yı koruma yemini eden ve 6 Ocak saldırısını kışkırtan, yöneten ya da saldırıya katılan herkesin 'isyan ya da ayaklanmaya kalkıştığı' ve bu nedenle anayasal olarak gelecekte kamu görevine gelemeyeceğini öngören bir yasayı hemen çıkarabilir" ifadelerini kullandı.
2016 seçimlerinde Başkan Yardımcısı adayı olan Virginia eyaletinin Demokrat Parti Senatörü Tim Kaine, Trump'ın bir daha kamu görevine gelmemesi için Anayasa'nın 14. ek maddesinde yer alan bu hükme başvurulmasını öneren Kongre üyelerinden biri. Senatör Kaine, Cumhuriyetçiler'in Trump'ı suçlu bulmaktan çok, 14'üncü maddeyi devreye sokmaya daha meyilli olabileceğini söylüyor.
Kaine, geçen ay yaptığı bir açıklamada, "Yapmak istediğim tek şey meslektaşlarıma azil dışında bir seçenek sunmak" demişti.
Maddeyi kim işletecek?
Ancak Trump'ı kamu görevinden men etmek için bu ek maddeyi kullanmanın getireceği bazı zorluklar var. Örneğin ek madde, bir hükümet yetkilisinin isyan faaliyetlerinde bulunduğuna ve bu nedenle kamu görevinden men edilmesi gerektiğine kimin karar vereceğine açıklık getirmiyor. Kimi akademisyenler, bu kararı Kongre'nin değil, mahkemelerin vermesi gerektiği görüşünde.
Princeton Üniversitesi'nden siyaset profesörü Keith Whittington, "Üçüncü fıkra, bir yetkilinin isyancı faaliyetlere giriştiğini belirlemesi için herhangi bir mekanizma tanımlamıyor. Bu nedenle bu madde çok fazla kullanılmamıştır. Hatta ne tür mekanizmaların anayasal olduğu bile açık değildir" diyor.
Whittington ayrıca Kongre'deki salt çoğunluğun eski bir başkanı hayatı boyunca kamu görevinden men etmesinin her şeyi daha karmaşık hale getireceği uyarısında bulunuyor. Cumhuriyetçi Parti de gelecekte çoğunluğu sağladığında aynı maddeyi, ayaklanmaya dönüşen protesto eylemlerine ilişkin görüş belirttikleri gerekçesiyle Demokrat Partililer'e karşı devreye sokabilir.
Whittington, "Kongre'nin salt çoğunlukla bu gibi kararlar alması ve azınlıktaki parti mensuplarını az kanıtla ve tamamen partizan bir siyesi süreçle kamu görevinden men etmesinin çok büyük siyasi riskleri var" şeklinde konuşuyor.
Bazı üst düzey Demokratlar da 14'üncü ek maddenin işletilmesine ikna olmuş değil.
Demokrat Parti'nin Senato'daki iki numaralı ismi Illinois Senatörü Dick Durbin, 22 Ocak'ta "Ben henüz ikna olmadım çünkü 14'üncü ek madde, bir kişinin isyana katılıp-katılmadığının nasıl belirlendiği konusunda net değil" dedi.
Ek maddenin tarihi
14'üncü ek maddenin üçüncü fıkrası, 6 Ocak'taki Kongre baskınından önce gündemde değildi. Indiana Üniversitesi Robert H. McKinney Hukuk Fakültesi'nden Profesör Gerard Magliocca'ya göre üçüncü fıkra, Konfederasyon'un eski mensuplarının üst düzey kamu görevlerine gelmesini engellemek için tasarlanmıştı.
Profesör Magliocca, "14'üncü ek madde kabul edildikten sonra üçüncü fıkra, yaklaşık dört yıllık bir süre boyunca, kamu görevinde olan ya da bu görevlere seçilen kişilerin yeterli niteliklere sahip olmadıkları gerekçesiyle uzaklaştırılmaları için kullanılmıştı" diyor.
Magliocca, Anayasa'nın sözkonusu fıkrasının ABD İç Savaşı sonrasında ülkede birlik ve beraberlik sağlamak için başlatılan Yeniden Yapılanma döneminin bitiminden bu yana sadece bir kez kullanıldığını söylüyor. 1919 yılında Wisconsin eyaletinden sosyalist Kongre üyesi Victor Berger, Casusluk Yasası uyarınca savaş karşıtı eylemlere giriştiği gerekçesiyle suçlu bulunmuş ve Kongre'deki görevinden alınmıştı. Anayasa Mahkemesi, Berger'a yönelik suçlamayı geri çevirmişti.
Profesör Magliocca, "Temsilciler Meclisi, Berger'ın savaş karşıtı duruşunun Almanya'ya yardım ve yataklık anlamına geldiği ve bu nedenle kamu görevinde hizmet veremeyeceği hükmüne varmıştı" diyor.
6 Ocak sonrası tartışma
Üçüncü fıkra, daha sonraki 150 yıl boyunca neredeyse unutuldu. Ancak 6 Ocak'ta Trump yandaşlarının Kongre binasına saldırması ve biri polis memuru beş kişinin yaşamını yitirmesi, Temsilciler Meclisi'nin Trump aleyhine tekrar azil davası kararı almasına yol açtı.
Aleyhindeki azil gerekçesinde Trump'ın kamu görevinden men edilmesiyle ilgili üçüncü fıkraya da atıfta bulunuluyor. Ancak Senato'daki davada savcılık görevini üstlenecek Demokrat Partili azil yöneticileri, geçen hafta Salı günü Senato'ya ilettikleri ön duruşma dosyasında bu maddeyi neredeyse hiç gündeme getirmiyor.
Profesör Magliocca bunun, Demokratlar'ın bu seçeneği davanın ilerleyen günlerinde gündeme alabileceği anlamına gelebileceği görüşünde. Uzman ayrıca Kongre üyelerinin üçüncü fıkraya bağlı yasalar üzerinde de çalıştığını söylüyor.
Eğer Kongre'deki Demokratlar Trump'ı kamu görevinden hayat boyu men etmek için 14'üncü ek maddeye başvurursa, Magliocca'ya göre iki yöntem izleyebilir. Bunlardan ilki, üçüncü fıkranın devreye girebilmesi için yasa çıkarmak. Magliocca bunu, Konfederasyon yetkililerinin kamu görevinden uzaklaştırılması için oluşturulan 1870 tarihli Ku Klux Klan Yasası'na benzetiyor.
İkinci yol ise Trump'ın kamu görevine uygun olmadığına ilişkin bağlayıcı olmayan bir karar tasarısını geçirmek ve mahkemeleri, bu kararı kabul etmeye çağırmak.
Profesör Magliocca, "Eski Başkan'ın kamu görevine uygun olmadığı değerlendirmesine mahkemede karşı çıkmak için her türlü hakkı var. Hukuk mücadelesini Anayasa Mahkemesi'ne kadar taşıyabilir" diyor.